Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar programında, yeni maarif anlayışını “etik değerlere” dayandırdıklarını belirtti. Ramazan ayında okullarda gerçekleştirilen etkinliklerden dem vurarak, gençliğe "iyilik, dürüstlük, vatanseverlik" gibi erdemleri kazandırma çabasında olduklarını söyledi. Ancak burada sormak zorundayız: Bu “etik değerler” hangi kaynaktan süzülüp geliyor?
Bugün gençliğin deizme, ateizme, nihilizme sürüklenişi, Batı menşeili laik-Kemalist müfredatın doğrudan neticesidir. Allah’tan korkmayan bir eğitim anlayışı, ne iyiliği öğretebilir ne dürüstlüğü ne ahlakı… Eğer gerçekten bireysel ve toplumsal etik değerleri önceleyeceksek, bu milletin tarihî, kültürü ve değerleriyle yüzleşmeli, “laiklik” adı altında empoze edilen Batı tipi pozitivist zihniyet müfredattan tasfiye edilmelidir.
Etik değer, kaynağını aşkın bir hakikatten, yani Allah’tan almıyorsa, milleti nereye kadar taşıyacak? “Toplumsal birlik” diyenlerin, milleti ortadan ikiye bölen Kemalist resmi ideolojiyi hâlâ dayatmaları, samimiyetsizlik değil mi? Müfredatta hâlâ millî şuur diye gösterilen şey, Türk milletinin hakiki tarihi mi yoksa, ilkokuldan itibaren dayatılan bir zulüm kanunu mu?
Milli Eğitim Bakanı eğer gerçekten “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni inşa etmek istiyorsa, bu milletin öz değerlerine, yani İslam’a dönmek zorundadır. İslam’dan kopuk bir maarif modeli; etik değerlerden uzak, kendi değerlerine düşman, dinine ve tarihine yabancı kimliksizlik insan üretir. Bugün gençliğin karşı karşıya kaldığı bu başıboşluk, İslam’dan uzaklaştırılmanın boşluğudur. Bu boşluk da ancak İslam’a dayalı bir eğitim anlayışı ile dolabilir.
Bakan Tekin, “ideolojik önyargılara inat” diyor. Peki, bugünkü müfredatın kendisi ideolojik değil mi? Tek parti döneminden kalma çürümüş bir zihniyetin devamı değil mi? Ramazan etkinlikleriyle birkaç vitrin süsleyip, ardından çocuklara din karşıtı bir tarih anlayışı dayatmak, ancak çelişkinin maskesidir.
Bu millet, artık Kemalist müfredattan usandı. Bin yıllık medeniyetinin dışına itilmekten yoruldu. Çocuklarını Allah ve Resûlü'nün izinden giden bir eğitimle büyütmek istiyor. Bakan Tekin’e çağrımız nettir: Etik değerleri gerçekten yaşatmak mı istiyorsunuz? O hâlde köksüzlüğü savunan müfredatınızı kökten değiştirin. Bu millet İslam’ı istiyor, Batıcılığa öykünen bir ideolojiyi değil. Bu millet hakikati istiyor, resmî yalanları değil.
Baran Dergisi