İNSAN YERİNE KÖPEK KÜLTÜ!

Son yıllarda toplumda akıl almaz bir sapma yaşanıyor. Başıboş köpekler her sokakta, her caddede, her parkta artık olağan bir manzara haline gelirken, iş çığırından çıkmış durumda. Dükkanlarda, mağazalarda, toplu taşıma araçlarında insanın hakkını gasbeden bir "köpek kültü" türedi. Ancak mesele bundan daha vahim: Bu hayvanlara neredeyse kutsallık atfediliyor, baş tacı ediliyor. Köpekleri insan yerine koyan, onları evlat edinen, adeta ilahlaştıran bir kesim peyda oldu.

Başıboş köpekler her yıl onlarca insanın ölümüne sebep olurken; buna karşı herhangi bir önlem almak bir yana, tam tersine başıboş köpekleri yücelten bir akım giderek güçleniyor.

Seküler zihniyetin çıkmaz sokaklarında sıkışan ve fıtratlarını bastıran bu hastalıklı kesim, insani tüm hasletlerini köpeklere boca ederek psikolojik olarak tamamen bozulmuş bir ruh hali sergiliyor. "Merhamet" adı altında aslında kendi vicdanlarını tatmin etmek için köpeklere yönelen bu güruh, sosyal medya kampanyalarıyla, bağışlarla, sivil toplum maskesi takan örgütleriyle adeta bir "köpek dini" inşa ediyor.

KÖPEK SEVGİSİ DEĞİL, İNSANLIK DÜŞMANLIĞI

Mesele sadece bir hayvan sevgisi değil. Zira bu kesim için insanın değeri artık köpeklerden daha düşük bir noktaya gelmiş durumda. Öyle ki, başıboş köpeklerin sebep olduğu dehşete karşı çıkanlar "vicdansız", "canavar", "insanlıktan nasibini almamış" olarak yaftalanıyor. Köpeklere dokunmak bir tabu, onlara en ufak bir önlem almak "zulüm" olarak görülüyor. Ama bebekleri parçalayan, insanları ısıran, sokakları yaşanmaz hale getiren köpekler konusunda tek kelime edilmiyor.

Bu sapkınlık öyle bir noktaya vardı ki, şimdi de t-shirtlere "hav" yazılıyor, toplu taşımada köpekler insan gibi koltuklara oturtuluyor. Köpeği evlat edinmekle kalmayan bu kesim, artık onu insanla yarıştırıyor ve yüceltme çılgınlığını daha da ileri taşıyor.

İnsan yerine köpeği koyarak, değerleri ters yüz ederek, aklı ve vicdanı ipotek altına alarak adeta bir milletin aklıyla oynanıyor.

Soruyoruz: İnsanlık, ne zamandan beri köpeklerin gölgesine mahkûm edildi?

Baran Dergisi