Referandumdan sonra hükümetin eli daha da sağlamlaştı ve Balyoz darbe planına karıştığı iddiasıyla üç generali görevden aldı. Cumhuriyet tarihinde ikinci defa (Adnan Menderes 16 generali görevden almıştı) olan bu olayda askerlerin ehil olmadığı da belirtildi. Nasılsa Mehmetçik bol hesabı ölen askerin sorumluluğundan kaçan ve kaç asker kaybettiğini dahi bilemeyen generallerden hesap soruluyor ilk defa. Sorumlulardan hesap sorulması, darbe planlanları yapanlardan hesap sorulması güzel bir şey. Ama asıl darbecilerden hesap sorulmaması kötü bir şeydir.
Önce 28 Şubat darbecilerden hesap sorulsun. Yakındaki dururken 12 Eylül darbecilerine gidiliyor gibi yapılması oyalamacadan başka bir şey değildir.
Bir de şu önemli husus var:
BOP sömürge valisi kimse ondan hesap sorulsun!
“BOP’un eşbaşkanıyım” diyen Recep Tayyip Erdoğan’dan bunun hesabı sorulsun!
“İran’a füze, İsrail’e kalkan” olan füze kalkanına imza atanlardan hesap sorulsun!
ABD’nin jandarmalığını bırakalım artık. Bu rezillik bize hiç yakışmıyor.
Yüzde 10 büyüme yakaladık, artık hasta adam değil Avrupa’nın sağlıklı adamıyız diyenlere “o zaman BOP’da ne işimiz var?” diye sormalı.
Siz BOP’ da sömürge valiliği yapmaya devam ederseniz füze kalkanını da başınıza geçirirler, başka çuvalı da geçirirler. Zaten Kuzey Irak’ta başımıza geçen çuvalı unutmaya başlamıştık ki, yeni bir çuval hadisesi (füze kalkanı) ile karşılaştık.
O zamandan bu zamana ne yapıldı?
Darbecilerin bir kısmı yargılandı ama nerede diğer kısmı?
Neden Müslümanlar üzerindeki tüm baskılar kalkmıyor?
Müslümanların çocuklarına eğitim hakkı verilmemesi ve ilköğretimde başörtüsüne “cehalet” denmesi neyle açıklanacak?
Büyüme iyi de gelir dağılımı nasıl?
Üretim potansiyeli bazı ellerde niye toplanıyor?
Batı ile entegre kapitalist sömürü sistemi niçin hâlâ sürüyor?
İnsanlar inançsızlık batağında, menfaat ağında hayvan gibi sadece boğaz derdinde niye yaşamaya mahkum ediliyor?
Eğitim sistemindeki bozukluk, kimliksizlik niye devam ediyor?
Batıcı ve sömürücü bu sisteme niye hâlâ kul köle olalım?
Ve en önemli sual şudur:
Prangalarımızı yağlayanlar, arada bir başımızı okşayan bizden görünenler mi?
Şu husus da herkesi rahatsız ediyor:
Hükümetin çıkardığı mali affa Aydın Doğan affı deniyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçakçısı Aydın Doğan’a kıyak çekiliyor. Müslümanlara yapmadığını bırakmayan 28 Şubat’çı Aydın Doğan’ın devlete olan 6 katrilyonluk borcunun çok önemli bir bölümü siliniyor.
Bir yanda Cumhuriyet tarihinde kolay kolay yapılmayan üç general emekli edilirken, diğer yandan Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçakçısı Aydın Doğan affa uğruyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bu korkunç paralar neyin karşılığında affediliyor?
Demek ki hükümet; hak-hukuk-adalet duygusuyla hareket etmiyor, menfaati ve iktidarı için darbeci paşaları görevden alıyor, yine menfaati için daha yumuşak muhalefet etmesi şartıyla vergi affı ile Aydın Doğan’a yol açılıyor. Anlayacağınız ahlaksız düzen devam ediyor, başında bizden (!) biri olsa da.
Ülkenin potansiyeli, borçlarla ekonomi ayakta duruyor. Bu da hükümetin başarısı olarak gözüküyor. Dünya şartları Türkiye’yi avantajlı konuma getirdi ama yöneticilerimiz bunu bir sistem ve temele oturtamadı. Batıcı sömürü sistemini revize etmekle yetindiler.
Hükümet sıcak para girişine dur demeyi düşünüyor. Şimdiye kadar sıcak paranın bizi bu kadar sömürmesine müsaade edilmemeli idi, sıcak para bir hesap-kitap dahilinde girmeli idi. Sıcak para, TL’yi değerli yaptı, dövizi düşürdü, ondan sonra ithalat arttı, cari açık arttı. Bunun hesabı yapılmalı idi. İthalat artışı, sıcak paradan gelen faydayı götürüyor. Zaten son gelen sıcak paralar yatırımlardan ziyade borsaya gidiyor. Hükümet yeni yeni uyanıyor. Aydın Doğan’la anlaşıp vergi affı çıkarmaktan önce bunları niye düşünmediler?
Hâlâ cezaevinde yatan gazeteciler varken, Aydın Doğan’a bu kıyak niye? Kendi ataları (Vehbi Koç vb.) ve adamlarının oluşturduğu kanunlarla, servetlerini ve itibarlarını bu ülkenin madenlerini, insanlarını, Müslümanları sömürerek, dışarıya satarak, yaftalıyarak, ezerek, hor görerek, aşağılayarak ve çalarak edinen Aydın Doğan ve ailesinin bugün bu ülkenin bir çok sorununa çare olacak 6 katrilyonluk cezası affediliyor. Hem de bu para halkın parası iken ve halka sorulmadan affediliyor.
İnsanlar boğaz tokluğuna birbirini çiğnerken, birbirinin gözünü çıkarmanın derdinde iken, dünyanın dolar milyarderi Aydın Doğan’ın 6 katrilyonluk vergi borcu afla siliniyor. Neden?
Aylık Dergisi 75. Sayı
Aralık 2010