Harflerin İlmi: Ebced

Gülçin Şenel

Ne kadar hayıflansak da, atalarımızın bildiği, hattâ günlük “muhasebe” kabilinden ticarî işlerinde bile kullandıkları “ebced ilmi”nin bugün ne kadar uzağında kaldığımızı anlayamayız. Öyleyse, edebiyattan tarihe, mimarîden şiire, ilimden tasavvufa, her alanda ince zevk ve idraki harekete geçiren bu ilim hakkında yaptığımız mütevazı araştırmaya kaldığımız yerden devam edelim.

Bir önceki yazımızda, Ebced ve İştikak ilimlerine giriş anlamında minicik bir başlangıç yapmıştık. Ebced ilmine biraz daha yakından bakmak istiyoruz şimdi.

Ebced ilminin tatbikinde 6 usul [1] sözkonusu. Kısaca üzerinde durarak, ebcedin “abc”si kabilinden bir fikir verneye çalışalım:

KÜÇÜK EBCED HESABI (CÜMEL-İ SAĞİR): Bu hesabta, harflerin ebced değerleri toplanarak değerlendirilir. Meselâ, “Salih” kelimesini oluşturan harfler Sad, elif, lam, ha. Sad: 90, Elif: 1, Lam: 30, Ha:8 = 129. Salih kelimesinin Küçük Ebced değeri, 129’dur.

EN KÜÇÜK EBCED HESABI (CÜMEL-İ ASĞAR): Bu usulde, her bir harfin “Küçük Ebced değeri” 12’ye bölünür (hesab makinesiyle değil, elle; yoksa “kalan” bulunamaz) ve “kalan” değer, o harfin en küçük ebced değeridir. Bu işlem, şu harflere uygulanabilir: Kef, Lam, Mim, Nun, Ayın, Fe, Sad, Kaf, Re, Şın, Te, Se, Zel, Dad, Zı, Gayın.

Meselâ, “Salih” kelimesinin en küçük ebced değerini şöyle hesablarız. Sad harfinin ebced değeri 90’dır. 90 sayısı 12’ye bölündüğünde kalan değer olarak 6 sayısını elde ederiz. Elif harfinin en küçük ebcedi hesablanmaz. Lam harfinin 30 olan küçük ebced değerini 12’ye böldüğümüzde kalan değer olarak 6 sayısını elde ederiz. Ha harfinin de ebced değeri hesablanmadığından şöyle bir sonuca ulaşırız: Sad: 6 + Elif: 1 + Lam: 6 + Ha: 8 = 21. Salih kelimesinin en küçük ebced değeri: 21’dir.

BÜYÜK EBCED HESABI (CÜMEL-İ KEBÎR): Harflerin isimlerinde geçen harflerin sayı değerlerine göre hesablanır. Meselâ, Salih kelimesinin büyük ebcedi şöyle elde edilir: Sad harfi, kelimedeki harflerin ebcedleri bulunarak yazılır: Sad, elif, dal. (Sad: 90 + Elif: 1 + Dal: 4) = 95.

Elif: (Elif: 1 + Lam: 30 + Fe: 80) = 111.

Lam: (Lam: 30 + Elif: 1 + Mim: 40) = 71.

Ha: (Ha: 8 + Elif: 1) = 9

Salih kelimesinin Büyük Ebced değeri: 95 + 111 + 71 + 9 = 286.

EN BÜYÜK EBCED HESABI (CÜMEL-İ EKBER): Harflerin sayı değerlerinin Arabça adlarındaki harflerin toplamıyla yapılan hesabtır. Yâni Elif harfinin ebced değeri 1’dir. 1’in Arabça karşılığı “ahad”dır. Elif: 1 + Ha: 8 + Dal: 4 = 13. Kelimedeki bütün harfler bu şekilde hesablandıktan sonra çıkan sonuç toplanarak kelimenin en büyük ebcedi hesablanmış olur.

NOKTALI EBCED HESABI: Noktası bulunan harflerin ebced değerleri toplanarak yapılan hesab usulüdür. Be, Cim, Ze, Ye, Nun, Fe, Kaf, Şın, Te, Se, Cim, Zel, Dad, Zı, Ğayın harfleri noktalı harflerdir.

NOKTASIZ EBCED HESABI: Noktasız harflerin ebced değerlerinin toplanması suretiyle elde edilir. Elif, Dal, He, Vav, Ha, Tı, Kef, Lam, Mim, Sin, Ayın, Sad, Ra harfleri noktasız harflerdir.

Biraz karmaşık da olsa, Arabça harfler ve sayılara âşina herkesin kolayca yapabileceği basit matematik işlemler gibi görünüyor Ebced. Lâkin, o kadar kolay olmadığını, bütün bunları anladığınız hâlde, “şimdi ne olacak?” suali ile karşı karşıya kaldığınızı, (tıpkı bu satırların yazarı gibi) duyar gibiyim. İşte burada, Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin “harfler ilmi, velîler ilmidir” meâlindeki sözünü tekrar hatırlayalım. Diğer bir ifâdeyle, mesele sadece basit bir matematik hesabı öğrenmekten ve bunu uygulamaktan ibaret değil.

İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu, “Tilki Günlüğü” isimli 6 ciltlik eserinden bu yana, bütün eserlerinde iştikak ve ebced ilimleri ile meşgul olmuştur. Belki de şöyle söylemek daha doğru: Üstad Necib Fazıl’ın O’na verdiği “reçete” icabı, lûgat, kelimeler ve harfler, Mütefekkir’in eczahânesi hâline gelmiştir. Bizim de bu konuyla ilgimiz bu bakımdan. Bu çerçevede en dikkat çekici eseri ise “Furkan Lûgatı”. Sözkonusu şaheserin “Takdim”i de, aslında hem o esere, hem de Mütefekkir’in bütün eserlerinde başvurduğu iştikak ve ebced ilimlerine nasıl bakılması gerektiğine dair ipuçları ihtivâ ediyor. O ipuçlarından bir kısım:

- «Şimdi: Süryanice, cennet lisânı ve ilk lisân. Bizzat Allah Resûlü, “Süryanice öğrenin!” buyurmuştur. Hüccet-ül İslâm lâkablı İmâm-ı Gazâlî Hazretlerinin, bu dilin öğrenilmesi hususundaki teşvikleri malûm… Bu kökten, bir nevî mânâyı gösteren suret hâlinde türeyen en büyük dil-lisân, Arabça; ve “nehir insanları” demek olan Hind’in dili… Bu vesileyle, eşyanın hakikatinin aranışında bir muhakeme formu olan “hesab-matematik” bahsine de değinerek bildirelim ki, sayı-rakam, “kitabet” demektir. Kitab: Kitab. Levh-i mahfuz. Kur’ân… Büyükler bildirmişlerdir ki, Kur’ân, zâtiyeti itibariyle nurdur ve kendini idrak etmez; Allah nuru kime verdiyse, Kur’ân’ı da o idrak eder… Nitekim bu husus, “Allah, dilediği kullarına ruhu ilka eder” ölçüsüyle de sabit… Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin “Mutlak tevhid mümkün değildir!” sözü, İmâm-ı Rabbanî Hazretlerinin “Allah, ötelerin ötesinde, ötelerin ötesinde, ötelerin ötesinde; sonsuz kere ötelerin ötesinde” sözü, Ebu Hanife Hazretlerinin sayıya gelmeme anlamında Allah’ı “şiddetli bir” diye tavsifi, “Herşeyden önce kelâm vardı!” sırrı ve daha nelerle nelerin nerelerden toplanışı… Neticede, “cebir” ve “ebced” ilminin Arab ilmi olması yanında, “doğru düşünce olmadan, doğru düşünce faaliyeti olmaz!” hakikati de içinde, “matematik, geometri” vesair sınıflamasına giren ilimlerin de ilk insan nüvesinden gelişi anlaşılmıyor mu? Ve bugün dünya çapında ve öz ilmi üstünde buluş sahibi pek çok matematikçinin Hind kökenli oluşunun sebebi?

*

İnsan soyunun “jeni-öz” ve dehası Arabtır; bu husus, kaba akılla bir takım şeylerin çelişki olarak görülmemesi ve zannedilmemesi için mühim… “Ebced hesabı”na gelince: Arabça eski Sâmi alfabesindeki harf sırasının sayı değerine göre tertiblenmesinden meydana gelen birinci kelime, “ebced”; hesaba isim olmuş, öbür isim de “cifr”… Sözkonusu tertib, İbrânî, ve Süryânî alfabesindeki harfleri içine alır.» [2]

Devam edeceğiz…

1) 14 Şubat 2013 tarihli Baran Dergisi’ndeki yazımızda, bu bilgi sehven 4 olarak verilmiştir; düzeltir, okuyuculardan özür dileriz.

2) Salih Mirzabeyoğlu, FURKAN –Lûgat-ı Salihûn-, İBDA Yay., İstanbul, s. 12-13.

21 Şubat 2013