Saatler hızla vaad edilmiş vakte doğru ilerliyor…Hiç kimse önünde durucu değil, hiç kimse kaçıcı değil… İmtihan sırrı, bütün ihtişamı ve encamıyla sürüyor, insanlık kendine yer-saf arıyor; HAK YA DA BATIL… Ya Allah ve O’nun Resulü ya da Allah düşmanları ve zelil şeytanın yolu… İman ve Küfür mevzusu…
İnsanlık hem fiziken topluluklar halinde ölüyor hemde ruhen… Kitleler Küfrün medyatik senfonileri arasında fikrini inancını kaybediyor, kendi doğrusuymuş gibi Batı’nın, Yahudi’nin yani küfrün doğrusunu savunuyor, O’nun çıkarının davasını güdüyor. Bunu farketmiyor, hissetmiyor, şuuruna varmıyor. İnanılmaz bir kirlilik yaşiyor ve kendi müslüman Karenina velevki günahların en büyüğünü işlemiş olsun Yahudi ve Hristiyanla bir olup katletmeyi meşru görüyor, Kafirlerle birlikte Müslüman çocuklarin kanının dökülmesini, kadınlarının kirletilmesini özgürlük olarak algılıyor ve bunu ahmaklığın zirve seviyesinde “ibadet” hissiyle yapıyorr.
Haçlı Seferleri malum olduğu üzere İslam coğrafyasına ve Müslümanlara karşı Hıristiyan Dünyasının topyekun(ortak) açtığı savaşların adıdır. Bu savaşlarda yağmacı, çapulcu, tecavüzcü ve suç dosyası kabarık ne kadar Hıristiyan varsa, Kilise ve Papa kışkırtması ve hükümdarların zenginlik vaadleri ile İslam coğrafyasına oluk oluk gelmiş ve iğrenç çizmelerinin boyu aşıncaya kadar Müslüman kanı akıtmışlardır. Aynı mantığın ve toplumun ürünü bir başka Haçlı Seferi on yıla yakın bir zamandır bütün hızı ile zamanımızda devam etmektedir. Yalnız bir farkla dün Haçlılar arasında “Müslümanlar” yoktu şimdi var…
Haçlı Seferlerinin baş koordinatörü ABD aynı günde 6 İslam ülkesini bombalıyor. 7 Temmuzda gazetelere yansıyan haber şöyle; “ABD, insansız savaş uçakları ile hem Somali'yi hem de Afganistan'ı vurdu. İki ayrı saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu onlarca kişi hayatını kaybetti. Afganistan, Pakistan, Yemen, Irak, Libya ve Somali aynı anda ABD tarafından bombalanıyor.” Olayın vehameti ve ciddiyeti anlaşılıyor sanırım.
AB-D ve İsrail’in desteklediği ılıman İslam; yani başını Fetullah Gülen Cemaati’nin çektiği, AKP’li siyasiler ile kuvvetlendirdiği ve sözde muhalifmiş gibi görünen güç“MHP-CHP” ile de meşruiyet kazandırdığı ve bir takım operasyonlarla halkın gözünde sempatikleştirdiği bir AB-D Projesi… Bu projenin zehirlediği insan sayısı azımsanmayacak kadar çoktur ve yine bu zehirin etkisiyle olacak ki gözü kapalı İslam Milletinden Libya-Afganistan-Irak-Suriye Müslümanlarına karşı saldırıda Haçlı Dünyasının yanında yer alabilmekte ve yer alan liderlerini alkışlayabilmektedir. Türlü fesat ve nifakla, kafası karışmış bir halde sağa sola yalpalayan Anadolu insanı garip ve mazlum kalmıştır. Diğer yandan mezhebi meşrebi bozuk taifenin “ne Kaddafi ne Amerika” derken Amerika tarafgirliğine düştüğü keleşlik vs. bu Haçlılaşmanın sembolik ifadesidir. Özgürleşme bahanesi ile “ki halklar masumdur- hakiki rejim muhaliflerinin, özellikle Ehli Sünnet ve’l Cemaat anlayışına sahip emperyalizme direnen samimilerin, rejim adına, rejim muhalifi muhabbeti ile öldülüp, milletin başsız öndersiz bırakılmaya gayret edilmesi, işin içinde ne tür iblisliklerin döndüğünü göstermesi bakımından mühimdir. Batılılar İsrail’in selameti ve çıkarlarının gereği olarak Ortadoğu’da kontrolü sağlama-ele alma girişimin başlattılar. Hakikaten olağanüstü şeyler oluyor ve Batı’nın kontrolü dışında gelişen olaylar yepyeni bir nizamı “içinde İsrail’in olmadığı” ortadoğu’nun, anadolu’nun, Mezopotamya’nın önüne getirip koyuyor.
Bir diğer mevzuu NATO meselesi… Sanki iş NATO bünyesinde olursa meşru olacakmış gibi bir propaganda ve algı var. NATO ne modern Haçlı ordusu… Konumu ne düne kadar Kominizm tehdidi ile hareket eden NATO 1991 itibari ile Yeşil Kuşak diye tabir edilen İslam coğrafyasını yeni tehdit alanı olarak belirlemiştir. Türkiye bu açıdan NATO için stratejik değere sahiptir bu yüzden yönetimi Türklere-Kürtlere bırakılmayacak önemlidir.
Ülkemizde bilinen ve görünür planda olan bazı NATO işgal üsleri şunlardır. Afyokarahisar askeri havalimanı Şile üssü, Muğla Aksaz Deniz Üssü, Balıkesir 9. Hava Jet Üssü, Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı, İncirlik Hava Üssü ve arıca Ankara-Ahlatlıbel, Amasya-Merzifon, Bartın, Çanakkale, Diyarbakır-Pirinçlik, Eskişehir, İzmir-Bornova, İzmir-Buca, İzmir-Çigli İzmit, Kütahya, Lüleburgaz, Sivas-Şarkışla, İskenderun, Ordu-Perşembe, Rize-Pazar, Erzurum, Van-Pirreşit, Muş, Batman ve Mardin'de NATO'ya bağlı Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezleri (CAOC6) bulunmaktadır. İncirlik Hava Üssü ise NATO'nun ülkemizde ki en önemli üssüdür.
Halihazırda Haçlıların İslam’ı yok etmeye yönelik Libya saldırısında her açıdan tüm hızıyla kullanılan İncirlik Üssü geçmişte de yine İslam’ı Yoketme çerçevesinde düzenlenen bir Irak ve Afganistan saldırısında kullanılmıştı. Öyle ki Gülen Cemaatinin Haçlı “abi”lerinden Graham Fuller bunu elekten geçirdiği yazısında şöyle deşifre etmektedir; ‘İncirlik’teki Türk Hava Üssü NATO ve ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik güç projeksiyonu için son derece önemli bir üs olmuştur, özellikle de 1991 Körfez Savaşi ve 2003 Irak Savaşi sırasında, her ne kadar Türkiye 2003’te Irak’ın işgali için kendi toprağının bir kara üssü olarak kullanılmasına izin vermemişse de Amerika Birleşik Devletleri İncirlik’i Irak ve Afganistan’daki askeri ve lojistik ihtiyaçlarını karşilamak amacıyla kullanmıştır.”(Yeni Türkiye Cumhuriyeti,159-G.F) Basına yansıyan istatistiki bilgiler Graham Fuller’I yalanlamıyor “2005 ile 2010 arasında nakliye uçaklarıyla 39 bin 90 sorti yapıldı ve Irak ile Afganistan’a (bu ülkelerdeki ABD’liler için) 302 bin 734 ton eşya taşindı.” Ne diyelim iktidarsız varlıklara “HEPİNİZ HAÇLISINIZ”’dan başka… Hepiniz Haçlısınız ulan çatlasanızda patlasanızda Hepiniz Haçlısınız. Tâki adam gibi Müslüman olup, Haçlılarla işbirliğine son verip Müslüman katletmeye dur diyinceye kadar.
Gelelim İran’a… İran NATO üslerini vururuz demiş, sebeb Suriye’ye Türkiye üzerinden müdahele olursa. Bu ifade zannımca samimi değil ve olamazda.(Keşke olsada ben yalancı çıksam) Nihayetinde bugün Irak’ta NATO’dan daha tehlikeli ABD-İsrail ordusuyla birlik olup Irak Müslümanlarını katledip, kadınlarına tecavüz ederek mallarını yağmalamıyor mu? Afganistan müslümanlarına karşı havalanlarını NATO uçaklarına açan İran değilmiydi? Kürtleri Halepçe’de katliamlara maruz kılıp, yağdan kılı çeker gibi sıyrılıp çıkan bu fesat oraganizasyonu değil miydi?
Gelelim bu çıkışın sebebine. Önce bir hatırlatma, bugün Irakta Irak polisi olarak tek bir sünni yoktur, kalmamıştır. Sebebi malum bu durumun Suriye’ye bakan yönü ise Nusaryi kardeşliği… İktidarla uzlaşmaz sinyalleri verilmiş olsa dahi İran Suriye’nin idari anlayışı “Şii” çerçevesinin dışında hiç olmadı. Bugün Suriye’de binlerce insanın ölmesinin sebebi Nusayri iktidarının suç ortakları bu Şii cephedir. Ve halkın öncülerini katlederek onları kontrol etmeyi Irak tecrübesinden çıkarmış “Ümmet’in Yahudisi” bazı şiilere karşı Türkiye’li Müslümanlar da uyanık olmalıdır. Protestoların hedefi kesinlikle ABD-İsrail olur ve NATO herçeşit müdahalesine şiddetle karşı çıkılırken İran hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Yoksa durum NATO cephesinin güttüğü özgür! “kitle” olmaktan başka bir şey olmayacaktır. Diğer taraftan bilfiil bu cephede yeralanlar için ise hükmümüzü yukarıda verdik; HEPİNİZ HAÇLISINIZ.
HAÇLILAR İÇİN YAŞASIN CEHENNEM