Teknolojinin gelişmesiyle paralel olarak dijitalleşme de gelişim gösterdi. Özellikle pandemi sürecinin de katkısıyla son yıllarda dijitalleşme oranının korkunç rakamlarda olduğunu gözlemliyoruz. Neredeyse hayatımızın büyük bir çoğunluğunu dijital ortamlarda geçiriyor, işlerimizi kolaylıkla telefon ve bilgisayarlar vesilesiyle yapabiliyoruz. Bu nedenle internet kullanıcılarının sayısı bir hayli yüksek. Kullanıcı deyince “Sosyal İkilem” belgeselinde geçen bir bölüm aklıma geldi: “Müşterilerine kullanıcı diyen iki sektör vardır: Birincisi uyuşturucu, ikincisi ise sosyal medya!”

İnternetin bu denli kullanılmasıyla beraber televizyonlar da cazibesini kaybediyor. Öyle ki birçok film ve dizi internette yayınlanıyor.

Sosyal medya insanları bir nevi “rahatlatma”ya yaradığı için bağımlılık yapabiliyor ve insanların telafisi olmayan zamanlarını kolaylıkla çalabiliyor. Tabiî ki bu çalınan zamanlar da dönüşerek uygulama ve platform çalışanlarının cebine para olarak giriyor. Yine aynı belgeselden bir cümle: “İnternette ücretsiz geziniyorsanız ürün sizsiniz!”

Bunca felaket bir dijitalleşme gerçekleşirken Müslümanların söz sahibi olmaması dikkat çekiyor. Müşrik şairlerin karşısında Müslümanların yükselen sesi şair Hassan bin Sâbit’i (r.a) öne süren Peygamberin (s.a.v) ümmeti olduğumuzu unutmuş vaziyetteyiz. Mücadelenin artık en çok dijitalleşme yolunda olduğunu öğrenmek için kolları sıvamalıyız. Vakit hırsızı internet sitelerine karşı, Müslüman ahlâkıyla bezenmiş, Türk örfüyle süslenmiş internet sitelerini insanların faydalarına sunmamız için bir an önce çalışma yapmamız gerek. Her bir eve giren ahlâksız dizileri kovmak için bir sopaya ihtiyacımız yok… Kendi an’anelerimizle uyuşan dizi-filmleri çekmeliyiz. İnsanlar Netflix dizileri izlerken “Bizim de dizi platformumuz var; hem daha kaliteli, hem de kültürümüze uygun!” diyebilsek keşke.

Peygamber Efendimiz müşriklere tebliğ vazifesini icra ederken ünlü pehlivan Rükane bin abd-i Yezîd’e gelince “Eğer seni güreşte yenersem iman eder misin?” diye sual buyurdular. Olumlu cevap veren Rükane 3 defa üst üste Efendimiz’e yenilmesine rağmen iman etmedi. Daha sonraları iman şerefine nail oldu. Bu olay bize mücadele usulünün nasıl olması gerektiğine dair muazzam bir yol gösteriyor.

Bu dijital dönemde de mücadele yolumuzu ona göre çizmeli, İslâm’ın müsaade ettiği kadarıyla dijital ortamda da en kaliteli, en iyi ve en güzel olanı icra ederek küfrün adamlarına karşı olmalıyız.

Baran Dergisi 726. Sayı