Kafa tembelliği beden tembelliğine yol açtığı gibi, beden tembelliği de kafa tembelliğine yol açar. Onun için denmiş: Düzenli hareketler, düzenli düşünceler doğurur... Onun için Müslümanın hayatı fiziken de düzenlenmiş; namaz,oruç,hac,yeme_içme adabı vs. ile.Ve “Cihad bütün hastalıklara şifadır” hadisi... Üstadın, “Kafa ve ruh disiplini” davası..
Tıp ilminin fizikle ilgisi malum ve fizik rahatsızlıkların da ruhla ilgisi bugün “alternatif tıp” diye ilimleşmesi. Ve, İmam-ı Gazâli Hazretlerinin, nefs tezkiyesi yönünden, tıp ilmini bilmeyenin, bâtın yolunda yürüyemeyeceğini söylemesi...
İslâm, ilk emri “oku” ile cehalete ve zihin tembelliğine savaş açmıştır. En çok okuması-yazması gereken Müslümandır. Her Müslüman entellektüeldir, çağından sorumlu kişidir. Her Müslüman, ilim-irfan-idrak-feraset ve basiret sahibidir, öyle olmalıdır.
Müslüman, modern hayatın (batı tipi yaşam-tüketim toplumu) akışına kendini kaptıramaz. Müslüman (İBDA’cı) Çağlarüstü Mutlak Fikir bağlısı olarak cazibe merkezi iken böyle bir hayat tarzı ona aşağılık ve küçük gelir. Fakat Müslüman inancına göre yaşamazsa, düzenli ibadet, düzenli cihad, düzenli tefekkür etmez ve hatta yemesi-içmesi ve uyumasına kadar düzenli olmazsa, kafa ve ruh miskinliğine düşebilir.
Kafa ve beden miskinliği deyip geçmeyelim, işin sonu ruh miskinliğidir; bu da insanı insan yani müslümanı müslüman yapan birçok şeye kayıtsızlık ve sonunda ise soysuzluk demektir.
İmam-ı Azam Ebu Hanife, talebesi Ebû Yusuf’a şu tavsiyede bulunmuş: “Sen zeki olmayan bir kimse idin, derse devamın, seni bu aptallıktan (beladetten) çıkardı. Sakın tembel olma. Zira tembellik uğursuzluktur ve büyük bir âfettir. Tembellik dinî ve dünyevî maksatların elde edilememesi gibi çeşitli zararlara yol açar.”
Hayatın her ân yeniliği içinde, her ân değişen hadiselere fikri tatbik edebilmek için sürekli bir “düzeltme” ve “düzenleme” yapabilmeliyiz. İnsana “hareket içinde hareket eden” görevi yüklenmiştir.Yeni eşya ve hadiseler zeminine fikri tatbik edebilmenin şartı bu. Hadiselerin gerisinde kalmamak için sürekli değişmeliyiz, yenilenmeliyiz; müsbet değişim-gelişim ve bunun seyyaliyeti içinde olmalıyız.
Her ân dinamik planda olmalıyız. Çünkü hayat dinamiktir ve herşeyi yutmaya çok müsaittir. Hayat (zaman) âdeta herşeyi yutup tarihin çöplüğüne atmak için pusuda beklemektedir.
Bir an nefsimizin rehavetine kapılmamız ve bu rehavetin biraz uzun sürmesi bizim için felaket olabilir; çünkü hayat denen canavar kapıda beklemektedir. Tekaüte ayrılmamak ve yürüyen mevta olmamak için her an heyecanımızı yenilemeli ve miskinlik ve atalet çukurlarından uzak durmalıyız.
Batıcı yaşam tarzı, (Müslümanların içinde bulunduğu tehlike budur) insanı uyutmaya, kimliğinden uzaklaştırmaya,robot gibi yetiştirmeye ayarlıdır. Sahte sofilik ve düzenin istediği müslümanlık da gerçek Müslüman için bir tehlikedir. Müslüman (İBDA’cı), iç ve dış düşmanla kuşatılmıştır ve aksiyonunu her ikisini de yenerek göstermelidir.
Çağın getirdiği yaşam tarzı, batıcı ve mekanik insan öngörmektedir. Bilgisayardan başını kaldıramayan, alışveriş taksitlerinden belini doğrultamayan, özenti ve şahsiyetsiz tipler yetiştirmektedir düzen. Üzülerek görüyorum ki, bazı Müslümanlar da bu tuzağa düşmektedir, hatta bazı İBDA’cı olduğunu iddia edenler de. Kişi yenik düştüğü an, teoride İBDA’cı, pratikte ise İBDA’cı değildir.
Hem Batıcı dünya görüşüne toptan karşı gel, hem onların dayattığı yaşam tarzına yenik düş. Cihaddan uzaklaşmanın, kafa ve ruh disiplinini kaybetmenin kötü sonuçları bunlar.
Samimiyetin ölçüsü paradır. Külliyatta bu şekilde geçen ifadeler var... Adamın evinde her eşyası var, her ihtiyacını da görüyor; fakat iş, ideolojik-siyasi faaliyete para yardımına gelince “müsait değil”.. Herşeye zamanı var, kitap okumaya gelince aynı para gibi bahaneler bitmiyor, hayatın meşgaleleri bitmiyor. Geçici-dünyevi hayata o kadar dalınmış ki, asıl hayat unutulmuş neredeyse!
Risksiz hayatın olamayacağını bilmeli ve nefsin manda rehavetinden kurtulup oluş yoluna girmeli. Aslında batıcı hayatta da risk var, İslâmcı (İBDA’cı) hayatta da; tercih bizim.
Baran Dergisi 13. Sayı
Baran Dergisi 13. Sayı