İki asker 1 Sağlık görevlisinin kaçırılmasının ardından başlatılan operasyonlar sonucu çıkan çatışmada ölen 13 asker hususu her şekilde suistimal ediliyor.
16 Temmuz 2011 Günü Gaziantep Mazlum Der öncülüğündeki  STK’lar  80 araçlık bir konvoyla Suriye’de yaşanan katliamları protesto etmek için  Öncüpınar Sınır kapısına gider.Burada, önceden organize oldukları gözlenen  ve çoğunluğu Kilis’ten Suriye’ye yolcu taşımacılığı yapan taksicilerin saldırısına uğrar.Saldırganlar “Suriye Devleti’nin protestolardan dolayı rahatsızlık duyduğunu ve sırf bu yüzden ekmeklerinden olduklarını” gerekçe gösterirken  “ ne işiniz var kardeşim Suriye’yle, gidin önce PKK’yı protesto edin” diyerek bir de Türk Bayrağı açarlar.
Epey bir zaman önce yine böyle bir olayın ardından Gaziantep’te yaşanan bir olayı anlatarak devam edeyim.Gaziantep’te zengin sayılabilecek bir muhitte görev yapan bir imam  Cuma günü hutbede “Filistin’de ve dünyanın başka bölgelerinde Müslümanların yaşadığı zulmü “ anlatır.Namaz biter,kalabalık çekilmeye başlar o sırada sakallı yaşlı bir amcanın kendisini beklediğini görür.Yanına yaklaşan bu yaşlı amca,imama sitemli bir şekilde kızar ve “ bu ne hocam ya ! Hep Filistin,Filistin diyorsun.Bir kere de hutbede şu Türkiye’deki savaştan bahsetsen,PKK’ ya lanet okusan” der. Camii cemaatının hassasiyetini arttırma ve doğruyu anlatma niyetinde olan bu imam uğradığı tepki karşısında şaşırır,tabii.Sonra anlaşılır ki,namaza gelen camii cemaatının bir kısmı daha tepki gösteren vatandaş gibi düşünüyor.
İstanbul’da sahnede Kürtçe şarkı söyleyen sanatçı Türkçe şarkı söylemeye zorlanıyor.Kabul etmemesi üzerine ise zorla sahneden indiriliyor.
Aydın ili Germencik ilçesinde yapılan bir termal otelin inşaatında çalışan Doğu-Güneydoğu kökenli Kürt işçilere saldırılıyor.Gerekçe 13 askerin ölümünden sonra halay çekilmesi,inşaatta çalışıp dünyadan haberi olmayanlar nasıl halay çekiyorlar orası ayrı,
Toplumun farklı kesimlerini ele alarak verdiğimiz bu somut bilgiler aslında ne hale geldiğimizin göstergesi.Yani; günlük ortaya çıkarılan 30-40 kişilik hırsızlık,soygun,kaçakçılık,cinayet, fuhuş,şike bilumum  kaplanlı,pitbull’lu çeteleri,suç  işleme,boşanma oranlarındaki artışları,Doğu ve G.doğu’ da yaşananların tamamını görmezden gelen, bundan rahatsızlık duymayan, kılını kıpırdatmayan,sürü psikolojisiyle ve birilerinin gütmesiyle hareket eden bu kitlenin benzer sayılabilecek davranışları göstermesi normal,bizim sözümüz onlara değil,onların güdücülerine,bütün Kürtleri PKK’lı ,vatan haini gösteren,olur olmaz her yerde İstiklal Marşı yada 10.Yıl Marşı okutmaya çalışanlara yani benzine kibriti çakanlara.
Laikleşmiş Türk’lerle, demokratik özerklik gibi kavramlarla desteksiz atan PKK,BDP-KCK eliyle laikleştirilmiş Kürtlerin karşılıklı restleşmesi  milliyetçiliği tırmandırıyor.Bu durum, 1955 yılında Türkiye’de yaşayan Rumların mallarına el koymakla neticelenen olayların benzerinin hazırlandığı izlenimini de  uyandırmıyor değil.Kıyılardakilerin etraflarında yaşayan Kürtlerden ne kadar rahatsızlık duyduğu bilinmeyen bir şey değil. Amele,rençber olarak görmeye alışılan Kürtlerin otel,fabrika v.s. sahibi olması birilerini uzun zamandır  rahatsız ediyordu zaten.Doğu’da yaşanan bir hadiseye, ilk olarak onların reaksiyon vermesi ve bir şekilde etraflarında bulunan Kürtlere saldırmaya kalkmaları yine Türkiye’nin her tarafında yaşanan  benzeri tuhaflıklar  işin zıvanadan çıktığının göstergesi.
Irgatlık yaparak geçimini sağlamaya çalışan ailelerin  çocuklarının ölümü,ölen çocuğunun ardından Kürtçe ağıt yakan ananın  farkında olmayanlar için işin bahanesi daha önemli.  Böyle giderse çok korkulan  bölünmenin Doğu-Güneydoğu kaynaklı değil, Batı kaynaklı olacağı görülüyor.İktidarı-Muhalefeti el ele basın açıklaması yapanlar bu işe çare bulabilirler mi? sorusunun cevabını  size bırakıyorum.
 


Baran Dergisi, 236. Sayı