“PANAMA PAPERS” ile başka devletlerin olduğu kadar FİLİSTİN DEVLETİ İDARECİLERİNİN de yolsuzluğa battığı veya meyyal olduğu ortaya çıkmış ve bunun da göbeğinde olduğu aşikar APIC’e POLONEZ markasını devrini onaylayanlar, onlar. Filistin’e zerre katkısı olmayan bu şirket, şimdi de gelmiş sadece “sendika faaliyetinde bulundular” diye, işçileri kanunda yazan belli maddelere yaslanarak çıkarma kararı alıyor. Hükümette akıl ve izan kaldıysa, bu devir işini kaldırır, APİC’e de kallavi bir ceza keser.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 27.08.2024 tarihinde kısa bir basın açıklaması yaptı. Bakanlığın "Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı"nın hazırladığı rapordan bahsedilip, "Çatalca'da bir firmada sendikanın örgütlenme çalışmaları nedeniyle" işten çıkarılan 35 işçi ile bu duruma "itiraz eden 132 işçinin işten çıkarılmalarının" hukuka aykırı olduğu belirtilip, hem savcılığa suç duyurusunda bulunulduğundan hem de her bir haksız çıkartma sebebiyle ilgili şirkete 5.506'dan toplamda 798.370 lira para cezası kesildiği kamuoyuna duyuruldu. 

Haksız olarak işten çıkarılan işçinin şirkete kesilen bedelinin 5.000 lira olması ne kadar traji-komik bir durum olsa da, bardağın dolu tarafından da bakalım, işçi çıkartması sebebiyle para cezası kesilmesi "önemlidir herhalde." 

Bu kısmı geçelim. 

Bakanlığın -nedense- ismini vermediği şirket meşhur POLONEZ markası. Bu şirket 32 senelik bir işletme, "şarküteri" alanında yoğunlaşmış. Marketlerde bunların ürünlerini görebilirsiniz. Şirket kendi sahasında Türkiye'de ilk üç arasında yer almakta.

Şimdi bu şirkete bir bakalım, "işçi sorunu"nu dışarıda bırakarak.   

POLONEZ'in (marka ismidir bu) ana şirketi  TRAKYA ET VE SÜT ÜRÜNLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.'dir. Şirketin kurucusu, Gürel AKKAŞ, Mustafa AKKAŞ, Zeynep Gül AKKAŞ AYGÖLÜ, Başak ÖZTÜRK, Memet Deniz ERDOĞDU ve Gürsu AKKAŞ'dan oluşan AKKAŞ AİLESİdir.

Önümde Rekabet Kurulu'nun 11.02.2021 tarihli dört sayfalık "devretme" kararı var, bu şirketle ilgili. 

Birol Küre Başkanlığında toplanan kurul kararında, -bazılarının soyismi tanıdık "kadın birey" üyeler de var-, Arslan NARİN (İkinci Başkan), Şükran KODALAK, Ahmet ALGAN, Hasan Hüseyin ÜNLÜ ve Ayşe ERGEZEN'in imzaları mevcut. Karar şirketin %77'sini 28 milyon dolar karşılığında devretmeyi onaylıyor. 

Kararda şöyle bir ifade de yeralmış: 

"- Ortak kontrol sağlayan veto hakları tipik olarak bütçe, işletme planı, önemli yatırımlar ya da üst yönetimin atanması gibi kararları içerir. Bu kapsamda Sözleşme hükümleri incelendiğinde bu kararların SINIORA tarafından alınacağı anlaşılmaktadır. Ortak kontrolün mevcut olup olmadığı değerlendirilirken veto haklarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. ANCAK, STRATEJİK TİCARİ POLİTİKA, ÜST YÖNETİMİN ATANMASI YA DA İŞLETME PLANIYLA İLGİLİ OLMAYAN BİR VETO HAKKININ SAHİBİNE ORTAK KONTROL SAĞLADIĞININ KABUL EDİLMESİ ZORDUR. Anılan Sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde Mustafa AKKAŞ, Gürel AKKAŞ ve Zeynep Gül AKKAŞ AYGÖLÜ’nün sahip olduğu VETO HAKLARININ KONTROL HAKKI TANIYACAK SEVİYEDE OLMADIĞI, SÖZ KONUSU AZINLIK PAY SAHİPLERİNİN ŞİRKETİN STRATEJİK KARARLARI ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ ETKİYE SAHİP OLMAYACAĞI görülmektedir. Bu kapsamda azınlık hissedarlarının veto haklarını içeren saklı hükümlerin azınlık hisse sahiplerinin şirket üzerindeki YATIRIMLARINI VE HAKLARINI KORUMAKTAN İBARET olduğu değerlendirilmektedir."

Anlaşılacağı üzere, Akkaş Ailesi sözleşmede yeralan "veto haklarını" kendi hisselerinin "dokunulmazlığı" dışında kullanmayacaklar, kurucusu oldukları şirketin tüm kararlarını devir yapılan şirkete bırakacaklar, şirketten sadece "hisse" karşılığı kar alıp, hiçbir şeye karışmayacaklar. 

&

Peki devralan şirket kim? 

Rekabet Kurulu'nun kararından okuyalım: 

"- Dosya mevcudu bilgilere göre, devralan şirket SINIORA işlenmiş et üretimi ve satışı faaliyeti ile iştigal etmekte, her biri Filistin, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde olmak üzere toplamda (…..) üretim fabrikası ve yine aynı bölgede (…..) dağıtım şirketi bulunmaktadır. SINIORA, FİLİSTİN’E FON VE YATIRIM YÖNLENDİRME AMACIYLA KURULAN VE BİRÇOK SEKTÖRE YAYILAN ÇEŞİTLİ YATIRIMLARA SAHİP BİR YATIRIM HOLDİNG ŞİRKETİ OLAN APIC TARAFINDAN KONTROL edilmektedir. Her iki şirketin de Türkiye’de herhangi bir faaliyeti, iştiraki, bağlı ortaklığı veya varlığı bulunmamakta olup, Türkiye’den herhangi bir gelir elde etmemiştir."

Şirketin tam adı, "SINIORA FOOD INDUSTRIES COMPANY." 

Bakanlığın açıklamasına konu olan POLONEZ'İN YÖNETİMİ, TAMAMEN YABANCI ŞİRKETE DEVREDİLDİĞİNDEN, Tekgıda-İş Sendikasının eylem yaptığı ve neticede sonuç aldığı mevzunun YABANCI ŞİRKET ZORBALIĞI olduğunu söylemek hatalı olmaz. 

Fakat yukarıdaki kısımın ne kadar önemli olduğu gözden kaçmasın. Yabancı sermayenin ülke sınırları içinde bulunmasına ses çıkarmıyoruz ama, yabancı serrmayenin ülkenin şirketlerini tek tek ele geçirmesine, bir takım sözleşmeler eliyle, mecburi olarak bulunan “türk ortakların” da “al paranı, otur köşede” denilerek içtimai ve siyasi sahaya POLONEZ-SINIORA-APIC örneğinde olduğu gibi “minik dokunuşlar” yapmasına nasıl izin verilir? 

Faraza bu APIC veya MAPIC gelse, KOÇ Ailesiyle anlaşsa, “al paranı, otur köşede” deyip TÜPRAŞ’ı TAMAMEN KONTROLÜ ALTINA ALSA ne olur? 

Burayla hiçbir bağı olmayan, büroda bile oturmayan bir “milletlerarası şirket” nasıl olur da, “al paranı, otur köşeye” dedikleri apaçık belli olan bir sözleşmeyle “yerli şirketi” ele geçirir, koskoca Rekabet Kurulu da, bunu tespit etmiş olmasına rağmen bu YABANCI İSTİLASINA nasıl izin verebilir? 

Dönelim tekrar SINIORA’ya. 

Bu şirket de bir "yatırım şirketine" bağlı. 

Kararda da kısaltması olan APIC diye bahsedilen ana şirketin ismi, ARAP FİLİSTİN YATIRIM ŞİRKETİ'dir. Şirketin kayıtlı sermayesi 125 milyon ABD doları, ödenmiş sermayesi ise 117 milyon ABD dolar. 1994'de kurulup, 1996'da Virjin Adaları'nda "tescil" edilmiş APIC'in kendi sayfasından "şirketleri ve yatırımları" şöyle: 

"- Bir yatırım holding şirketi olarak APIC yatırımları çok çeşitlidir; üretim, ticaret, dağıtım ve hizmet sektörlerine yayılmaktadır; FİLİSTİN, ÜRDÜN, SUUDİ ARABİSTAN, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ, IRAK VE TÜRKİYE'DEKİ BAĞLI ORTAKLIKLARI ARACILIĞIYLA varlık göstermektedir. Ulusal Alüminyum ve Profil Şirketi (NAPCO); Siniora Gıda Endüstrisi Şirketi; Unipal Genel Ticaret Şirketi; Filistin Otomobil Şirketi; Tıbbi Malzeme ve Hizmetler Şirketi; Sky Reklam ve Promosyon Şirketi; Arap Leasing Şirketi; ve bağlı ortaklıkları aracılığıyla yaklaşık 3000 personel çalıştıran Arap Filistin Depolama ve Soğutma Şirketi.

APIC'nin iştirakleri, Philip Morris International, Procter & Gamble, Kellogg's, KraftHeinz, Ferrero, XL Energy Drink, Americana, SC Johnson, Hyundai, Chrysler, Dodge, Jeep gibi çok uluslu şirketlerle dağıtım hakları anlaşmaları yoluyla geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunmaktadır. , Ram, Alfa Romeo, Fiat, Fiat Professional, MG, Eli Lilly, Janssen, Abbott, EPD, Abbvie, Sanofi, GlaxoSmithKline, GSK Consumer, Novo Nordisk, Boehringer Ingelheim, B|Braun, MSD, GEHC Pharma, GEHC (Dijital Görüntüleme) ve Ultrason), Medtronic, Nihon Kohden, Nihon Kohden Orangemed, Merivaara, Ambu, Fluke, Nidek, Beirsdorf (NIVEA), Trisa, GSK Ağız Bakımı, STAGO, Immucor, EPPENDORF, Merck Sharp  &  Dohme, Abbott (diagnostik, Moleküler, Diyabet) bakım, Bakım noktası, Hızlı Teşhis) ve diğerleri."

Polonez'i alan Siniora'nın sahibi APIC'in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su TAREK OMAR ABDUL FATTAH AGGAD (Tarık Akkad), bu görevine 2018'de geldi. Daha önceki patron, babası ÖMER AGGAD; 2018'de Kanada'da kanserden vefat etti. 

Şirketi ve onun öncülü esas şirketi (AICO) kuran da Ömer Aggad zaten. 

&

"- BABA OMAR AGGAD 1927’DE FİLİSTİN’İNİN YAFA KENTİNDE DOĞDU ve Kudüs’teki “Alrashidieh Koleji”ne gitti. Daha sonra, İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’ne gitmek için burs aldı ve burada elektrik ve makine mühendisliği dereceleriyle mezun oldu. Birkaç yıl İngiltere’de çalıştıktan sonra 1950’DE SUUDİ ARABİSTAN’A TAŞINDI ve büyük şirketlerde yöneticilik yaptı. 1975’te kendi şirketini kurdu. Sonra işlerini büyüttü. Suudi Arabistan’da 40’tan fazla endüstriyel ve ticari girişimi var ve çoğu faaliyetine devam ediyor. Oğul Tareq’in yönettiği "AGGAD YATIRIM ŞİRKETİ-AICO" babasından kalan mirastır.

Oslo sürecinden sonra ve Filistin’e tarihsel olarak destek veren Omar Aggad, doğduğu vatana da yatırım yapmaya karar verdi ve böylece Arap Filistin Yatırım Şirketi, APIC, doğdu. APIC artık Filistin’deki en büyük şirketlerden biri. Üç binden fazla çalışanı var. Aynı zamanda Philip Morris, Procter & Gamble, Kellogg’s, Hyundai, Chrysler, Dodge, Jeep, Alfa Romeo, Fiat, Fiat Professional, XL Energy, Abbott, B. Braun, Eli Lilly, GlaxoSmithKline, Sanofi Aventis ve Nivea gibi çok sayıda uluslararası tekelin dağıtım haklarını elinde tutuyor."

Şu anda CEO olan OĞLU TAREK AGGAD, "1971 YILINDA LÜBNAN’DA DOĞDU, SUUDİ ARABİSTAN’IN RİYAD KENTİNDE BÜYÜDÜ. ABD’deki Harvard Üniversitesi’nden Ekonomi alanında lisans derecesine sahip. T. Aggad, Aggad Yatırım Şirketi, Filistin Elektrik Üretim Şirketi, Filistin Bankası, Kral Hüseyin Kanser Vakfı, Kral Akademisi ve Filistin, Ürdün ve Suudi Arabistan’daki diğer şirketler de dahil olmak üzere çok sayıda yönetim kurulunda yönetici olarak" görevlerde bulunmuş. 

Görüldüğü gibi APIC, "Filistin kökenli" ama Suuud ve Körfez sermayesiyle, "Britanyanın gözetiminde" büyümüş bir şirket. 

&

İşçileri haksız yere çıkardığı için bakanlık tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulan APIC'de çok daha enteresan bir tip bulunmaktaydı; bulunmaktaydı diyoruz, çünkü bir kaç senedir artık o görevde değil veya ismi gizleniyor; bunun için Virjin Adaları’ndaki sözleşmeye bakmak lazım herhalde.

2019 senesinde APIC patronu TAREK AGGAD'A, FİLİSTİN DEVLET BAŞKANI MAHMUD ABBAS TARAFINDAN FİLİSTİN NİŞANI (Liyakat Yıldızı) verildi. Elbette Filistin kökenli ve Filistin'de doğmuş, orada da yatırımları olan bir aileye böylesi bir nişanın verilmesi normaldir denilebilir. 

Fakat başka bir detayı burada devreye almakta hiç mahzur olmasa gerek. 

Bizim ülkemizde de epey yankıları olan (ama bir sonuca varamayan) "PANAMA PAPERS" olayına dönmemiz gerekmekte bu detay için. 

Hani burada ara ara İran kaynaklı hesaplarca ortaya atılan "maaşını İsril'en alan, hastaneye bile İsrail'e giden Mahmud Abbas, İsrail' karşı çıkamaz" lafı vardır. Bu lafı duyan da Abbas'ın açlıktan nefesi kokan ve bu sebeple de şimdiki siyasetini takip etmek zorunda kalan biri olarak görür herhalde. 

Yanılgının ve "algı"nın yanlışlığını, Polonez'i satın alan APIC üzerinden göstermek gerekiyor o halde. 

MAHMUD ABBAS'IN OĞLU TAREQ ABBAS, "PANAMA BELGELERİ"NE GÖRE, 2011 YILINDA APIC YÖNETİM KURULUNA GİRMİŞ, 2013 YILINDA DA ŞİRKETTE 982.000 DOLAR KIYMETİNDE "HİSSESİ" MEVCUTMUŞ. Tareq Abbas adına açılmış "linked in" sayfasında "vice president" ünvanı kullanılmaktadır, "deneyim" olarak. 

Bu durumu "belgeler"den ortaya çıkaran İsrail'de çıkan Haaretz gazetesi:  

“- Foreign Policy, Haziran 2012’de Abbas’ın oğullarına (Tareq ve ağabeyi Yasser) ait varlıklar hakkında bir hikaye yayınladı ve babalarının siyasi konumuyla bağlantılı olarak finansal başarılarını sorgulatacak.

APIC avukatı Kareem Shehadeh, Haaretz’e şunları söyledi: “APIC, hisseleri borsada günlük olarak işlem gören Filistin’de halka açık bir şirket. Ünlü Deloitte muhasebe ve denetim firması tarafından gözetime tabidir ve ilişkilerinin tam ve şeffaf ayrıntıları, web sitesinde görünen yıllık bir raporda görünür. APIC’nin operasyonları Ticaret Bakanlığı ve Filistin Sermaye Piyasası Otoritesi tarafından denetlendi.

Haaretz’e konuşan bir başka kaynak, “TAREQ ABBAS, APIC’DE MAAŞLI BİR ÇALIŞAN, BU TARİHTEN İTİBAREN BABASININ FİLİSTİN YÖNETİMİ BAŞKANI OLMADAN ÖNCE OLDUĞUNU SÖYLEDİ. Bildiğim kadarıyla, yatırım fonu veya Filistin Yönetimi ile hiçbir ilgisi yok. Khaled Osseili, Hebron belediye başkanı seçilmeden önce ve sonra kuruluşundan bu yana APIC yönetim kurulunda görev yapan özel bir Hebron iş adamıdır. Yine, bildiğim kadarıyla, hiçbir zaman Filistin Yönetimi'nde üst düzey bir yetkili olmadı. Durgham Maraee ve Muhammed Mustafa da Filistin Yatırım Fonu'nun temsilcileri olarak APIC yönetim kurulunda" dedi.”

Memleketin işçisini çıkaran POLONEZ markasının sahibi olan APIC şirketinin serencamı böyle işte. Şuna inanın ama, bu insanlar, baba Ömer Aggad da dahil, mücadele etmek yerine, -belki onu bir mücadele olarak görebilir?!- ticaretle uğraşmış Filistinliler. Filistin içerisinde irtibatları varsa, o da işte kendisine liyakat nişanı veren Mahmud Abbas gibilerledir. İnanın, onlar şu anda HAMAS’ın yaptığı AKSA TUFANI HAREKATINA da, “ticari kayguları” nedeniyle karşı çıkıyorlardır. 

Burada TC Devleti hükümetini idare eden Ak Partinin düşünmesi gerekenler var, desek ne fayda ve “kimin umurunda” olacak acaba?

“PANAMA PAPERS” ile başka devletlerin olduğu kadar FİLİSTİN DEVLETİ İDARECİLERİNİN de yolsuzluğa battığı veya meyyal olduğu ortaya çıkmış ve bunun da göbeğinde olduğu aşikar APIC’e POLONEZ markasını devrini onaylayanlar, onlar. 

Filistin’e zerre katkısı olmayan bu şirket, şimdi de gelmiş burada, sadece “sendika faaliyetinde bulundular” diye, işçileri kanunda yazan belli maddelere yaslanarak çıkarma kararı alıyor. Hükümette akıl ve izan kaldıysa, bu devir işini kaldırır, APİC’e de kallavi bir ceza keser. 


Notlar:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı basın açıklaması: https://x.com/csgbakanligi/status/1828402220116705325

Polonez’in devredilmesinin haberi: https://www.ntv.com.tr/ekonomi/polonezin-yuzde-77lik-hissesi-siniora-foodun-oldu,C7-beggyQEm8fsHupzb1YA

Polonez’in APIOC’e devrinin RK tarafından onaylanma kararı: https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=0f3b87af-6470-46f3-bc61-e4b93a95441d

APIC websitesi: https://apic.ps/about-us/

Sendikanın APIC hakkındaki haberi: https://www.tekgida.org.tr/polonez-iscilerinin-eti-serttir-yiyemezsiniz-sinyora-70756/ 

Mahmud Abbas’ın oğlu Tareq Abbas’ın hesabı: https://ps.linkedin.com/in/tareq-abbas-b0a27a45 

Panama Papers’daki APIC-Abbas haberi: https://www.middleeasteye.net/news/panama-papers-reveal-abbass-son-has-1m-offshore-company