Bu hafta dünyada neler olduğunu anlatmaya çalışacağım. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada daha önemli bir konuma sahip olmaya başlıyor. Şu anda da dünyadaki en önemli siyasî şahsiyetlerden biri durumunda zaten. Bu gerçekten fevkalade. Ne yazık ki Türkiye, kısa bir süre önce ordusuna kadar ele geçirilmiş bir devletti. Ordu içerisindeki Amerikan ajanları Erdoğan’ı öldürmeye teşebbüs etti. Şimdi Türkiye gerçek bir bağımsızlık için mücadele ediyor. Ümid ediyorum, bugüne kadar en büyük problemi teşkil eden Kürt meselesi de çözüme kavuşturulacak ve tüm Kürtler diğer Müslüman kardeşleriyle bir arada ve barış içinde yaşayacaklardır. Türkiye’nin doğusunda Kürt Müslümanlar ve Arap Müslümanlar olduğu gibi Arap Hıristiyanlar, Ermeniler vs. de var. Türkiye tüm unsurların haklarının korunduğu bir ülke olmalı.
Amerikan ordusunun beş kıtada faal olarak bulunduğunu biliyoruz. Amerikan ordusunun dünyanın dört bir tarafında neler yapıyor? ABD’nin bu şekilde istediği bölgede bulunmasının sonuna gelmiş olabiliriz; çünkü Çin dünyanın en önemli ekonomik gücü hâline geldi. Elbette bununla beraber en önemli askerî gücü hâline de gelme potansiyeli var. Bu sebeple Amerikan yönetimi dünyanın çeşitli bölgelerinde problemler çıkarıyor.
Öte yandan ABD’nin Venezüella’ya karşı provokasyonları da devam ediyor. Amerikan hava kuvvetlerine ait unsurlar Venezüella hava sahasını ihlal ediyor, sınırları üzerinde uçuşlar yapıyor. Açık bir provokasyon yapılıyor. Kolombiya hükümeti de Venezüella’ya karşı sergilenen bu saldırgan tutumun bir parçası. Kolombiya hükümetinin büyük kısmı vatansever olmayan, yozlaşmış, uyuşturucu ticaretinden servet kazanan, çetelerle ilişkili, onlarla iş tutan ve onlara yardım eden kişilerden oluşuyor. Anne tarafından büyükbabam Kolombiya kökenli olduğundan benim için çok kötü bir vaziyet bu. Bogata’da çok zaman geçirdim, çocukken birçok defa Kolombiya’nın çeşitli bölgelerinde bulundum. Venezüella için kötü şartlar devam ediyor ve hükümet direnişini sürdürüyor. Vatansever devlet başkanı Maduro, Küba ile yakın ilişkilerini ve Karayiplere olan desteğini devam ettiriyor. Venezüella petrol üretimi konusunda hatalar yaptığı için kapasitesinin altında üretim yaptı. Önceki Petrol Bakanı Rafael Ramirez, bu hususta kardeşim Lenin’in tavsiyelerine kulak asmamıştı; Lenin petrol endüstrisinde oldukça deneyimlidir. Neticesi ise bütün Venezüellalıların zararına oldu.
Venezüella Komünist Partisi’ne de değinmek gerekiyor. Vatanseverlerden oluşan bu parti, Latin Amerika’da liderleri Sovyet ajanı olmayan tek Komünist partidir. Venezüella Komünist Partisi bağımsız bir parti ve mensupları da dürüst insanlar.
Daha iyi bir ülke ortaya çıkarmak için çalışmaya devam edilmeli. Uluslararası yasadışı faaliyetler Venezüella’da yayılıyor. Bu hususta gerekli tedbirler bir türlü alınmıyor. Venezüella ordusunun vatansever unsurları, çetelerin insanlara karşı işlediği suçlarla alakalı tedbirleri alıp bu suçluların cezalandırılmasını sağlamalı.
Her zaman söylediğim gibi bir an evvel ülkeme dönmeyi arzu ediyorum. Bunu istemememin en önemli sebebi bugüne kadar edinmiş olduğum tecrübelerle ülkeme katkı sağlamak. Devrimci geleneğe hâkim birisi olarak bu hususta oldukça faydalı işler yapabileceğimi düşünüyorum. Daha önce Kuzey Afrika’da, Avrupa’da önemli işler yaptım ve bu alanlarda bildiklerimi paylaşmaya hazırım.
Şartlar sadece Venezüella gibi ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de kötü. Fransa başta olmak üzere birçok yerde protesto gösterileri düzenleniyor. İnsanlar sisteme isyan ediyor ve bu artık bir kavgaya dönüşüyor. Fransa’da akıllı bir cumhurbaşkanı var. Senelerce Rotschildlerin bankasında üst düzey yöneticilik yapmış birisi. Bankacılık sisteminin içinden geliyor. Müslümanlara ve bilhassa Türklere karşı Fransa’da devlet nezdinde teşebbüslerde bulunuluyor ve bu toplum üzerinde baskı artırılıyor. Suudilere izin verilen meselelerde Türklerin önü kesiliyor; cami meselesini hatırlarsınız. Önümüzdeki günler birçok şeye gebe. Neler olacak göreceğiz.
Ben 27 senedir Fransa’da cezaevinde tutuluyorum. Birçok davada hiçbir delil ve şahit olmamasına rağmen suçlu bulunup hapis cezasına çarptırıldım. Çünkü başta ABD olmak üzere Siyonistler ve emperyalistler benim burada tutulmamı istiyorlar. Ben 1975’ten bu yana Müslüman’ım. Doğru İslâm anlayışının dışına çıkmama gayreti içerisindeyim. Peygamber (s.a.s.)’in sisteminin peşinde, diğer insanlara saygılı ve insanlığın düşmanlarına düşman olarak hayatımı devam ettiriyorum. Ne yazık ki birçok Müslüman ülke İsrail’i tanıyor ve İsrail ile ilişkilerini geliştiriyor, Filistin davasını satıyorlar. Ama inanıyorum ki, mukaddes toprakları kontrol eden ikiyüzlüler hakimiyeti gerçek Müslümanlara kaybedecek ve İslâm yeniden hâkim olacak.
Allahu Ekber!
24.07.2021