Üstad Necip Fazıl ve Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu, doğum ve perde ardına geçişlerinin sene-i devriyesi vesilesiyle 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü, saat 16.00’da kabirleri başında "Öncülerimizi Anma Toplantısı düzenlendi.
Necip Fazıl’ın vefatının 41, Salih Mirzabeyoğlu'nun ise 6. yılı dolayısıyla düzenlenen Öncülerimizi Anma Toplantısı'na başta Aylık Baran Dergisi yayın kurulu üyeleri ve eğitimci yazar Muzaffer Doğan olmak üzere birçok gönüldaş ve Üstad'ı sevenler katıldı.
Anma Toplantısı'nda Kur'an tilavetinin ve duanın ardından katılımcıların görüşlerine yer verildi.
Anma Toplantısı'nda “Öncümüz olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri, Necip Fazıl Kısakürek ve Salih Mirzabeyoğlu’dur” diyen eğitimci yazar Muzaffer Doğan, "Bu üç zatın mücadelesi de O büyük öncümüz olan Kâinatın Efendisi için olmuştur. Necip Fazıl, "Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim; Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim" diyor. İşte bu üç büyüğümüz bunun için mücadele etmiştir. Malum, Üstad, şeyhi ile tanışınca dünyası değişiyor. Yine Üstad, "Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız!" diyor. Ruhuna temel çivisi çaktınız demek, Büyük Doğu bayrağını kaldırmak demek. Küfür sistemine karşı bayrak açmak demek, tek başına da olsa mücadele etmek demek. Bu bayrağı pek çok kişiye devretti Üstad. Bu bayrağı devralanların en önde geleni ise Salih Mirzabeyoğlu'dur. Bu bayrak kıyamete kadar da düşmeyecek. Üstad yüzden fazla, Mirzabeyoğlu ise yetmişten fazla eser vermiştir. Eserlerin özellikle gençliğe okutulması gerek. Bu fikriyat da onların elinde yürüyecek ve yayılacak. Allah bu üç zatın mekanlarını âli eylesin" ifadelerinde bulundu.
“Allah himmetlerini üzerimizden eksik etmesin”
18 Mayıs 2016 tarihinin Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun defnedilişinin 6. yıl dönümü olduğunu ve vefatı ise 16 Mayıs 2016 tarihi olduğunu hatırlatan Aylık Baran Dergisi’nin yazarlarından Abdullah Kiracı, “Bugün kabri başında hem onu, hem Üstadı hem de efendisi Abdulhakîm Arvasî Hazretleri’ni yâd etmek için toplandık. Gayemiz, hem büyüklerimizi yâd etmek hem de bu vesileyle içimizdeki dünyevi pislikleri temizlemek, ahireti hatırlamak, onlardan himmet beklemek, onlara ve burada bulunan büyüklere dua etmekti. Bu vesileyle de bir araya gelmiş olduk. Kur’ân okuduk, heyecanımızı taze tutma adına sloganlar attık, tekbirler getirdik. Kumandan her zaman “Sayıya bakmayın, önemli olan keyfiyettir, sayılar gelir geçer. İster az ister çok olun ama heyecanınız hep aynı olsun” derdi. Bugün gördüğüm de oydu. Genci, yaşlısı en güzel şekilde yâd etti. Bilhassa Muzaffer Doğan hocamıza teşekkür ediyorum. Bugünü tertip eden Büyük Doğu Akıncıları Derneği’ne ve başındaki Mehmet Ali Bayram kardeşimize de teşekkür ediyorum. Allah Üstad ve Kumandandan razı olsun, himmetlerini üzerimizden eksik etmesin, tüm gönüldaşların da heyecanını daim etsin.”
“Kumandan, toplumdaki buhranı aşmanın yollarını gösterdi”
Emekli Bürokrat Fazlı Karaman, “Bu gidenler boşuna yaşamadılar, görevlerini ifa ettiler. İz bıraktılar, eser bıraktılar, model bıraktılar, örnek bıraktılar. Bu üç zatın da hepsinin ayrı ayrı özellikleri var. Arvasi Hazretleri toplumun tasavvufi yönde doğru ilerlemesi için mücadele etmiş, yaşamış, yaşatmış ve etrafında çok güzel bir grup bırakıp, bayrağı onların eline teslim edip çok güzel bir örnektir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek, herkesin sustuğu, konuşamadığı bir zamanda konuştu ve hiç durmadı, eğilmedi, İslam’ı ve Büyük Doğu fikrini ölene kadar anlattı. Kumandan olarak yine hepimizin toplanmasına vesile Salih Mirzabeyoğlu da toplumun içinde bulunan o buhranı nasıl aşabiliriz diye elinden gelen bütün gayreti göstermiş bir fikir adamıdır. Kumandanın fikirleri bugün için de geçerli. Ayrıca onun Moro Destanı isimli bir şiir kitabı vardı. O dönemler Moro’da katliam vardı. Müslümanların ortadan kaldırılması için bir soykırım yapılıyordu. Onu anlatırken diyor ki, “Burada akan kanımız, oluk oluk. Oradan ne ses gelir, ne soluk.” İslam alemine bir çağrıda bulunuyordu, o çağrı yine geçerli. Dünyanın her yerinde çok büyük zulümler var. Bütün bunlara karşılık Müslümanların sesi soluğu çıkmıyor. Esas işimiz ve gücümüzün ne olduğunu bu zatlar bize hatırlattı. İdrakinde olup ona göre amel etmemiz gerekiyor.” dedi.
“Salih Mirzabeyoğlu, Batı ile hesaplaşmanın yegâne kahramanıdır”
Büyük Doğu Fikir Ocakları İstanbul Başkanı Özden Yılmaz ise, “Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu için buradayız. Yalnız burada ‘Mirzabeyoğlu kimdir?’ sorusunu cevaplamak gerek. Mirzabeyoğlu 70’i aşkın eser bırakmış birisi. Büyük Doğu davasına nisbeti olan ve hatta Büyük Doğu’yu küllendirip tarihin karanlık sayfalarına atmak isteyenlere medyan okuyarak büyük doğuyu tekrar cemiyet meydanına dikmiş olan Başyücelik Devleti mefkûresini yeniden gündeme getiren mütefekkirdir. Başyücelik Devleti’nin bugün en çok muhtaç olduğumuz şu zaman diliminde, vahşi kapitalizmin uyguladığı zulüm ve haksızlar karşısında Büyük Doğu’nun yegâne ortaya koyduğu sistem diyebiliriz. Mirzabeyoğlu’nun şöyle de ifade etmek isterim. Salih Mirzabeyoğlu bu toprakların yetiştirdiği en son ve en büyük mütefekkirdir. Son halkadır. Müslümanların son zamanlarda kaybettiği varlık anlayışını ortaya koyan mütefekkirdir. Salih Mirzabeyoğlu, meseleleri temel meselelerden ele alaraktan bütün hayatın bütün şubelerine kadar mevzuyu İslami bir anlayışla nasıl tatbik edilebileceğini ortaya koyan bir mütefekkirdir. Salih Mirzabeyoğlu, bir siyasi liderin alternatifi değildir. Salih Mirzabeyoğlu, Batı ile hesaplaşmanın yegâne kahramanıdır. Salih Mirzabeyoğlu’nun bence iki dönemi var. Birincisi Kültür Davamız ile başlayıp Bütün Fikrin Gerekliliği ve İslama Muhatap Anlayış eserleriyle devam eden, bu dönem Elif isimli eserine kadar devam ediyor. İkinci dönem ise, meseleleri tamamen inceltip Batı’dan teker teker ele alıp kendi zaviyesinden değerlendirip hikemiyat bahsine bağladığı dönemdir.” diye konuştu.
Üstad ve Kumandan hakkında ne dediler?
Toplantıya katılan birçok gönüldaş da Baran Haber’e duygu ve düşüncelerini anlattı:
Mehmet Ülger: "Üstad Necip Fazıl’ı ve Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'nu anma münasebeti dolayısıyla buradayız. İkisinin de yokluğunu hakikaten hissediyoruz. İnşallah yeni gelen nesiller bu hasretimizi soğutur. Üstad’ın son zamanlarında onun özel katipliğini yaptım. Üstad çok farklı bir insandı, ona uyum sağlamak zordu. Fikirleriyle yaşantısının bir olması zorlu kılıyordu, tam manasıyla bir insandı o. Allah ikisini de anlamayı, idrak etmeyi nasip etsin."
Mehmet Ali Bayram: "Onları kuru pohpohlama ile değil de onları değerli kılan davalarıyla birlikte yad etmek gerekiyor. Büyük Doğu Akıncıları Derneği olarak bizler de Başyücelik ideali için yaşıyor ve onların davası için çabalıyoruz."
Fahri Özcan: "İyiyi, doğruyu, güzeli bizlere hakikatiyle aktaran Üstad ve Kumandandır. İslam kahramanlarını da anlatarak bizleri şuurlaştıran bu iki zattır. Allah mekanlarını cennet etsin."
Tuncay Aksoy: "Üstad ve Kumandan aslında bizim insan oluşumuza, insan gibi yaşamamıza vesile olan şahsiyetlerdir. Hepimiz onların fikirlerini anlamak ve anlatmakla mükellefiz."
Numan Gökçimen: "Üstad ve Kumandan büyük bağlılığım var. Eserlerini okumaya, takip etmeye çalışıyorum. Bu organizasyon da bizi bir araya getirdi, gönüldaşlığımız tazelendi. Üstad ve Kumandanın dünya görüşlerinin anlatıldığı programların da çok olmasını arzu ediyorum."
Rabia Kavvasoğlu: "Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nu üniversite yıllarımda tanıdım. Onun ve bizler için zorlu süreçlerdi. 28 Şubat'ta Müslümanlara yapılan zulümlere şahit olanlardan biriyim. Allah onun fikriyatını ömrümüzün sonuna kadar anlatmayı ve anlamayı nasip etsin.”
Ali Gürkan: “Üstad Necip Fazıl’ı Salih Mirzabeyoğlu’nu okuyunca daha iyi anlamaya başladım. Üniversiteye yeni başladım ve bu iki büyüğün fikirlerinin bana yol göstereceğine inanıyorum.”
Necip Fazıl ve Mirzabeyoğlu’nun eserleri dağıtıldı
Hayatlarının ve düşünce dünyalarının ele alındığı Anma Toplantısı'nın ardında Üstad Necip Fazıl’ın ve Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'nun eserleri ve Aylık Baran Dergisi'nin son sayısı dağıtıldı.
Kaşgarî Dergahı’nda kılınan ikindi namazının ardından Üstad ve Kumandan üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Ömürlerinin Allah yolunda çile, ıstırab ve mücadele içinde geçtikleri bu iki fikir ve aksiyon adamının tüm dünyaya insanca yaşamanın nasılını, nasıl insan olunacağını gösterdikleri ve gösterdikleri gibi de yaşadıkları anlatıldı. Bu iki büyük şahsiyetin yeni bir dünya düzeni teklif ettikleri ve o düzenin tesisi adına aksiyon içinde bir ömür geçirdikleri hatırlatıldı. Büyük Doğu-İbda idealiyle topluma yeni bir şuur vererek rol model oldukları dile getirildi. Verilen çay ikramının ardından toplantı sona erdi.
Editör: M. Taha İnci, Baran Haber