Dünyadaki büyük ortak pazar kurumları, bölgesel bir kalkınmanın yanı sıra jeopolitik bir güç de ifade etmektedir. Ortak pazar noktasındaki ilk örnek, Avrupa Birliği (AB) olarak gösterilebilir. Ortak bir ekonomik iş birliği ve ittifak, yalnız aktörlerin ittifakın gücü ile farklı bir boyutta değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu noktada diğer güncel bir örnek Türkiye’nin de içinde bulunduğu Türk Devletleri Teşkilatı olmaktadır. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDİK) olarak da bilinen kurum, ekonomik bir ortak pazar ve ticaret anlaşmaları bakımından son derece önemli ama geç kalınmış bir oluşumdur. Yeni Dünya’da bu oluşumlar çok kıymetlidir. Ancak kurulabilmesi ve kurumların oturması uzun sürebilmektedir. Türk Konseyi bu anlamda çok geç kalınmış bir oluşum olmasına rağmen dünya kamuoyunda ses getirmiştir.
Ortak pazar noktasında dünyadaki ilk oluşumlar arasında yer alan, MERCOSUR (Güney Ortak Pazarı) Güney Amerika bölgesindeki en önemli girişimlerdendir. 1991 yılında kurulan MERCOSUR 30 yılı geride bırakmış ve son dönemde bölge devletlerinde ekonomik gelişmelere vesile olmuştur. Böylesi bir ortak pazar ve ekonomik iş birliği Latin Amerika bölgesinde 30 yılı aşkın tecrübesi ile dünyada örnek kurumlar arasında yer almaktadır.
1957 yılında Amerikan Devletleri Ekonomik Konferansı düzenlenmiş, bilahare 1960’da imzalanan Montevideo Anlaşması ile Arjantin, Brezilya, Uruguay, Paraguay, Meksika, Şili ve Peru arasında ALALC (Latin Amerika Serbest Ticaret Birliği) kurulmuştu. İlk ekonomik iş birliği ve ticari entegrasyon Batıya karşı bir direniş hareketi ile başlamıştır. Akabinde bölgesel bir entegrasyon için tüm Latin Amerika kıtasını kapsama amacıyla, 1980’de 2. Montevideo Anlaşması ile ALALC Teşkilatı, ALADI (Latin Amerika Entegrasyon Birliği) olarak değişmiştir. ALADI, kuruluş gayesi vesilesiyle tüm Latin Amerika devletlerine açık bir oluşumdur. Bölgesel bir kalkınma ve ticari entegrasyonu amaçlamaktadır. ALADI bu bağlamda bağımsız bir ticari iş birliği arzusunda olsa da bölgenin tüm devletleri yer almamış ve tam manasıyla bölgesel bir entegrasyon kurulamamıştır. Batı’nın dayattığı kapitalist sistem kabul edilmemiştir, bağımsız ve yerli bir bölgesel pazar ve ticari entegrasyon için girişimler devam etmiştir. ALADI kapsamında Brezilya ve Arjantin 1986’da karşılıklı ticari yakınlaşma için bir protokol imzalamıştır. Protokolün imzalanmasının ardından MERCOSUR’un hukuki çerçevesini hazırlayan 3 önemli anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmalardan ilki, Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay’ın 26 Mart 1991 tarihinde imzaladığı Asuncion Anlaşması’dır. Bu Anlaşma ile “Güney Ortak Pazarı” (MERCOSUR) oluşturulmuş, üyeleri arasında serbest ticaret, gümrük birliği ve ortak pazar hedefleri belirtilmiştir. Bu süreç sonrasında 1994 ve 2002 yıllarında imzalanan diğer protokoller ile gelişmiştir. Kurulma gayesi üye ülkeler arasında iktisadi rekabet ve verimliliği arttırmak olan MERCOSUR, bu bağlamda ticaretle ilgili her saha faaliyet alanı içerisindedir. MERCOSUR’un, Ortak Pazar Konseyi (CMC), Ortak Market Grubu (CMG) ve Ticaret Komisyonu (CCM) olmak üzere üç ana organı vardır. MERCOSUR’un Daimi Sekretaryası Uruguay’ın başkenti Montevideo’da bulunmaktadır. Entegrasyon sürecine ilişkin siyasi kararların oluşturulmasında en yetkili organ Ortak Pazar Konseyi’dir. Devlet başkanlarının oluşturduğu Ortak Pazar Konseyi yılda iki kez toplanmaktadır. Ev sahipliği rotasyonla değişmektedir. Konseyin aldığı kararlar, dışişleri ve ekonomi bakanları ile merkez bankası başkanlarından ve ülke koordinatörlerinden oluşan Ortak Pazar Grubunca icra edilmektedir. 2011 yılında Türkiye, MERCOSUR’a Gözlemci Statüsü Üyeliği için başvuruda bulunmuştur. Günümüzde güncel üyelik durumu ise; tam üyeler; Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay kurucu devletler olurken, ortak üyeler Şili, Bolivya, Ekvator, Peru, Kolombiya, Venezuela (Venezuela 2005 yılında katılım anlaşmasını imzalamış olup, Paraguay Kongresi’nin onayı beklenmektedir).
MERCOSUR kendi içinde kurumsallaşma ve derinleşme sürecinin yanı sıra, bölgesel ve bölge dışı ülkeler ve bloklarla da ilişkiler geliştirmektedir. Şili, Bolivya, Venezuela, Ekvator, Kolombiya’nın yanı sıra, MERCOSUR, bölge dışından İsrail ile de serbest ticaret anlaşması imzalanmıştır. AB, KİK, Fas, Meksika, Güney Kore, Ürdün, Pakistan ve Suriye ile MERCOSUR arasında serbest ticaret anlaşmaları imzalanması süreçleri ise devam etmektedir. Ayrıca örgüt Türkiye ile de ilişkiler kurmuştur. 2010 yılında Güney Amerika ülkelerine ihracatımızın yaklaşık üçte ikisi MERCOSUR’un tam üyesi olan dört ülkeye yapılmıştır. Türkiye’nin MERCOSUR ülkelerine ihracatı 2010 yılında yüzde 83 artarak 1,2 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. (Dışişleri Bakanlığı, mfa.gov.tr) 2008’de Buenos Aires’te ortak bir serbest ticaret anlaşması imzalanmıştır. 2010 yılında ayrıca Türkiye – MERCOSUR arasında Siyasi İstişare ve İşbirliği Mekanizması Mutabakat Zaptı imzalanmıştı. Bu anlaşma ile siyasi bir iş birliği ve ittifak sağlanması istenilmektedir. Türkiye, okyanus ötesine giderek Latin Amerika bölgesi ile ilişkiler kurmaya ve geliştirmeye devam etmektedir.
MERCOSUR, Uluslararası Sistem içerisinde kapsayıcı ve köklü bir kurumdur. Geniş bir entegrasyon gayesi vardır. Günümüzde gücü ve etkisi her geçen gün daha da artmaktadır. Bunun nedeni ise yalnızca Latin Amerika bölgesinde değil, her alanda iş birliği için tüm kurumlara açıktır. 30 yılı geride bırakan oluşum bugün Dünyada önde gelen ticari entegrasyon ve ortak pazarlardan biridir.
Türkiye’nin, Latin Amerika bölgesine farklı bir bakışı vardır. Türkiye ve Latin Amerika arasındaki iş birliği iki tarafın ekonomik potansiyelinin yanı sıra, derinlikli bir siyasi potansiyel de içermektedir. AB gibi ekonomik bir entegrasyon gayesi ile kurulmuş ancak günümüzde birçok farklı konuda çalışmalar ve projeler yapmaya başlamıştır. Siyasi, sosyal, ekonomik, sağlık ve eğitim konularında da alt kurumlar kurulmuş ve çalışmalar yapılmıştır. Bu bağlamda MERCOSUR, Avrupa Birliği’nden sonra en köklü ve başarılı ortak pazar oluşumudur. MERCOSUR’un güncel ticaret hacmi 1 trilyon doları aşkın durumdadır. Dünya kapitalist sistemin iştahını kabartan Bölge Ortak Pazarı ciddi bir yükselme içerisindedir. 21.yüzyılda Latin Amerika zorlu geçmişini bilmekte ve planlarını yapmaktadır. Güncel tüm teoriler Latin Amerika bölgesinin gelecekte çok daha fazla muhatap alınmak zorunda kalınacak bir bölgesel güç ifade ettiğini belirtmektedir. Uruguay, Meksika, Arjantin ve Brezilya öncülüğünde Latin Amerika yeni dünyada varlığını hissettirmektedir. Köklü tarihi, kültürü, medeniyeti ile bölgenin yeni kurumları gelecek için iddialı durumdadır. 2030 yılı planları MERCOSUR öncülüğünde yapılmıştır. Latin Amerika diğer kurum ve birlikleri ile 2030 yılına hazırlanmaktadır.
Baran Dergisi 776. sayı