Türkiye'nin Orta Doğu'daki krizle ilgili tutumu da çok ilginç. Türkiye hükümetinin İsrail ile iyi bir ilişkisi var, resmi olarak uzun süredir ilişkileri var; ama pratikte öyle değiller, anti-Siyonistler.

Venezüella'daki vaziyetin, Amerika'nın Venezüella'ya uyguladığı ambargodan sonraki süreç kadar dahi iyi olmadığını düşünüyorum. Ambargo yok; ama Venezüella Latin Amerika'daki çoğu ülkeden daha az petrol üretiyor. Chavez iktidara gelmeden önce dünyanın en büyük petrol ihracatçısıydı. Şimdi günde bir milyon varil üretebiliyorlar. ABD ambargoyu kaldırdı, çünkü petrole ihtiyaçları vardı; ama Venezüella'da tam bir karmaşa var ve suikasttan sonra bana da karşılar. Suikast derken, Chavez suikasta uğradı, doğal bir ölüm değildi, öldürüldü.

Mevcut hükümet neden bana karşı bilmiyorum, anlayamıyorum. Bu yeni büyükelçi dışişleri bakanının oğlu, onu henüz görmedim; ama ümid ediyorum gelecek. Isabelle Coutant Peyre onu görmeye gitti ve onunla konuştu. Pek Fransızca konuşamıyor, İspanyolca biliyor. Isabelle benim vaziyetimi anlattı. Ümid edelim de yeni yılda elçilikten bir ziyaret olsun. Venezüella’ya dönüşüm hakkında görüşleri soruldu. Öyle görünüyor ki, Fransa'dan Venezüella'ya birkaç kez ulaştılar ve herhangi bir cevap alamadılar. Sadece basitçe “Evet onu Venezüella'ya geri istiyoruz.” diyorlar. Ben Venezüella vatandaşıyım, Venezüella’ya dönmek istiyorum. Vatandaşlık haklarımı istiyorum. Her neyse, benim durumum her zaman çok özeldi ve Chavez'in öldürülmesinden sonra işler benim için iyi gitmiyor. Bazı iyi avukatlarım var; ama çok azı iyi (Carlos gülüyor) ve ne olacağını bilmiyorum. Ama görünen o ki, işler daha da kötüye gidecek.

Türk hükümetinin ilginç bir tutumu var. Başkan Maduro’ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özgürlüğümü sorduğunu biliyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı neden benim özgürlüğümü istedi? Ümid ediyorum Türkiye'de yeniden barış olur ve herkes bir hükümette bir araya gelir. Yabancı ajan olmayan tüm iyi Türklerin ve Kürtler de dahil olmak üzere herkesin temsil edildiği dayanışmacı bir hükümet. Ne olacağını bilmiyoruz. Ama her şey daha kötüye gidebilir, umarım daha iyi olur. Çünkü Türkiye'nin Orta Doğu'daki krizle ilgili tutumu da çok ilginç. Türkiye hükümetinin İsrail ile iyi bir ilişkisi var, resmi olarak uzun süredir ilişkileri var; ama pratikte öyle değiller, anti-Siyonistler. Venezüella hükümeti de anti-Siyonist bir pozisyona sahip. Ama aynı zamanda Başkan Maduro'nun babası bir Yahudi, ama iyi bir adamdı, sol görüşlüydü ve bir işçiydi. İşçiler için gösteriler düzenliyordu. Ancak gerçek şu ki ben buradayım. Aldığım haberlere göre Fransızlar beni serbest bırakmak istiyor; ama Venezuela hiçbir şey yapmıyor.

Sanırım hükümetin ilk düşmanı aslında Komünist Parti. Komünist Parti Chavez'in destekçisiydi ve şimdi resmi olarak hükümetin baş düşmanı oldular. Bu çok garip. Ben eski bir komünistim. Ne olacağını bilmiyoruz ama umarım Venezüella'ya gidip Türk arkadaşlarımı kabul edebilirim.

Allahü Ekber!

10.12.2023