Virüs dile gelse, kendisi ile bize zarar veremeyeceği bir mesafeden oturup konuşsak bize ne der?

Ne diyecek?
"Oturun oturduğunuz yerde!
Şimdiki zamanın hakimi benim! Ordularınızdan güçlü silahlarım var! Çizdiğiniz sınırları aşmak benim için çok kolay! Her bedene girerim! Şu zengin bu fakirmiş umurumda değil... İster kral isterse kraliçe olsun... Bana yaklaşan herkesin canına okurum!" diyor!
Belli ki bu hali ile insanlığa meydan okuyor!
İnsanlık ne yapıyor?

Mahiyetini tam çözemediği düşmana karşı tedbir alıyor! Mücadele ediyor!
Sınırlarını karantina altına alıyor! 
Devletler vatandaşlarına sirayet etmesi muhtemel bu virüsle savaşıyor!
Ama ne savaş!
Sokağa çıkma, mabede gitme, seyahati kes, elini yıka, otoritenin koyduğu kurallara riayet et!
"Kovid-19 bizden uzak olsun" mücadelesi bütün dünyada son sürat devam ediyor!...
Bu arada onu imha edecek bir icat/aşı aranıyor!
Bulan beri gelsin!
Bütün dünya mücadele halinde! Ölenler çoğaldıkça çareler tükeniyor!
Bu arada aslı olan/olmayan birbirinden ilginç teoriler havada uçuşuyor!
Söylediklerinin "gerçek" olduğunu ispat sadedinde "ben dediydim" diyenler akla ve bilime yatkın "sav"lar ortaya atıyorlar!

Dünya nüfusunu 500 milyona düşürecekler(miş)... Dijital dünyaya geçişin ilk aşaması(imiş)... Üst akıl... Şu, bu... Dünyayı yöneten güçler, yeni bir dünya düzenin fitilini ateşlemiş(miş)...

Doğru olma ihtimalini yok sayamayacağımız bu tezler elbette "üst akıl" denen karanlık yapıların ajandasında mutlaka vardır... Ama, onlar dünyayı zaten ele geçirmiş vaziyetteler!

Yukarıda izah ettiğimiz gibi bu virüs dile gelse ve onunla oturup bir antlaşma yapılsa, birçok ülke, “bana dokunma da ne yaparsan yap” moduna girecek vaziyette. Yaşadığımız bu evrende vahşi kapitalizmin cinayetleri bu virüsten çok daha fazla can almıştır. Kimin sesi çıktı?

Bütün dünyada milyonlarca insan "aklın ve bilimin" icat ettiği silahlarla öldürüldü. Kim bu duruma ne kadar isyan etti?

Başkaları öldürülürken sessiz kalan dünya sıra kendisine gelince ayağa kalktı! "Aman bana bulaşmasın!" mantığı her yere hakim oldu!

Virüs bir neticedir. 
Virüs bir vesile!

Asıl virüs, bize bulaşmadığını zannettiğimiz, Allah-u Teala’nın tercih ve ihtiyarındaki güzelliğe vakıf olamamanın getirdiği isyanda gizli! 

Haliç Kongre Merkezinde verdiği konferansta "Yeni bir dünya düzeni başlayacaksa buradan başlasın" diyen Şehid Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu acaba bu sözü niçin söylemiştir?

"Yeni Dünya Düzeni" öylesine söylenmiş boş bir laf değildir. Bu sözü söyleyen onun nasıl'ını da ortaya koymuştur....

Sadece Müslümanlara değil, bütün insanlığa karşı 'yaşanmaya değer hayat' hakkında doğru dürüst teklifi olan bir dünya görüşü kimde var?

Türkiye Korona virüsü ile mücadelede iyi gidiyor! Tamam. Bütün dünya mücadele ediyor... "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!" hesabı eninde sonunda işler yoluna girecek tamam. Ama, verilen bunca mücadele mevcut vaziyeti devam ettirmek uğrunaysa boşuna değil mi?

"Virüs gelmesin, biz olduğumuz gibi yaşamaya devam edelim!" mantığı yanlış...
Bu mantık, bu anlayış Kovid19'dan daha tehlikelidir
Devam eden dünya düzeninde vahşetten başka bir şey yok!!

Bizler gelecekte olması muhtemel Korona 20 virüsüne karşı hazır olalım... O ve bu virüsün tek bir panzehiri var: İBDA...

Böyle söylüyoruz?
Çünkü Korona virüsünün meydana getirdiği dalgalar bütün insanlığın kıyılarını döğüyor!

Başlangıç için atılması gereken ilk adım için ayağa kalk ve "ikinci olmayan, benzeri de olmayan..." İbda'yı tanı! 

MÜJDE
O gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş;
Birden, dağın sırtında atlılar belirecek.
Atlılar put şehrine gediklerden girecek;
Bir şehir ki, orada insan ayak üstü leş.
Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş;
Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek.
Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.
Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş.
Fertle toplum arası kalkacak artık güreş;
Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek.
Gökler iki şakkolmuş haberi bildirecek.
Müjdeler olsun size; doğdu batmayan güneş!
Necip Fazıl Kısakürek


Baran Dergisi 689.Sayı