Ali Ekmel Bilir’in “SIRADIŞI FİKİR ADAMLARI - Öncü 29 Yunan Filozofu” adlı ilk kitabından sonra, “SIRADIŞI İLİM ADAMLARI - Öncü 29 Antikçağ Bilgini” alt başlıklı ikinci eseri de, ÇARPICI KİTAP yayınları arasından çıktı. Modern bilimin köklerinin izlenebileceği eser, antikçağın dev bilginlerini zevkli, akıcı ve anlaşılır bir dille hikâye ediyor, üstelik bir yandan da bilim ve felsefenin köklü meselelerine temas ediyor.
ALİ EKMEL BİLİR KİMDİR
Yazar, 9 Mart 1987 Bilecik doğumlu olup, aslen Selanik kökenlidir. İlkokulu Erenköy Zihnipaşa İlkokulunda, ortaokulu Batı Koleji ve Gökyüzü Kolejinde, liseyi Eskişehir Atatürk Lisesi’nde bitirmiştir. Üniversite öğrenimine Marmara Üniversitesi hukuk fakültesinde başlamış, ardından İstanbul Üniversitesi fizik bölümüne devam etmiş, şu ânda ise İstanbul Üniversitesi felsefe bölümünde okumaktadır. Yazarın ilgi alanı felsefe, parapsikoloji, metafizik ve psikolojidir. Yayınlanmış eserleri: “Sıradışı Fikir Adamları” (2014), “Sıradışı İlim Adamları” (2015).
ANTİKÇAĞDAN BUGÜNE BİLİM VE FİKİR
Kitabının önsözünde şöyle takdim ediyor eserini yazar:
Bu kitap, “Sıradışı Fikir Adamları” adlı çalışmanın devamı ve tamamlayıcısıdır.
Orada eski Yunan filozofları ve onların hakikat görüşleri ele alınmış, kritik edilmişti. Burada ise, onların devamı ve tamamlayıcısı niteliğinde eski Yunan, Helenistik dönem ve Roma dönemi bilginleri inceleniyor.
Eski Yunan şehir devletleri kültüründen Roma İmparatorluğu çağına geçiş üç basamakta özetlenebilir: İnanç düşünceyi, düşünce de bilimleri doğurmuştur.
Burada eski Yunan kültürünün inanç yönünü (mitos çağını) ele almadan, birinci kitapta doğrudan doğruya felsefelerine (fikir çağına), bu elinizdeki ikinci kitapta ise bu felsefelerin ortaya çıkardığı veya ortaya çıkmasına yol açtığı ilimlere (bilim çağına) eğiliyoruz.
Bu iki kitabı ard arda okuyanlar, tarihte bilgi ve düşüncenin birbirinden farklı tarzlarda ilerleyen iki nitelik olduğunu fark edeceklerdir.
Çağdaş filozoflardan Karl Jaspers, “Felsefe Nedir?” adlı eserinde şöyle der:
-“Bugün Hipokrat’ın tababetini çok gerilerde bıraktık; ancak Eflatun’un hakikatinden daha mı ileride, yoksa daha mı geride olduğumuzu kimse söyleyemez!”
Gerçekten de fikir, bilim gibi düz bir yolda ilerlemez. Fikrin hareketi, diyalektiktir; dairevîdir. Hiçbir fikrin, hakikate, kendinden önceki fikirden daha yakın veya uzak olduğu peşinen söylenemez. Aradan 2.500 yıl da geçse, fikir, bir iken bin ile de çarpılsa, sonuç aynı kalır.
Hâlbuki bilim, düz bir hat takip ederek dik bir yokuşu çıkar. Bilim geri dönmez; ancak bazen çıktığı yokuştan bir miktar aşağıya yuvarlanır. Sonra yine toparlanır ve kendi düz yolunda ilerler. Her bilgi, bir öncekinden daha fazladır.
Şu hâlde fikir hareketi bir keyfiyet (nitelik) hareketidir; bilim hareketi ise bir kemmiyet (nicelik) hareketi. Fikir yükseldikçe, bilgi ise çoğaldıkça değer kazanır.
İşte bu kitapta, eski Yunan dünyasından Roma dünyasına geçişte, bu çoğalma hareketini ele alacağız.
*
İlk fırsatta şunu gözönünde bulundurmakta yarar vardır ki, burada muhtelif antikçağ bilginlerinin adları altında inceleyeceğimiz ilimler, öz ve kaynak olarak ne Eski Yunan’a, ne İskender dönemine, ne de Roma’ya âittir.
Bu bilgiler, çeşitli eski kültürlerden sızma ve yağma hâlinde, “antikçağ” dediğimiz işbu havuzda toplanmışlardır. Tarihin bundan öncesi bilimler ve fikirler yönünden bir hayli karanlık olduğu için de, bizler onları ilk defa eski Yunan ve Romalı yeni sahiplerinden görüyoruz.
Ne var ki, eski Yunan’dan önce çeşitli bilimlerin Mısır’da, Mezopotamya’da, Hint’te, Çin’de ve Amerika medeniyetlerinde ne derece ilerlemiş olduğunu günden güne daha fazla anlıyoruz.
Hattâ daha ilerisi vardır, belki ileri de konuşulacaktır: Bu bilinen eski büyük medeniyetlerin yanında, daha kim bilir ne büyük medeniyetler ve onlara âit ne büyük bilimler vardır ki, bugün için toprağın altında ve tarihin karanlık sayfalarında keşfedileceği günü beklemektedir.
Dolayısiyle, bizim eski Yunan ve Romalı isimler altında bu kitaba kaydettiğimiz ilimler, sözkonusu eski Yunan ve Romalı âlimlerin sıfırdan icad ettiği ilimler değil, kendilerinden önceki medeniyetlerden kendilerine geçenler üzerindeki mütalaalarıdır.
Biz burada tarihin temellerini değil, Batı medeniyetinin temellerini inceliyoruz. Ve öncekiyle birlikte bu kitap, bir bakıma, Batı medeniyetinin üç temel biriminden ikisi olan “Yunan Aklı” ve “Roma Nizamı”nı ana hatları hâlinde özetliyor.
Bunun hemen ardından, kaybolan ve değersizleşen eski inancın yerini, yeni bir inanç ve ahlâk alacak, o da Batı medeniyetini meydana getiren üçüncü temel birimi, “Hristiyan ahlâkı”nı oluşturacaktır.
Ne var ki bu yeni inanç ve ahlâk, Batı’da evvelâ bütün önceki bilgi ve düşünceleri sıfırlayacaktır. Hristiyanlıkla beraber Batı dünyası, fikir ve ilimler bakımından 1.500 yıllık uzun bir uykuya yatacaktır.
Bu süre zarfında bu bilgileri Müslüman âlimlerin bir miras olarak ele alacağını, geliştireceğini, düzelteceğini, tamamlayacağını ve ancak bundan sonra Batı medeniyetine intikal edeceğini bilmekte de yarar var.
ESERDE KİMLER VAR
Bu şekilde takdim edilen eserde kısaca hayat ve fikirleri sıralanan öncü Antikçağ bilginleri ise şunlar:
TARİHÇİLER: Herodotos, Thukydides, Ksenophon, Polybios, Plutarkhos, Tacitus.
TABİBLER: Hyppokrates, Galenos, SextusEmpiricus.
ASTRONOMLAR: Meton, Eudoxus, Archytas, Aristarkus, Hipparchus, Ptolemaios.
MATEMATİKÇİLER: Euclides, Archimedes, Apollonius, Eratosthenes, Bizanslı Philon, Diophantus.
TABİATÇILAR: Lucretius, Strabon, Plinius, Ctesibios.
HUKUKÇULAR: Cicero, Seneca, Epiktetos, MarcusAurelius.
Dağıtım & Sipariş: KÜRESEL KİTAP
(0212) 523 55 78, (0530) 941 82 90
Ali Kuşçu Mah. Nalbant Demir Sok. No 5-A. Fatih / İstanbul
Baran Dergisi 430. Sayı