Dış Politika eleştirileri: İnsaf Yahu… Hoca Efendi’nin sözcülerinden biri de olduğu iddia edilen Zaman Gazetesi yazarının  07.10.2011 tarihli yazısının başlığı. A.K.P.’nin dış politikalarının 2 kesim tarafından eleştirilmesi üzerine, eleştiriyi yapan statükoculardan ziyade, dindar kesime yapılmış bir çağrı. İnsaf Yahu…
Ulusalcı, statükocu kesimle ilgili yapılan değerlendirmelerdeki yanlışlıkları bir tarafa bırakarak dindar kesimin ne istediği ve niçin insaflı davranmaya çağrıldığına bakalım. Dış politikaya yönelik eleştirilerde bulunan bu kesim; Irak’ın, Afganistan’ın işgaline, Libya’nın, Filistin’in tar u mar edilmesine karşı çıkmış, Türkiye’de bulunan NATO-A.BD. Üslerinin kapatılmasını ve yenilerinin açılmamasını, İsrail’in güvenliğini sağlama amacı güden Füze Kalkanı’nın Türkiye’ye kurulmamasını, bizzat Başbakan’ın eleştirdiği üzere dünyanın NATO’ya egemen 5 büyük devletin emrinden çıkması gerektiğini, zulümleri-savaşları-haksızlığı engelleme amacıyla kurulduğu söylenen B.M.’nin tamamen zulmün ve sömürünün hazırlayıcısı ve uygulama merkezi olduğunu güçlü, ilkeli ve zulmün karşısında yer alan devlet olarak bunun gereğinin yerine getirilmesini, ekonomik çalkantılarla her tarafından çatırdayan dünyayı sömürgeleştirme gayesi güden A.B.’ne girilmesinde ısrarcı olunmamasını, vatandaşını öldürenlere karşılık verilmesini, başka bir ülkenin ajanlarının ellerini kollarını sallayarak Türkiye’de operasyon yapmaya cesaret edememelerinin sağlanması… Gibi    konularda hükümeti uyarmaya ve uyanık davranmaya çağırmış.
Emekli Genelkurmay Başkanı gibi” Biz PKK’yla mücadeleyi 1 Mart Tezkeresiyle kaybettik” dememiş. İsrail komandolarının katlettiği 9 Türk’ün ölümünün onların hatası olduğunu söylememiş, yapılan her türlü hataya rağmen Batıya ve İsrail’e sert çıkan Hükümetin arkasında durmuş, İsrail’i ve batıyı putlaştırmamış.
Yazı şu minvalde devam ediyor; Eleştiriye hakkınız var  ancak B.M.NATO ve A.B.’den yani Batı İttifakından çıkmamız halinde hangi ülkelerle ve kimlerle  örgütlenilmesi gerektiğinin de teklif edilmesi gerekmektedir.
Evet, Batının icat ettiği tüm kuruluşlardan yani Batı ittifakından, batının yozlaşmış değerlerinden vazgeçilmesi, onların yani Siyonistlerin ve emperyalistlerin erketeliğinden vazgeçilmesi en önemli teklifimiz. Bundan vazgeçerken ille de yeni bir ittifak oluşturmak şart değil. Topyekün bizi biz yapan her şeyi küçümseyen ve zavallı göstermeye çalışan bu anlayışa ne söylesek boş. Biz bize yeteriz, tekerlemesinde bulunmuyorum. Ancak beslendiğimiz kaynak ve sahip olduğumuz inanç, bu tür ittifakların içinde yer alarak bunları savunmayı imkânsız kılmaktadır, Bizim için öyle.
Realist, akılcı gerekçelere dayandırılmış gibi gösterilen bu yazıya söylenecek çok şey var. İkaz etmeyi düşündüğümüz hususlarla ilgili de birçok mazeret ve gerekçe uydurulacağının  farkında olarak tek gerçek olan ölümü, O’nun karşısında duyulan acziyeti ve ahireti hatırlatarak İNSAF YAHU… Demekle yetinelim. Son söz olarak Enbiya Suresi(35.ayet) “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz sonunda BİZE döndürüleceksiniz” ayetiyle bitirelim. Düşünene, hatırlayana…



Baran Dergisi, 248. Sayı