Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bizler Allah ve Resulü'nün manevi mirasçısı olmaya çalışan birer aciz kullarız. Beni olduğum mana dışında göstermeyiniz. Tasavvufta bir ölçüdür: "Mürid mürşidin elinde gassal elinde ölü gibi olmalı." Bu söz doğru fakat eksik. Tasavvuf cahili olduğu halde tasavvufçu gözükenlerin hamakati yüzünden tasavvuftan nasibi olmayanların her an aleyhimize kullandığı bir hüküm olmakta, tasavvuf yanlış anlaşılmakta, birçok insanın ayağı kaymaktadır. Oysa mürit, Şer'î ölçülere tam bir riayet içinde mürşidine teslim olmalı. Mürşitte Şeriat'e mugayir hiçbir hareket olmamalı. Müritlerine "Bizde hata mahiyetinde dahi olsa Şeriat'e kıl kadar uymayan hareket görürseniz, aziz ve kutsi Şeriat uğruna bize asla uymayınız." diyen bu anlayışı nakşeden bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Kapımıza gelip gidenlere kim olursa olsun en güzel şekilde muamelede bulununuz. Bizi görmek ve bizle sohbet etme dilemişlerdir. Misafirler sevap hazinemizdirler. Onlar talepte bulunmadıkça onları bize bağlamaya çalışmayınız. Hele ki başka mürşitlere intisaplı olup da bizi ziyaret etme âlicenaplığını gösteren kişileri, bizim kapımıza bağlama cehdinde asla bulunmayınız. Bu çok edepsizce bir tavırdır, gayri ahlâkî bir tutumdur. Tasavvufun keyfiyetine aykırıdır. Başka bir şeyhe bağlı insanlar kapımıza geldiğinde bizden bahsetmeyip gelen kişinin mürşidinin halini hatırını sorunuz." diyen, müritlerini bu anlayışla yetiştiren bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Kapımıza bağlanan kişiler devlette makam ve mevki sahip olduklarında en güzel şekilde hizmette bulunsunlar. İslam ahlâk ve faziletini şahsiyetlerinde pürüzsüz şekilde yansıtsınlar. Yanlarına eleman aldıklarında bizden olup olmadığına bakmadan liyakat sahibi insanları işe alsınlar. Unutmayın yüce Peygamberimiz (SAV), adaletin olmadığı her devletin, Müslüman olsun olmasın, yıkılmaya mahkûm olduğunu ifade etmişlerdir." diyen, bağlılarına İslam kardeşliği anlayışı yerleştirmeye çalışan, Ümmet'in ortak menfaatlerini kendi camiasından üstün görmelerini telkin eden bir mürşide bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Namazdan sonra yapmanız gereken en önemli ibadet zekâttır. Zekât borcunu önemsemeyip kurban ibadeti için kurban almaya dair her türlü gayrette bulunuyorsunuz. Olmaz! Önce zekât borcunu ifa etmek gerek. Zekât farz, kurban kesmek ise vacip ve sünnet hükmünde. Zekât borcunu yerine getirmeden kurban ibadetini asla yapmayınız." diyen, bağlılarına bunu ihtar eden, kafa ve gönüllerine bunu nakşetmeye çalışan bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Kurban kesimini ailenizle birlikte yapın. Oturduğunuz yerde kurban kesmeye münasip mekân yoksa en yakın bir köyden kurban alarak bunu ifa edin; kurban etlerini gerek kendi muhitinizden gerekse başka yerlerden, önceden belirlediğiniz fakirlere çocuklarınızla birlikte dağıtın. Hayır hasenatta bulunmanın, iyi, doğru, güzelin ne olduğunu çocuklarınıza, ailenize bizzat yaşatarak gösterin. Dinimizde ilim ve amel sımsıkı birbirine perçinlidir. Bunlardan biri olmazsa diğeri de olmaz." diyen bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Zekâtlarınızı, sadakalarınızı öncelikle akrabalarınızdan ihtiyaç sahiplerine ve mahallenizde bulunan, hangi cemaatten olursa olsun, fakirlere verin. Bu yardımlarda, gücünüz nisbetinde cömert olun ve Peygamberimiz (SAV)'in 'Bir mümin önden arakadan, sağdan soldan altmış evden velhasıl komşularından mesuldür.' ölçüsüne mutabık hareket edin. Akraba çevrenizdeki, muhitinizdeki muhtaçlar dururken mensubu olduğunuz cemaatin sizden çok uzaklardaki hayır kurumlarına veya yapılan binalara zekât göndermeyiniz. Her mürid kendi bulunduğu mekândan sorumludur. Her mürid kendi bulunduğu mekânda boşluğu doldurmalıdır. Baktı ki boşluk yok o takdirde cemaatimize ait birtakım yerlere gücü yettiğince yardım edebilir. Bütün bunları yaparken ailenize yapmanız gereken harcamayı daima göz önünde bulundurun."
diyen bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Müntesiplerine "Sohbetlerinizde, keramet mevzularına çok girmeyin daha çok ilim ve fikir konularını mütalaa edin. Ümmetin dertlerini gündeme getirin. Onların acılarını hissedin. Bu dertlerin çözümünde neler yapabileceğinizi konuşun. Hayatın geçiciliğini, dünyanın faniliğini asla unutmayın." diyen ve kendi sohbetlerinde de bunları dile getiren bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"İmanın tam olduğu yerde ispata yer yoktur." dedirtecek, beni zevken idrak noktasına erdirecek, tahkikin ötesinde hakikatleri müşahede ettirecek, mümine hizmet varken zikrin ertelenebileceğini telkin edecek, onlara öncelikle mahallelerindeki cami cemaatiyle hemhal olmalarını ve onların dertleriyle dertlenmelerini söyleyecek bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Peygamberimiz (SAV), Allah (CC)'tan vasıtalı ve vasıtasız aldıklarını tebliğ etmiş, tebliğ ettiklerinin ahlâkını azim bir şekilde şahsında göstermiş ve yine tebliğ ettiklerini nasipsizlere tatbik etmişlerdir. Bu üç vazife daha sonra herkesin yapacağı ve kaldıracağı bir alan olmaktan çıkmış alimler, devlet başkanı ve hal ehli tarafından mukadder oluş neticesinde paylaşılmıştır. Bizler bu vazifeden güzel ahlâkı gösterme gayretinde hareket ederiz, bu yüzden diğer alanları ve bu alanlardaki ehil insanları arayıp bulma onların hakikatlerini teslim etme durumundasınız." diyen bir mürşide bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bizler bağlılarımıza güzel ahlâk aşılayarak meydan yerinde İslam'ın fikir ve aksiyonunu azimet yolunu tutarak gerçekleştirecek insanlar yetiştirme gayretindeyiz. Kendimizi meydan yerinde göstermeyi zül addederiz ve şöhreti afet biliriz." diyen bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Kendi dışındaķi cemaatlerden haberdar olan, o cemaatlerin yaptıklarını yapmaktan çok "Onlar bunu yapıyorsa biz de şu alandaki boşluğu dolduralım!" deyip diğer cemaatlerin faaliyet alanlarına göz koymayan, o cemaatleri "Ne güzel şeyler yapıyorlar." deyip takdir eden, bağlılarına hasede düşmeden hizmette yarışın nasıl olacağını gösteren bir mürşide bağlanmak istiyorum.
Bir şeyhe bağlanmak istiyorum.
"Müminin birçok düşmanı vardır. Kafir, şeytan, nefsi vd. O yüzden her nefeste her an dikkatli olmalı, acizlik libası giyerek hareket etmeliyiz. Hiçbir an kibir ve gurura kapılmamalıyız. Kapımızdan ayrılıp bu yolda olan başka kardeşimizin kapısına gidip nasibini orda arayan müridimize kızıp onu hain diye yaftalamayınız. Bilâkis sevininiz. Bir öğretmenin talebe sayısı az olduğunda talebeleriyle daha çok ilgilenip onlara daha iyi eğitim vermesi gibi değerlendiriniz. 'Mürşidimin yükü azaldı, bundan sonra bizle daha çok ilgilenir, biz de onun ilminden, feyzinden daha çok nasipleniriz' anlayışını müritlere aşılayan bir şeyhe bağlanmak istiyorum.