Bir kaç gün önce altı defa altı farklı numarayı aradım. Bunların büyük çoğunluğu aileme ait olan cep telefonu numaralarıydı. Hiç bir telefona cevap verilmedi. Venezüella’nın başkentiyle kontak tamamen kesildi. Dünyanın en zengin ülkesi olan Venezüella’da oluyor bu... Tabiî kaynaklar bakımından en zengin... Yoksulluk seviyesi ve içerideki mücadele bakımından Afrikalılardan bile geri vaziyete düştü, çünkü onların en azından telefonları çalışıyor.
Kardeşim Lenin 1991’de çok hasta olmuş, kansere yakalanmış, zayıf bir vaziyetteydi, sesi dahi değişmişti. Annem onu birbirimizi görmemiz için Şam’a göndermişti. Ağustos’ta geldi, bir ayı birlikte geçirdik. Kendisi de bir elektrik mühendisi olan Lenin bana Venezüella’nın üst düzey elektrik mühendislerine ve tabiî kaynakları dolayısıyla dünyanın en geniş ihracat kapasitesine sahip olduğunu söyledi. Bu dönemlerde Chavez’in iktidar için ilk hamleyi yaptığı dönemlerdi. Venezüella, nehirlerden elektrik üretiyor ve stokluyordu. Düşük miktar ve ücretlere diğer ülkelere de satabiliyordu. Lenin bana sabotaj yapabilmenin, elektrik akımını kesebilmenin çok da zor olmadığını söylemişti. Kilometrelerce uzanan hatlardan söz ediyoruz ve her metresinin kontrol altında tutamazsınız.
Chavez iktidara geldiğinde bu işi iki şirkete verdi. Devlet için çalışan şirketler. Yabancı şirketlerin bu işi yapmasının getirileri ve götürüleri hesaplanmıştı. Burjuva hükümeti çok çalıştı ve buradan legal olarak çok para kazandı. Petrolde de benzer şeyler oldu, bunlara da daha sonra değineceğim.
2002 senesinde Başkan Chavez hainler tarafından kaçırıldı; fakat bir süre sonra serbest bırakmak zorunda kaldılar. O zaman dışarıdan gelen bazı sabotajlara karşı her şeyin korunamayacağını belirtmişti. Petrolden elektrik üreten santraller kurması gerekiyordu. Bunları ülkenin her yerinde inşa etmesi lazımdı. Lenin’in de dediği gibi çok fazla elektrik üreten santral olmadığı için uluslararası hatlardan gelen ana elektrik akımına sabotaj yapmak mümkündü. Hükümet bu santralleri yapmaya karar verdi. Bahsettiğim santrallerden birisini Venezüella’nın batısında inşa ettiler. Kardeşim Lenin buna çok önem veriyordu ve hükümetle irtibat halindeydi, Chavez şahsen kardeşime çalışmalarından dolayı teşekkür etmişti.
Venezüella’nın her yerine bunlardan inşa edilmesi gerekiyordu; fakat Chavez’in etrafını saran çürümüş insanlar yüzünden bu olmadı. Chavez, bunları ülkenin dört bir yanına yapmaları gerektiğini söylerken, bu adamlar Chavez’i bu kararından vazgeçirmeye, bunun çok pahalı olduğuna ve elektriği ABD’den almalarının daha iyi olacağına ikna etmeye çalıştılar. Çünkü çıkarları vardı. Ne yazık ki Chavez de buna inandı ve kabul etti. Böylece Venezüella’nın ana elektrik hatları sabotaja açık bir vaziyete geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bundan çıkaracağı dersler vardır.
Maduro döneminde de bu çürümüş ve hain tipler Venezüella’da iktidarın bir parçası olarak yaşamaya devam ettiler. Yapılan santraller atıl ve çalışmaz vaziyete geldi, çöp halini aldı. Harcanan milyonlarca dolar zayi oldu. Chavez emperyalistler tarafından bir suikastla öldürüldü. Şimdi gelinen ahval ortada. Venezüella’yı sabotaja açık hale getiren bu insanların hesabı görülmedi. Gerekli önlemler alınmadı. 2004’te başlayan bir süreçten bahsediyorum. Bu adamlar, düşman adına iş yapan, doğrudan onlara çalışan insanlar da değil, sadece ucuz ve kirli adamlar. Para için ülkelerinin bu hâle gelmesine sebep oldular.
Chavez dürüst bir adamdı. Venezüella’yı savunduğu, Latin Amerika’ya devrimi öğrettiği, hiçbir Arap rejiminin yapamadığını yapıp Filistin’e sahip çıktığı, İsrail’e kafa tuttuğu için öldürüldü. Fakat hükümeti bu insanlardan temizleyemedi, Venezüella’nın uzun yıllardır süren elektrik problemini çözemedi. Bu sabotajlar hep devam etti. Bugün ise ülke ile irtibat kuramıyoruz. Bu sadece ailevî ve şahsî tecrübelerimden dolayı bildiğim bir hadise.
Ne yazık ki korkunç hatalar yapıldı. Hem Chavez, hem Maduro bu kirli insanların ihanetine müsaade etti. Bunlar da kendi çıkarları için memleketine ihanet etti. Bu hainlerin infaz edilmesi gerekiyordu.
Venezüella’da hâlihazırda bir elektrik kesintisi yaşanıyor. Başkan Maduro bunun dış kaynaklı bir sabotaj olduğunu söylüyor. Pek tabiî dışarıdan bilgisayarlarla bu işin yapılıyor olması; fakat meselenin kaynağına inmek lazım. Bunun sebebi Venezüella’da elektrik endüstrisinin yüzüstü bırakılması. Bu gerçekten kabul edilebilir bir hata değil.
Bir diğer misal, Venezüella’nın dış misyonlardaki çalışanlarına aylardır ödeme yapamıyor oluşu. Bu insanlar aileleri ile birlikte yurtdışında. Gerçekten inanılabilir gibi değil.
Tüm bunlara rağmen Amerikan emperyalizmi ve hainlerin yaptıklarına rağmen Venezüella devrimi ayakta kalacaktır. Burada Amerikan halkına bir söz söylemiyorum; çünkü Amerikan halkı belki de Çinlilerden sonra dünyanın en çok çalışan halklarından birisi, fakat ülkelerinin gerçekten insan haklarını ve barışı savunduğunu zannediyorlar. Amerikan doları FED tarafından kontrol ediliyor, o da bir grup özel bankerin hakimiyetinde. FED başkanı tıpkı Amerikan başkanı gibi. Böylece ekonomiyi elitler kontrol ediyorlar. Özel bankacılık sistemi tüm dünyada protesto edilmesi gereken bir sistem. Bankaların millîleştirilmesi gerekir. Bir Müslüman olarak söylüyorum; ne yazık ki Müslümanlar da uluslararası ekonomik sisteme entegre olmuş vaziyette.
Tabiî kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkesi olan Venezüella’nın içinde bulunduğu durum, dünyadaki adaletsizliğin de seviyesini gösteriyor. Hükümetin art niyetli insanlara müsaade etmesiyle ülkenin uluslararası ekonomiye bazı noktalarda entegre olması sabotajları da kolaylaştırdı. Bunun gibi birçok ihanet örneği var. Bugün Afrika insanının çektiği sıkıntılardan daha büyüklerini Venezüella insanı çekiyor.
Her zaman söylediğim gibi, en iyisini ümid edip en kötüsüne hazır olmamız gerekiyor.
Allahu Ekber!
10.03.2019
Tercüme: Faruk Hanedar
Baran Dergisi 635. Sayı
Trend Haberler
Torunuyla "gözlerinin içini öperek" vedalaşan Halid dede şehit oldu
Türk solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Kassam'dan şehadet operasyonu: İsrailli teröristlerin arasına sızıp pimi çekti!
Kemalistler putlarına sahip çıkıyor! Yine 5816, yine hukuksuzluk, yine ceza
15. Dergi Günleri "Bi' Dünya Dergi" Taksim'de düzenlendi
“Türkiye’nin Kobani’ye operasyonu yakın”