İstanbul’un Beykoz ilçesinde bulunan Haci Zihni Gürler Camii, 1975 yılında Mimar Cevat Ülger tarafından 450 metrekarelik alana inşa edilmiştir.
Camiinin ana kubbesini, 3 küçük kubbe tamamlıyor. Gürler Camii’nin ana kubbesi, Eskişehir Reşadiye ve Kayseri Bürüngüz Camii’nin ana kubbelerinden küçüktür. İnşa tarihi bakımından diğer iki camiden önce gelir. Daha sonraları yapacağı camii inşaatında kubbe çapını ve yerden yüksekliğini büyütmek için ince fil ayaklar üzerine pandantifleri yerleştirmiştir. Vefatından evvel inşa ettiği mükemmel, iki camii için, Gürler Camii fragman olmuştur adeta. Kubbeye işlenen tezyinat, derin bir tefekkür buudu açmaktadır.
Cevat Ülger camilerinin en belirgin ortak özelliklerinden birisi sınırlı mekana, sonsuz tefekkürü işleyebilmesidir. Ne modernizmin keşmekeşliğinde boğulmuştur, ne de gelenekselciliğe kuru kuruya teslim olmuştur. Yapı elemanlarının, varlık telakkisini tahrip etmeden taşı taş, tuğlayı tuğla olarak kullanmıştır. Bu ayrı bir mevzuu, ilerleyen dönemlerde işleyeceğiz…
Yapının ana malzemesi taş ve tuğladan meydana gelmektedir. Camiinin iç döşemesinde ahşapta kullanılmıştır. Hanımlara ayrılan bölüm, tavan ve minberde ahşap; mihrapta ise mermer kullanılmıştır.
Camii tek minareli olup tek şerefelidir. Minare gövdesiyle şerefenin birleştiği kısım mukarnaslarla süslenmiştir.
Camiinin mihrabı mermerden kesme taşlarla yapılmıştır ve mukarnaslarla bezenmiştir. Mukarnaslar estetik güzellik sağlamasının yanı sıra statik dengeyi de sağlayıp birleştirici form görevini üstlenir.
Camiinin minberi ahşap malzemeden yapılmıştır. Genelde ahşaptan minber yapma, Selçuklulara ait gelenektir. Selçuklu ve Osmanlılara ait mimari anlayışın yeniden yorumlanıp, malzemelerin iç içe kullanılması olarak, okunabilir.
Mazgal pencerelerle camii aydınlatılması sağlanıp, pencere vitraylarıyla estetik görünüm sağlanmıştır.
Camii’nin ön cephesi sivri kemerli ve açık, üstü tonoz kubbe ile örtülü ve örtüsü sütunlarla taşınan revaklar vardır. Kemer ve sütunların birleşim yerlerinde mukarnaslar kullanılmıştır.