Türkiye’de İslâmcı dergi denildiğinde ilk akla gelen 1943 yılında Üstad Necib Fazıl tarafından çıkarılmaya başlanan Büyük Doğu dergisidir şüphesiz. Uzun yıllar belli aralıklarla çıkan dergi, Türkiye’de İslâmî tefekkürün mayasını tutturan, Müslümanlara “dünya görüşü” veren, onu ülkenin meselelerine, siyasetine, kültürüne, edebiyatına yaklaştıran bir misyon üstlenmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’de İslâmcı dergicilik, gerçek anlamda bir dünya görüşü ve mücadelesi anlamında Büyük Doğu ile başlar.
Salih Mirzabeyoğlu’nun çıkardığı Akıncı Güç dergisinin, İslâmcı mücadelenin “dönüm noktası” olmak bakımından ayrı bir ehemmiyeti vardır. Nitekim, Akıncı Güç dergisi, Necib Fazıl tarafından “Müjdelerin Müjdesi” olarak karşılanmıştır.
Böyle bir girişten sonra, şimdi yazımızı vesilesiyle kaleme aldığımız haber: Üsküdar Belediyesi ve İlmi Etüdler Derneği, 1960-1980 dönemini kapsayan, “İslamcı Dergiler Sempozyumu ve Sergisi” başlığı altında bir organizasyona imza atmaya hazırlanıyor. 14-15 Mart tarihlerinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan organizasyonda, o dönemde çıkan dergiler oldukça geniş bir yelpazede ele alınarak “İslamcı Düşünce” konusunun incelenmesi amaçlanıyor.
Organizasyonun tanıtım bülteninde şöyle açıklanıyor bu durum:
- “Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi, başından beri üzerine çokça yazılan ve farklı yönleriyle konuşulan bir konu olmasına rağmen bu düşüncenin üretildiği, tartışıldığı ve bir anlamda kayıt altına alındığı yayınlar fazlasıyla ele alınmamıştır. Özellikle İslâmcı düşüncenin üretildiği zemin olarak önemli bir işleve sahip olan dergiler, yapılan çalışmaların en zayıf halkalarından birini oluşturmaktadır. Bu alandaki ilmî eksikliğin farkına varan ve bu yönde girişilecek bir çabanın İslâmcılık Düşüncesi bağlamında yapılan çalışmalar açısından elzem olduğunu düşünen İlmî Etüdler Derneği, 2013 yılında Vahdettin Işık koordinatörlüğünde başlattığı “Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi” başlıklı atölyeyi kısa süre içerisinde kapsamlı bir projeye evirerek bu alanda bir ilke imza atmıştır. Son yüzyılda Türkiye’de oluşan İslâmcı fikriyatın serencamını dergiler üzerinden ele almayı hedefleyen projede, çalışmaların 1908-1960, 1960-1980, 1980-2000 ve 2000 sonrası olarak dört ayrı dönem altında sürdürülmesi planlanmaktadır. Proje kapsamındaki çalışmalar, ilk olarak Türkiye İslâmcılığının dönüm noktası sayılabilecek 1960-1980 arası döneme yoğunlaşmıştır. Bu dönemin yayıncılığına yönelik yapılan ayrıntılı araştırmalar sonucunda, mevzu dönemde sahip oldukları söylemsel güç ve fikirsel etki itibariyle öne çıkan 50 kadar dergi tespit edilip, bu dergilere yönelik çalışma yapacak bir proje ekibi belirlenmiştir. Düşüncenin gelişimini ve üretimini görünür hale getirerek, menfi ve müspet yaklaşımların etkisi altında kalmış İslâmcılık düşüncesini yeniden anlamak isteyenler için önemli bir fırsat doğurmayı amaçlayan proje üç başlık altında yürütülmektedir. Öncelikle, tespit edilen dergilerin elde edilebilen bütün sayıları, profesyonel bir ekip tarafından taranarak kataloglanmakta ve her sayıya dair detaylı künye ve içerik bilgisi dijital ortama aktarılmaktadır. Proje süresince bugüne kadar 4000 sayı dergi içeriği kataloglanmıştır. Kataloglama süreci sonucunda elde edilen veriler, bu alanda çalışma yapan araştırmacıların birinci elden kaynaklara ulaşmasını sağlamak amacıyla, bir websitesi vasıtasıyla kullanıma açılacaktır.”
Sempozyumda ele alınacak konu başlıklarından bazıları şöyle:
“Tohum Dergisi: Semiyolojik Bir Okuma”-Tuba Aydın
“1960’larda Nur Hareketinin Diğer İslami Hareketlerle Benzerlikleri ve Farklılıkları: Zülfikar Örneği Üzerinden Bir Okuma Denemesi”-Alev Erkilet
“İslam’ın Son Kalesi”nde Bir Umut: İslam Medeniyeti Dergisi”- Fatih Kucur
“İslamcılık ve Merkez “Uleması”: Cuma Hutbeleri Üzerinden Bir Değerlendirme”-Nurettin Ürün
“Diriliş Dergisi’nde Tarih İlgisi ve Sonuçları”-Yunus Emre Özsaray
“İslâmcılığın Komünizme Bakışı: Büyük Doğu Mecmuası’nda Anti-Komünist Propaganda”-Enes Aksu, M. Oğuzhan Çolak
“Akıncı Güç ve Akıncılar Dergilerinde Tartışmanın Şiddeti ve Şiddetin Dili”-Ertuğrul Zengin
Doğrusu bizim sempozyumda en çok ilgimizi “Akıncı Güç” dergisi konusu çekti. 14 Mart Cumartesi günü saat 11:00’de başlayacak “Düşüncede ve Eylemde Yeni Arayışlar” başlıklı oturumda, Akıncı Güç dergisi hakkında bir bildiri sunacak olan Ertuğrul Zengin’in, Galatasaray Üniversitesi’nde Akıncılar hareketi üzerine doktora çalışması yapan bir akademisyen olduğu da belirtilmiş broşürde. Konu hakkında şöyle bir bilgi verilmiş:
- “Herhangi bir toplumsal-siyasal hareketin ortaya çıkışı onun kendine özgü bir politik kavramsal dili inşa etmesini de gerektirir. Bu “gerektirme” halini mutlak manada aydınlanmış bir grubun kendi kavramsal çerçevesini dikte ettirdiği tek taraflı bir süreç yerine, kavramlar ve hareketin aynı anda birbirlerini mümkün kıldığı, birbirini açığa çıkardığı bir tür diyalektik içinde algılamalıyız. Türkiye’de İslâmcı hareketin 1960’lı yıllarla başlayan gerek tercümeler gerekse çeşitli yerli eserler etrafında oluşmaya başlayan siyasal-kavramsal dili, özellikle 70’lerin ikinci yarısından itibaren radikal bir gençlik yapılanmasına bir düşünme ve eyleme dağarcığı kazandırdı. Akıncılar hem genel olarak dönemin İslâmcı neslinin adıydı, hem de bu nesil içerisinde kurumsallaşma çabasına girişen, kendisini Dev-Genç ve Ülkücü grupların karşısında konumlandıran İslâmcılığın parti siyasetinin dışında sivil alanda da inşasına yönelen bir toplumsal-siyasi hareketti. Söz konusu hareket 70’lerin ikinci yarısından itibaren Şura, Hicret, Tevhid, Düşünce ve Sebil gibi belli başlı dergilerin etkisinde kendi ideolojik yapılanmasını şekillendirse de, uzun süre Dernek doğrudan kendi dergisini çıkarmadı. Politik şiddetin arttığı ve radikalleşmenin hem sol hem de sağ cenahta tırmandığı dönemde Akıncılar Derneği kendi görüşlerini doğrudan dile getirecek bir dergi çıkarmaya karar verdi. Ancak çıkarılacak derginin yayın politikası dernek içerisinde bir çatlağa sebebiyet verecekti. Hüsnü Kılıç liderliğinde Dernek yönetimindeki bir grup halihazırdaki siyasi şiddete cevap verecek ve sokağa hâkim olma mücadelesi verecek bir eylem fikrini savunurken, Dernek başkanı Mehmet Güney ve yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu şiddete bulaşmama, sokak çatışmalarına girmeme politikasını benimsediler. Bu görüş ayrılığı önce Hüsnü Kılıç yönetiminde Akıncı Güç dergisinin, daha sonra da Mehmet Güney’in yayıncısı olduğu Akıncılar dergisinin çıkmasına sebebiyet verdi. Bu tebliğde Akıncı-Güç ve Akıncılar Dergilerinin şiddete bakış açıları karşılaştırılarak, iki grup arasındaki ayrışmanın ideolojik boyutları gözler önüne serilmeye çalışılacaktır. İslâmcılar aktif şiddete fiilen katılmamış olsalar bile 70’li yılların sonunda şiddetin ortaya çıkaracağı imkânlar üzerinde tartıştılar. Şiddet üzerine tartışma iki grup arasında farklı örgütlenme modelleri ve ideolojik tutumlara sebebiyet verecekti.”
Sempozyum, 14-15 Mart’ta Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Sempozyumdan sonra, başta söylediklerimiz çerçevesinde bu konuya inşallah yine döneceğiz. Baran Dergisi 426. Sayı