Gazze 235 gündür boğazımızda bir yumru zaten.

17 yıldır karadan havadan denizden İsrail ablukası altındaydı Gazze.

235 gündür de ağır bombardıman ve vahşi soykırım altında.

Dünyanın gözü önünde hem de!

Dün yine alçakça saldırdı İsrail.

En az 45 masumun feci şekilde can vermesine, 300'e yakın insanın -ilaçsız ve narkozsuz yaralanmasına yol açan saldırısı nedeniyle, dünya üzerindeki tüm mahkemelerce suçlu ilan edilmeyi, bütün insanlık tarafından kıyamete kadar lanetlenmeyi hak etti İsrail!

Cehennemin ne kadar lüzumlu olduğuna yeniden ve yeniden iman ediyoruz sayesinde!

İsrail'e desteğini çekmeyen, masumların katledilmesine göz yuman, silah sağlayan, ekonomik, diplomatik medyatik her türlü desteği veren ülkeler, kurumlar ve kişiler için de aynı istikamettir duamız!

Bakmayın bugünlerde çıkardıkları cılız seslere.

"Siviller için endişeliyiz" türü açıklamaların sebebi Gazze'de ölü sayısının 50 bini aşması değil çünkü.

"Kırmızı çizgimiz" dedikleri yasaklı silahların kullanılması da değil.

Küçücük bir toprak parçasına on binlerce ton bombanın atılması da değil.

Hastanelerin okulların yardım kuruluşlarının vurulması da değil.

Peki ya ne?

Küresel intifadanın başlaması!

İsrail'i destekleyen markalara uygulanan boykotlar yüzünden ciroların yere çakılması!

İsrail'in sanık sandalyesine oturtulması!

Uluslararası mahkemelerden -yaptırımı olsun olmasın- İsrail aleyhine hükümler çıkması!

Şımarık caninin işlediği suçlar alenen taşınamıyor artık!

**

Filistin'in işgal edilmiş bölgelerinden gelenlerle nüfusu 2 buçuk milyona dayanmış bir yerdi zaten Gazze.

7 Ekim'den sonra Gazze'nin kuzeyinden güneyine sürülenlerin sıkıştıkları alan Refah oldu.

Açlıkla, susuzlukla, yakıtsızlıkla, ilaçsızlıkla, sessizlikle sınandı Gazzeliler.

Refah kampında muşambadan derme çatma çadırlarda kalıyorlardı.

Gece yarısı işte bu çadırları vurdu İsrail!

Diri diri yaktı masumları...

Öyle korkunç ki görüntüler, bakabilmek, unutabilmek mümkün değil!

Masuma merhamet, katile lanet, o yüzden insan olmanın gereği...

**

Madalyonun öbür yüzünde ise gerçek yüzü ortaya çıkan İsrail var.

Gazze'de yaptıklarıyla kendine dair en doğru ve en taze bilgileri yayıyor dünyaya İsrail.

Bu sayede varlığının gayrimeşru olduğuna, işgal ve soykırım suçu işlediğine, Batı Şeria'da, Kudüs'te, Ramallah'ta mütemadiyen hukuksuzluk ürettiğine düne göre çok daha fazla insan ikna olmuş durumda.

Filistinlileri öldürerek yok edeceğini, Filistin'i daha kolay işgal edeceğini sanırken tüm dünyayı Filistinli yaptı İsrail!

Herkesi uyandırdı, öfkelendirdi, bilinçlendirdi.

Yaşanan şey İsrail için geri sayımdır!

**

Bir başka boyutta ise Siyonistlerin güdümündeki medya ve sinema sektörünün yırtılan perdesi var.

Profesyonel perdeleme yöntemleriyle belki bir asırdır insanları yanlış yönlendiriyor ve şartlandırıyorlardı.

Filistin topraklarının İsrail'in hakkı olduğuna inanıyordu milyonlarca insan.

Ama Gazze'de yaptıklarıyla nasıl bir uyanış ve dirilişe yol açtığını üniversitelerdeki İsrail protestolarında görüyoruz çok şükür.

İsrail'in işi o açıdan da bitti yani.

Bu saatten sonra kimse dinlemez teranelerini.

Coğrafyadaki varlığı kanser hücresi kadar isteniyor burada.

Tarihinde hiç olmadığı kadar nefret objesi bugün.

**

76 yıllık tarihinde başka ilkler de var.

İlk kez sanık sandalyesinde İsrail.

Hem "devlet", hem yönetim olarak yargılanıyor.

Uluslararası Adalet Divanı İsrail'e Gazze saldırılarını durdurma, yardımları içeri sokma, uluslararası gözlemcilere izin verme konusunda hüküm verirken Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu ve Gallant için yakalama kararı çıkardı.

Bir diğer yandan üç Avrupa ülkesi daha (İspanya, İrlanda ve Norveç) Filistin'i devlet olarak tanıma kararı aldı.

Böylece BM nezdindeki 193 ülkeden 142'si tanıyor artık Filistin'i.

Küresel intifada zinciri dünyayı dolaşırken başkenti Doğu Kudüs olan özgür ve egemen Filistin devletinin kuruluşu anbean yaklaşıyor. İnşallah!

Esad rejiminin çöküş hikayesi: Darbe korkusuyla başlayan dağılma Esad rejiminin çöküş hikayesi: Darbe korkusuyla başlayan dağılma

Fadime Özkan, Star