Abidinpaşa Ortatepe Camii, Cevat Ülger tarafından 1965-1977 yılları arasında inşa edilmiştir ve Ülger'in Ankara'daki tek cami projesidir. Cami, Ankara'nın başkent havasına uygun olarak inşa edilmiş ve mimarisi diğer camilerinden farklıdır. Ülger'in geliştirdiği kubbeli mimari anlayışına sahip olan cami, sade mihrabı, beyaz mermer minberi ve çini işlemeli duvarlarıyla dikkat çeker.
Abidinpaşa Camii’nin inşası 1965 – 1977 yılları arasında sürmüştür. Cevat Ülger’in Ankara’da inşa ettiği tek camidir. Ankara’nın başkent havasına uygun, diğer inşa ettiği camilerden farklı keskin hatlar mevcuttur. Adeta Cumhuriyet döneminin Milli Mimari’sinden inkılapların ve devrimlerin yapıldığı İnkılap Mimarisi dönemine nazire vardır. Ülger’in en uzun zaman diliminde inşa ettiği camilerin başında gelir. Bunun nedenini araştırmak için gerekli veriler – maalesef – bulunmamaktadır. Ekonomik durum, cami banisi ve mahalleli ile ilişkiler muhtelif sebepler arasında yer alabilir.
Mamak’ın tepe noktası sayılacak yere inşa edilen cami, bir ana kubbe ve onu çevreleyen küçük kubbelerden oluşmaktadır. Kubbelere bağlı bir cami mimarisi anlayışı geliştiren Ülger, son cemaat mahfilini beş kubbe kapatır. Revaklı son cemaat mahfili altı ince sütun ve beş yassı kemerden oluşur. İlk inşa edildiği dönemde revaklı olan kısım cam malzemeyle kapatılmamışken daha sonra cami yetkilileri tarafından cam ile kapatılan revaklı kısım, çalışma ofislerini anımsatacak şekilde çirkinleştirilmiştir.
Ümit ederiz ki bu yanlıştan dönülür ve cami, asıl haline getirilir. Güzelliğin ruhaniyetine camla indirilen bu hançer, idrakimizi ve güzellik zevkimizi lağvetmektedir.
Cami zemininin engebeli olmasından dolayı statik tasarımı diğer camilerinden farklıdır. Ana kubbesinin diğer camilerine nazaran daha küçük olması dengeyi sağlamak ve gelecek deprem kuvvetleri karşısında gerekli mukavemeti gösterip çatlama veya yıkılma olmasının engellemek içindir.
Ana kubbe ve revakların üzerini örten kubbeler üzerinde burçlar varken, ana kubbenin etrafında bulunan kubbelerde burç bulunmamaktadır.
Cami ana kubbesini dört payanda taşımaktadır. Payandalar hat sanatı ile bezenmiş olup Allah’ın ismi ve ayetler yer almaktadır. Aynı şekilde ana kubbenin içi de hat sanatı ile işlenmiştir. Sonsuzluğa giden dairesel işlemeler zamanın helezonda nasıl akıp gittiğini temaşa edenlere göstermektedir.
Camiye giriş merdivenle olmaktadır. Caminin küçük avlusu, cami girişinin bir insan boyu kadar altındadır. Caminin inşa edileceği parseli daha verimli kullanmak ihtiyadından mütevellit yüksek giriş yapılmıştır.
Cami tek minareli olup çift şerefelidir. Minarenin kaidesi yapıdan ayrık vaziyettedir. Diğer camilerinde minare yapının kendisine bitişikken, Abidinpaşa da ayrıdır.
Cami mihrabı beyaz mermerden yapılmıştır. Sade ve mukarnas bezemesi olmayan mihrap bu yönüyle de diğer camilerden ayrılır.
Harim alanında ana kubbenin altındaki kemerler beyaz ve granit turuncusu renklerle oluşturulmuştur.
Minber de aynı şekilde mermerden yapılmıştır. Minberin sağ kenarında üçgen ve üçgenin içinde daire olan tezyinat işlenmiştir. Bu tezyinat şekliyle de diğer camilerinden farklılık gösterir.
Cami duvarları fayanslara işlenmiş çini resimleriyle örülüdür. Mavi ve yeşil tonların hakimiyeti görülür.
Cami giriş kapısının hemen üstünde hanımlara yer ayrılmıştır.
Ülger’in inşa ettiği Abidinpaşa Camii adeta Ankara’nın ruhaniyetini ve havasını yansıtır.