Çin ve Mısır'dan ortak hava tatbikatı Çin ve Mısır'dan ortak hava tatbikatı

Anlaşmanın Detayları Neler?

Dile getirilen bilgilere göre, Türkiye ile Hafter yönetimi arasında yapılan görüşmelerde üç temel konu öne çıkıyor:

Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) Tedariki: Hafter tarafının, Türkiye’den Bayraktar TB2 gibi SİHA’lar almak istediği belirtiliyor. Libyalı kaynaklara dayandırılan bu iddia, Hafter güçlerinin askeri kapasitesini artırmak için Türk teknolojisine yöneldiğini gösteriyor. Baykar firmasının bu anlaşmada tercih edildiği de özellikle vurgulanıyor.

Askeri Eğitim ve Danışmanlık: Türkiye’nin, Hafter’e bağlı askerlere eğitim vereceği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) doğu Libya’da geçici bir askeri danışmanlık misyonu kurabileceği konuşuluyor. Bu kapsamda, sınır güvenliği danışmanlığı ve elektronik harp eğitimi gibi “yumuşak askeri temaslar” masada yer alıyor. Bu adım, Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığını Trablus’un ötesine taşıyarak daha geniş bir etki alanı oluşturma çabasını yansıtabilir.

Altyapı Desteği: Hafter ordusunun altyapı ihtiyaçlarının Türkiye tarafından karşılanacağı da iddialar arasında. Bu, lojistik destekten üslerin modernizasyonuna kadar geniş bir yelpazeyi kapsayabilir. Bu iş birliğinin Hafter bölgesinin yeniden inşasında Türkiye’nin önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediliyor.

Türkiye’nin Libya Politikasında Değişim mi?

Türkiye, 2019’dan bu yana Libya’da UMH’yi destekleyerek Hafter’e karşı net bir pozisyon almıştı. 27 Kasım 2019’da UMH ile imzalanan “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair anlaşma, Türkiye’nin Trablus yanlısı tutumunu pekiştirmişti. Bu süreçte Hafter, Türkiye’yi “terörizme destek vermekle” suçlamış ve Türk hedeflerine yönelik tehditlerde bulunmuştu. Ancak son yıllarda bölgedeki dinamikler değişti. 23 Ekim 2020’de BM öncülüğünde sağlanan kalıcı ateşkes, Libya’da çatışmaların azalmasına zemin hazırladı. Türkiye’nin Mısır ile normalleşme adımları ve Hafter’in ana destekçilerinden biri olan Kahire ile ilişkilerin iyileşmesi, bu anlaşma iddialarını daha anlaşılır kılıyor.

Bazı yorumlara göre, Hafter, Rusya ve Fransa gibi geleneksel müttefiklerinin baskısıyla Türkiye ile masaya oturdu. Hatta Hafter’in Fransa’dan bağımsız hareket edemeyeceği yönünde alaycı yorumlar yapılırken, Hafter’in oğlu Belkasım Hafter’in Türkiye ziyaretiyle bu sürecin başladığı da iddia ediliyor. Bu ziyaretin, Libya’nın doğusu ile Türkiye arasındaki ilişkilerin “billurlaşacağı” bir dönemin habercisi olduğu belirtiliyor.

Libya’da Tek Ordu Hedefi

En çarpıcı iddia ise Türkiye’nin, Libya’da doğu ve batı arasındaki bölünmeyi sona erdirerek tek bir ordu oluşturulmasını sağlayacağı yönünde. Bu hedefin, Libya Hükümeti ile Hafter Yönetimi'nin barıştırılması ve Türkiye'nin bu entegrasyon sürecini doğrudan yönetmesiyle gerçekleşeceği belirtiliyor. Eğer bu gerçekleşirse, Türkiye sadece UMH’nin koruyucusu olmaktan çıkıp Libya’nın tamamında söz sahibi bir aktör haline gelebilir. TSK unsurlarının doğu Libya’da görev alması ve Hafter güçlerinin Türk danışmanlarca eğitilmesi, bu senaryonun ilk adımları olarak görülüyor.

Resmi Doğrulama Yok, Spekülasyonlar Sürüyor

Şu an için bu iddialar resmi kaynaklarca doğrulanmış değil. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ya da Libya’daki taraflardan henüz bir açıklama gelmedi. Ortaya atılan iddiaların yerel kaynaklara dayandırıldığı belirtilse de somut kanıtlar sunulmuş değil. Bazı çevreler, Hafter’in Rusya ve Fransa gibi ülkelerin etkisiyle hareket ettiğini ve bu anlaşmanın perde arkasında başka dinamikler olabileceğini savunuyor. Bir başka görüş ise Türkiye’nin, Sudan ve Suriye süreçlerindeki başarılarını Libya’ya taşıyarak bölgesel etkisini artırdığı yönünde.

Uzmanlar Ne Diyor?

Konuya ilişkin resmi bir açıklama olmasa da, Libya sahasını takip eden bazı analistler bu iddiaları mantıklı buluyor. Türkiye’nin son yıllarda Hafter kontrolündeki Bingazi’de ticari fuarlara katılımı ve Türk şirketlerinin bölgedeki projeleri, ilişkilerin yumuşadığının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Örneğin, Ekim 2024’te Bingazi’de düzenlenen Libya Build Fuarı’nda 16 Türk firması 300 milyon dolarlık anlaşma imzalamıştı. Bu, Hafter yönetiminin Türkiye ile ekonomik iş birliğine açık olduğunun bir işaretiydi.

Sonuç: Beklentiler ve Soru İşaretleri

Eğer bu iddialar doğruysa, Türkiye ile Hafter arasındaki bu anlaşma, Libya’da yıllardır süren bölünmüşlüğü sona erdirebilir ve Türkiye’yi ülkede belirleyici bir güç haline getirebilir. Ancak bu süreç, Hafter’in geleneksel müttefikleri Rusya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin tepkisini çekebilir. Ayrıca, UMH’nin bu gelişmeye nasıl bir yanıt vereceği de belirsizliğini koruyor. Resmi açıklamalar gelene kadar, bu iddialar spekülasyon olmaktan öteye gidemiyor. Ancak Libya’daki dengelerin hızla değişebileceği bir döneme girildiği aşikar. Gözler, Ankara ve Trablus’tan gelecek açıklamalarda.