İsrail, peşi sıra gerçekleştirdikleri suikastlarla kısa bir zaman zarfında Hizbullah’ın lider kadrosunun tamamen ortadan kaldırdı. Devam eden süreçte örgütün dağılacağı ve parçalanacağı konuşulurken, dün akşam saatlerinde İsrail ordusuna yönelik karmaşık ve büyük bir saldırı gerçekleştirdiler.

Hizbullah Hayfa Saldiri

Soykırıma ortak olan çifte vatandaşlara hukuki yaptırım uygulanmayacak mı? Soykırıma ortak olan çifte vatandaşlara hukuki yaptırım uygulanmayacak mı?

Hizbullah, İsrail Ordusu'nun Golani Tugayına seçkin ordu mensuplarına ait bir eğitim kampını insansız hava araçlarıyla vurduğunu duyurdu. İsrail ordusu saldırıda dört askerinin öldüğünü, en az 60 kişinin yaralandığını açıkladı. İsrail basını saldırının deniz üzerinden yapıldığını yazdı. İsrailli yetkililer, insansız hava araçlarının savunma sistemlerini nasıl aştığını soruşturacaklarını söyledi.

İsrail canavar mı doğurdu?

Düne kadar İran’ın politikalarıyla eşgüdümlü hareket eden ve İsrail’e ölçülü karşılık vermek ile sözlü sataşma dışında bir saldırı da bulunmayan Hizbullah’ın bu son saldırısı akıllara çeşitli sorular getirdi.

Hasan Nasrallah ve örgütün diğer lider kadrosunun öldürülmüş olması, Hizbullah’ın İran ile olan bağlantısının kopması yahut ilişki şeklinin değişmesine ve hareketin kendi iç dinamiklerine göre yeniden organize olup, kendi siyasetini ve bu siyasetin eylemliliğini sergilemesine sebep olmuş olabilir mi?

Nasrallah dahil Hizbullah’ın komuta kademesini hedef alan suikastlardan sonra Hizbullah’ın İsrail’e yönelik başlattığı saldırıların Yahudi istihbaratı tarafından önceden öğrenilememiş olması da dikkat çekici. İsrail, gerçekleştirdiği suikastlar ile Hizbullah içerisinde İran piyonu olan lider kadrosunu elimine ederek, hareketi bağımsız bir örgüt hâline getirmiş olabilir.

Ölümünden sonra ortaya çıkanlara baktığımızda görüyoruz ki, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, 7 Ekim 2023’te gerçekleşen Aksa Tufanı Operasyonundan bir gün sonra 8 Ekim tarihinde İsrail’e saldırı başlatmak istemiş. İran bu saldırıya müsaade etmemiş. Sonraki süreçte de “sabır siyaseti” adı altında Hizbullah dahil bölgede İran ile beraber hareket eden “vekil güç” diye tabir edilen oluşumların elini kolunu bağlayıp, Yahudilere yem etmiş. Biz buradan bakarak bile bunu görebiliyorsak, Hizbullah’ın kadroları da bunu pekâlâ biliyordur.

Suikastlarla Hizbullah içinde direkt İsrail yahut İran üzerinden dolaylı yoldan yine İsrail’in hesabına çalışanların elimine edilmiş olma ihtimalinin yanında, bugüne kadar izlenen siyasete devam edilecek olursa tamamen yok olacaklarının şuuruna da ermişlerdir muhakkak. Bugün kaybedecek bir şeyleri kalmadığı gibi iyiden iyiye köşeye sıkışmış bulunan Hizbullah’ın, içinde kalan sızmaları da temizledikçe İsrail’e yönelik saldırıları ve şiddeti arttırması beklenmelidir.

Kaynak: Baran Dergisi