Müslümanlar olarak; haklarını koruyacak, ikinci sınıf muamelesi görmeyecek, Kemalist diktatörlüğün altında ezilmeyecek ve dini değerlerini koruyabilecek, dininin her manada telkinini yapabilecek, insanı başıboşluktan kurtaracak, herkese hakkını verecek yeni bir anayasa, yeni bir yönetim biçimi istiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta “yeni anayasa” vurgusu yapıyor. Fakat bu hususta ne kamuoyundan bir ses geliyor ne de Müslümanlardan bir hareket! Yeni anayasa üzerine ve yeni bir yönetim şekline uygun hiçbir çalışma da yapılmıyor! Batıcı bir anlayışla ve Kemalizm’in kurallarına göre hazırlanan yürürlükteki anayasa, Müslümanları hiçbir şekilde temsil etmiyor. Bilakis Müslümanlar bu anayasa ile kendi topraklarında ikinci sınıf muamelesi görüyor. Ekonomisi kapitalizme, hukuku çeşitli yabancı ülkelerin kurallarına, tarihi milleti asimile etmek üzere resmi tarihe, eğitimi, dili ve kültürü Batıcı bir anlayışa bağlı olan bir rejimde İslam’dan, İslam hukukundan hiçbir şey bulamıyoruz. Bulduklarımız ise, diğer hukukî kuralların altında ezilmekten başka bir işe yaramıyor. Örneğin, müstehcenlik yasası var fakat ahlaksızlık yapanlar karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyor yahut hiçbir şekilde dokunulmuyor. Dine hakaretin yasası var fakat sabah akşam Allah’a, peygambere küfredenler gözaltına alınıp serbest bırakılıyor.

Kemalist azgın güruh bu topraklarda dilediği gibi at koşturabiliyor, Müslümanlara hakaret edebiliyor, tüm mukaddes değerleri aşağılayabiliyor ve tahkir edebiliyor, Allah’a ve peygambere küfredebiliyor ve bunun karşılığında ne soruşturma açılıyor ne de herhangi bir tutuklama gerçekleşiyor. Kimisi ise göz boyamak yahut milletin gazını almak için komik biçimde cezalarla mesele örtbas ediliyor. Adeta Müslüman milletle dalga geçiliyor. Kemalist ideolojiye karşı herhangi bir eleştiriye ise Türkiye’nin hukuk sistemi anında seferber oluyor, anında tüm kolluk kuvvetlerini harekete geçiriyor ve anında mahkeme görülüp içeri tıkıyor.

Misal, mesele 5816 sayılı kanun olunca Müslümanları ışık hızında içeri tıkabilen rejim; son 10 senede onlarca kez Kur'an'a hakaret edildiği, tekme atıldığı, içki masasında yakıldığı, Peygamber Efendimize okul kürsüsünden ve sosyal medyadan hakaretler edildiği, Allah'a küfredildiği halde hiçbirine ceza vermedi.

Görülüyor ki, 5816 sayılı kanun ve benzeri kanunlar sebebiyle Müslümanların anlayışı dar bir alana hapsedilmiş vaziyette. Bundan dolayı tarihçiler hakikati söyleyememek gibi bir ezikliğe düşüyor. Okullarda ise hâlâ resmi tarihin yalanları okutuluyor. Kemalist hâkim ve savcılar 5816 gibi intikam alabilecekleri sahaları dibine kadar kullanmaktan çekinmiyor ve intikam alıyor. Hukuk sisteminin çarpıklığından, çelişkilerinden yararlanıp keyfi cezalar verebiliyor, kendi ideolojik çıkarlarına göre hareket edebiliyor. Din görevlileri bile hakkı savunduğu zaman inceleme başlatılıyor, soruşturma açılıyor, ceza veriliyor. Biliniyor ki Kemalist rejim, kendi putuna ve putunun getirdiği kurallara bağlı olmak dışında hiçbir şeye izin vermiyor.

Peki o halde Müslümanların, elini kolunu bağlayan bir rejim yerine İslami bir sistemle yönetilmek istemesinden daha tabii ne olabilir ki? Bu sistem Müslümanı adeta camiyle ev arasına hapsetmiş vaziyette. Onun topluma karışmasını, dini sosyal planda yaşamasını, İslam kültürünün her yerden neşet etmesini istemiyor. Evinden sokağına, marketinden şirketine, okulundan kamu kurumlarına varana kadar her yerde İslam anlayışına, İslam ahlakına göre hareket etmesini istemiyor. Kendi kurgulandığı gibi seküler bir şekilde hiçbir şeye aidiyeti olmadan, eşekler gibi yaşamayı empoze ediyor.

Sonu gelen bu rejim toplumu toplum olmaktan çıkardı, insanî tüm hasletlere paydos dercesine dinden ve kültürden koparttı ve dayattığı başıboş özgürlüğün neticesinde neslimiz zina, fuhuş, tecavüz, alkol, cinayet, hırsızlık ve çeşitli ahlaksızlık batağına saplandı. Yahudileşmiş Kemalistler, bağlı oldukları ideolojilerinin İslam’a olan düşmanlığından güç alarak hainliklerini gerçekleştirirken, topluma da seküler hayat tarzını dayatmayı sürdürerek milleti bu bataklığa çekiyor. Biz, insanımızı teker teker avlayan bu bataklığın kurutulmasını istiyoruz.

Böylesine esaret halde tutulduğumuz rejime Müslüman dediğimiz “hocalar” da teşne oluyor. Kürsülerden İslami bir yönetim isteyenleri ya aşağılıyorlar ya provokatörlükle suçluyorlar ya da “bunlar devlete, millete düşman” diyerek toplumun önünde aforoz ediyorlar. Halbuki ülkemizin Müslüman yazarları, akademisyenleri, hocaları ve vaizleri, peşlerinden sürükledikleri kitlelere Batıcı bir düzende Müslümana hiçbir hayat hakkının tanınmadığı şuurunu işlemesi gerekirken, Müslümanlara İslamî bir sistemin gerekliliğini anlatması gerekirken, tam tersine rejime payandalık yapıyor. Aslında vatan, millet diyerek korumaya kalkıştıkları şeyin Kemalizm ve Kemalizm tarafından toplumumuza enjekte edilen türlü sapkınlık ve ahlaksızlıklar olduğunu görmüyorlar; sonuçta onların gözü önünde nesiller heba olup gidiyor.

İnsan eliyle hazırlanmış beşerî sistemlere, mutlak olarak bakan ve dokunanı önce Müslüman dediğimiz kişilerin engellemeye çalıştığını son zamanlarda daha da fazla hisseder olduk. Belli ki kuruldukları koltuklarından ve Batıcı Kemalist rejimin gölgesi altında olmaktan mutlular ve toplumu toplum olmaktan çıkaran ahlaksızlıklarından rahatsızlık duymuyorlar! Onların sahte mutluluğunu bozmaya devam edeceğiz. Birçok problemli sistemden alınma yamalı rejim çoktan miadını doldurdu bile. Bu rejim bir kesimin menfaatini sağlamak ve geri kalanları ise parçalamak, kendilerine benzetmek ve sindirmek üzere kurgulanmıştır. Türkiye, ayağına dolanan bu prangalarla daha fazla yürüyemez ve bundan kurtulmanın yoluna bakmalıdır! Müslümanlar olarak; haklarını koruyacak, ikinci sınıf muamelesi görmeyecek, Kemalist diktatörlüğün altında ezilmeyecek ve dini değerlerini koruyabilecek, dininin her manada telkinini yapabilecek, insanı başıboşluktan kurtaracak, herkese hakkını verecek yeni bir anayasa, yeni bir yönetim biçimi istiyoruz.

***

Neyle karşı karşıya olduğumuzu hatırlatmak açısından Kemalist hukuk sisteminin Müslümana ve Kemalist’e biçtiği manzarayı da aşağıya ekliyorum:

  • -“İslam alimleri asıldı, hilafet kaldırıldı, alfabe değiştirildi, medreseler kapatıldı.” şeklindeki vaazından dolayı imam Metin Özcan 5816'dan tutuklandı.
  • -Kocaeli'de otobüste yolculuk eden kadına giydiği çarşaf yüzünden hakaret eden ve gözaltına alınan M.D.G., ifadesi sonrasında serbest bırakıldı.
  • -Bursa'nın İnegöl ilçesinde, "Atatürk'e hakaret ettiği" öne sürülen Kemal Cıbuk isimli bir vatandaş tutuklandı.
  • -Depremzede öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle okula kaydını yapmayan müdür hakkında başlatılan incelemede karar açıklandı. Buna göre, okul müdürüne 89 bin 571 TL idari para cezası uygulanacağı kararlaştırıldı.
  • -10 Kasım’da çiğköfte partisine soruşturma açıldı.
  • -"Kafire rahmet okunmaz" dediği için Ahmet Bostancı isimli bir genç ters kelepçe ile gözaltına alınıp tutuklandı.
  • -İstanbul'da bir camide içki içen ve görüntüleri sosyal medyada paylaşan alçak, çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.
  • -Sosyal medya hesabından “Filistin de bizim toprağımızdı. Laikliği getiren köpekler kaybetti o toprakları.” diyen esnaf Hacı Mustafa Atmaca gözaltına alınıp tutuklandı.
  • - Recep Baltaş isimli alçak, İslam'a, Peygambere ve İslami değerlere hakaret etti. Baltaş için hiçbir şey yapılmadı.
  • - Kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda okutulması şeklindeki veli isteğine cevap veren okul müdürü Abdurrahman Yılmaz'a soruşturma açıldı ve ceza verildi.
  • -Ankara Kocatepe Camii'nde uygunsuz kıyafetlerle ahlaksız çekimler yapan Bilal Kısa ve Ezgi Cebeci hakkındaki davada karar açıklandı. Müslümanların gözünü boyamak için gözaltına alınan alçaklar, davadan beraat etti.
  • - Antalya’nın Serik ilçesinde Mustafa Kemal büstünü balyozla kırdığı gerekçesiyle gözaltına alınan O.G, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
  • - Peygamber Efendimiz'e küfreden Uğur Kutay serbest bırakıldı.
  • - İstanbul'da bir camide içki içen ve görüntüleri sosyal medyada paylaşan kişi çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.
  • - Sosyal medya platformu TikTok'ta, para karşılığı müstehcen içerikli canlı yayıp yapıp 1 saatte 100 bin lira topladığı iddiasıyla gözaltına alınan kadın, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
  • - İstanbul Bebek sahilinde milletin gözü önünde cinsel ilişkiye giren ahlaksız Özgür Kavi hakkında tahliye kararı verildi.
  • - Kamil Koç firmasına ait otobüsle seyahat eden genç bir kadın, namaz kıldığı gerekçesiyle yolcular ve muavin tarafından hakarete uğradı. Hakaret edenler için hiçbir işlem yapılmadı.
  • - HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, TBMM'de İslam'a hakaret etti. Ersoy, "Bugün karşı karşıya olduğumuz yıkım 1500 yıl önceki dini toplum ilişkilerini yeniden kurma hayalidir." dedi. Ersoy için herhangi bir işlem yapılmadı.
  • - CHP Genel Merkezi danışmanı Mücahit Avcı, Mus'ab bin Umeyr hazretleri hakkında hakaret içen bir mesaj paylaştı. Avcı, gelen tepkilerin ardından paylaşımını sildi. Avcı’ya hiçbir işlem yapılmadı.
  • - 'Jahrein' mahlaslı yayıncı Ahmet Sonuç'un da içinde yer aldığı X sohbet odasında, 'Osman' isimli bir şahsa ailesi ve bebeğiyle ilgili çirkin ifadelerde bulunuldu ve İslam diniyle dalga geçildi. Alçaklar hakkında hiçbir inceleme yapılmadı.

Aylık Baran Dergisi 22. Sayı Aralık 2023