Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında 79 kişi hayatını kaybetti. Hastane morglarının yetersiz kalması üzerine cenazeler, bir gıda TIR’ına yerleştirildi, ancak üzerindeki kızarmış piliç görselleri büyük tepki çekti. Tatilcilerin yangının hemen ardından kayak yapmaya devam etmesi ve bazı firmaların cenaze nakli için 100 bin TL’ye kadar ücret talep etmesi, toplumda vicdanın, merhametin, duygunun ve ahlakın içler acısı vaziyette olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ahlaki çöküş var!
Toplumda ahlaki değerlerin hızla erozyona uğraması, ciddi bir kriz haline geldi. İnsanlar bireysel çıkarları uğruna toplumun ortak değerlerini yok sayarken, toplumsal yapı da derinden sarsılıyor.
Deprem, yangın gibi felaketler, ahlaki çöküşün en somut örneklerini gözler önüne seriyor. Enkaz altındaki canlar için mücadele edilmesi gerekirken, fırsatçılar afetzedelerin temel ihtiyaçlarını fahiş fiyatlarla satma yarışına giriyor. Cenaze aracı kiralamak isteyen ailelerden astronomik ücretler talep edilmesi, toplumsal vicdanı derinden yaralıyor.
Denetim var ama yok!
Benzer şekilde, denetim mekanizmalarının varlığına rağmen birçok alanda denetimsizlik hâkim.
Otellerde yangın çıkıyor, ancak itfaiye zamanında müdahale etmiyor. Hukuk sisteminin işlediği iddia edilse de adaletin yerini bulması giderek zorlaşıyor.
Uzmanlar, toplumun yeniden ahlakî değerlerini kazanması için eğitimden başlayarak kapsamlı bir reform yapılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, bu çöküş geri dönülmesi zor bir noktaya doğru ilerliyor.
İnsanların manevi değerlerden uzaklaşması ve Kemalist sistemin ahlaki değerleri kabul etmeyen bir yapıda olması, yolsuzluğun, sahtekarlığın, namussuzluğun, vicdansızlığın kökleşmesine zemin hazırlıyor.
Toplum, hem ruhî hem de idarî anlamda ahlaki çöküşü engelleyecek Büyük Doğu-İbda sistemine muhtaç.