İslâm dünyası kanıyor, mecrasını arıyor. Bir yanda kendi iç çatışmaları, diğer yanda dış baskılar.
İçte ve dışta düşmanlarla mücadele etmek için sistem ve sisteme bağlı siyaset şart; fikre göre örgütlenmek şart. Sistemli hareketin idrakinden yoksun, iyi niyetli çabalarla bir yere varmak mümkün değil; ne kadar İslâmî niyetlerle olursa olsun, iyi niyetli doktorun yanlış reçetesiyle tedavi olunmaz.
Necip Fazıl’ın ortaya koyduğu bir reçete var: Büyük Doğu Mefkûresi. Bu ideali yürütmekten başka bir amacı olmayan Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA var. Kuru kuruya Büyük Doğucu’luk değil, onun tatbikini isteyen, sistemli yürütücüsü İBDA. Necip Fazıl ne dediyse o, kısaca İBDA budur.
İnsan olmanın bize yolunu gösteren Necip Fazıl’ın muradına uygun bir yerde durmanın ve Büyük Doğu’yu toplumun genel fikir çerçevesine yerleştirmenin adresidir Salih Mirzabeyoğlu.
Ramazan ve Arakan… Ramazan ve Çeçenistan, Filistin, Suriye, Patani, Nepal, Doğu Türkistan ve diğerleri… Ramazan ve Türkiye… Merkez olması gereken ve şu an merkezî fikirden uzak yaşayan Türkiye…
İnsan olmanın yolu ilâhî emaneti taşımaktan geçer; Allah’ın halifesi olan, ebedî şifayı taşıyan insan soyu, İslâm’ın da kılıcıdır.
Modernizmin kölesi olan bir insan olmak değildir Müslüman’ın muradı. Modernizmin buyruğu altında bir İslâmî hayat tesellisi de değildir Müslüman’ın muradı.
Batı “benden başka hayat tarzı yok” diyor ve “benden başkası uygulanamaz” diyor. Batı bizi boğazımıza kadar çamura soktuktan sonra “başka bir hayat tarzı yoktur” diyor ve bu boktan hayata razı etmeye çalışıyor. Hayatın bütün şubelerini kuşatan alternatif bir dünya görüşüne sahip olmayan bir kısım Müslümanlar ise Batı’nın değerleriyle düşündüğü için bu zokayı yutuyor; Batı’ya karşı olurken bile Batı argümanlarını kullandığının farkına varmıyor.
İflas etmiş olmasına rağmen göstermelik tedbirlerle ve yeniliklerle hayatiyetini sürdürmeye çalışan Batı, alternatifinin önünü de tıkamaya çalışıyor. Kurtarıcı fikir bağlılarının bunu gerçekleştirecek çaptan uzak olmaları sonucu Batıcı hayat tarzının afyonkeşliği içerisinde bir hayat sürülüyor. Kredi kartlarıyla, faizleriyle, televizyon ve internetiyle vs. teşvik edilen bir hayat... Gıpta edilecek bir hayat gibi sunuluyor ve bu sun’i hayat içinde bir çok insana kıyılıyor. Altta kalanların gözü üstte olanlarda kalarak, gözü açık öte dünyaya göçtüğü bir hayat. Tabiî buna hayat denirse.
İBDA Fikriyatına bağlı cephelerin kendi usulünce farklı sahalarda mücadeleleri ve dalga dalga katılımla yükselecek, anti-emperyalist bayrak altında toplanmak…
Üstad’ın “millet dalga dalga bayrağa gelir” emri için çabalayan her İBDA Cephesinin faaliyeti azizdir. Hatası ve sevabı kendine ait her cephenin şuur ve fedakârlık seviyesince katkı sağladığı, birbirinden bağımsız faaliyetler. Doğrulayıcılık mihrakı ise İBDA fikriyatıdır. Bundan dolayı İBDA-C’de tabiî ayıklama bünyesi vardır. Fikriyata uymayan tavır ve siyasetler meşrûluk kazanmazken, fikriyata zıt olmadıktan sonra her renk ve üslup makbul ve zenginlik olarak yorulur.
Kumandan Mirzabeyoğlu cepheleşmeyi ortaya koydu. Onun muradına uygun İslâm inkılâbına doğru daha gür sesle yürümeli. İBDA’nın muradı olan telkinci ve estetik bir dil kullanarak iş yapan nerede ise İBDA oradadır ve bayrağı daha yükseğe taşımanın tasasını çekmek İBDA cephelerinin vasfıdır. Hizmet eden her şeyden önce rahmandan ecrini alırken, dedikodu ve birbirini eleştirmekle meşgul olanlar ise şeytanın gıdası ile beslenirler. Birbirimizi sevmeden cennete giremeyeceğimiz ölçüsü malûm. Kumandan’ın “birbirinizi sevin, dua edin ve ihlasla iş yapın” emrini de hatırlatalım.
Eyüp Sultan Hazretlerinin Allah Resûlü’nden rivayet ettiği iki Hadis meali:
“Birbiriniz arasında selâmı yayın. Sonra pişman olacağın sözü söyleme. Başkasının eline ümid bağlama.”
“Allah için birbirini sevenler ve sayanlar, kıyamet günü Arş-ı Alâ’da yakuttan koltuklarda oturup birbirleriyle sohbet ederler.”
Tüm Batıcı, Modernist, Liberalist, Demokrat vs. İslâm dışı rejimlere karşı İslâmca ve insanca bir hayatı tesis etmek için; kimsenin hakkının yenmeyeceği, kimsenin kimseye dalkavukluk etmeyeceği, emeğin ve çalışmanın gerçek karşılığını alacağı, fikrin ve faziletin üstün tutulacağı, evlerin yuva olacağı, taş kıranın da cephede savaşıp şehit düşenin de mutlu olacağı bir rejim tesis etmek için Büyük Doğu İBDA kavgası var; Başyücelik Devlet Modeli var.
Ramazan’ın da bereketiyle Rabbim bize kolaylıklar versin. Önümüzü açsın, İslâm inkılabının yolunu rahatlatsın. Suyun tabiî akışı gibi İslâm davasında kolaylıkla yürümeyi nasip etsin.
Baran Dergisi 291. Sayı
Baran Dergisi 291. Sayı