Ankara’da yaşanan akran zorbalığı görüntülerinin ardından “gençlerin suça yönelme” sorunu yeniden gündeme geldi. Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu’nun “Gençler suça niye bulaşıyor?” başlıklı yazısında dile getirdiği tespitlere katılıyor; ancak bu tespitlerin ötesine geçen yapısal sorunlara da dikkat çekmek istiyoruz.

Eyüboğlu yazısında liseli bir kız öğrencinin, bir akranına ‘Şikayet edersen cenazeni evine yollarım’ şeklinde tehditte bulunması dikkat çekiyor; bu tür mafya raconu ifadelerin çocuklar arasında sıradanlaşmasının toplumsal bir tehlike olduğunu vurguluyor Ayrıca, şiddeti uygulayan ve mağdur olanların çocuk yaşta olması, artık bireysel vakalardan öteye geçildiğinin göstergesi olduğunu, Z kuşağının bu hale nasıl geldiğinin araştırılması gerektiğini, devletin ve ailelerin bu konuda acilen çözüm yolları araması gerektiğini belirtiyor.

Elbette biliyoruz ki ortaya konulan şiddet vakaları yalnızca münferit birer vaka olarak değil, çok daha büyük ve sistematik bir yozlaşmanın yansıması olarak ele alınmalı. Gençlerin şiddete, suça ve ahlaki çöküntüye yönelmesinin ardında yatan temel sebepler; inançsızlık, değersizlik, amaçsızlık ve maneviyatsızlıktır.

Bugün eğitim sistemi başta olmak üzere toplumun hiçbir katmanında İslâmî hassasiyetin belirleyici olmadığı görülüyor. Ailede, okulda, medyada ve hukuki düzende gençliğe İslâm, İslâm ahlâkı, iman şuuru ve hakikat ekseninde bir değerler sistemi verilmiyor. Modern seküler yaşam tarzı, gençliği dinî, millî ve kültürel köklerinden koparıyor, yerine sadece bireysel haz, dünyalık işler aşılanıyor.

Dijital mecralar ve medya organları ise gençliği ahlaksızlığa, şiddete, isyan ve suça teşvik ediyor. Sözde özgürlük ve bireysellik maskesiyle dayatılan bu "kültür", gençlerin ruhunda boşluk, maneviyatsızlık, oluşturuyor. Bu başıboşluk ve maneviyatsızlık zamanla suça yönlendiriyor. Gençler sadece başkalarına değil, aynı zamanda kendilerine de zarar vermeye başlıyor.

İngiltere, ABD ve Fransa'ya bağımlılığını azaltmak için silah üretimini arttırmaya hazırlanıyor İngiltere, ABD ve Fransa'ya bağımlılığını azaltmak için silah üretimini arttırmaya hazırlanıyor

Öte yandan bu mesele yalnızca devletin eğitim, güvenlik ve adalet kurumlarının sorumluluğuna bırakılacak bir konu değil. Toplumun tamamı, özellikle de sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar ve kanaat önderleri bu çöküş karşısında seferber olmalı, topyekûn bir ruh ve değer inşasına yönelmelidir.

Gençliği suça iten şartların ortadan kaldırılması, ancak iman merkezli bir dünya görüşü ve ahlâk temelli bir toplum inşası ile mümkündür. Aksi takdirde yaşanan her hadise, sadece yeni bir istatistikten ibaret kalacak; kök sebebe inilmeyen her yorum, sorunu daha da kronikleştirecektir.