Mozart, Klasik Batı Müziği’nin köşe taşlarından biridir. Onun 35 yaşında öldüğünü pek kimse bilmez. Aslına bakılırsa 5 yaşında beste yapabilen 6 yaşında konser vermeye başlayan bir deha için, 30 yıllık sanat hayatı pek de kısa değildir.
Wolfgang Amadeus Mozart, 27 Ocak 1756’da Avusturya’nın Salzburg şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Leopold Mozart, annesi ise Anna Maria’dır. Babası ve ablası müzisyendir ve bebek Mozart, yalnızca babası ve arkadaşları çalarken değil, ablası çalışırken de müzik dinleyerek büyümüştür. 5 yaşında, müzikseverleri şaşkınlığa düşürecek iki kısa parçayı besteleyerek müzik tarihindeki yerini almıştır. 1762 yılında halk önüne çıkarak ilk konserini Linz şehrinde veren Mozart henüz altı yaşındadır. Londra’da ilk halk konserini 1764’de sekiz yaşında iken vermiştir. 1769’da Başpiskoposluk Saray Orkestrası başkemancılığına getirilmesi, 12 yaşındaki bir çocuk için oldukça büyük bir başarıdır. Bu yaşında bestelediği eser sayısı elliyi aşmıştır. 1770’de zorlu bir sınavdan sonra Bologna’daki “Accademia Filarmonica”ya kabul edilmiştir ve henüz 14 yaşındadır. 1777 yılının Ocak ayına gelindiğinde bestecinin 300 kadar bestesi olmuştur.
Mehter ritminden etkilenerek “Türk Marşı-Ronda alla Turca”yı Viyana’da bestelemiştir. 1782 yılı Mozart'ın kariyeri için verimli bir yıldır: Operası “Saraydan Kız Kaçırma” müthiş bir başarıya ulaşmıştır.
1791 yılının Mayıs ayında Katedral orkestrasının şefliği Viyana Sarayı tarafından kendisine verilmiştir. Ancak Sihirli Flüt, Titus’un Merhameti ve Requiem gibi önemli eserlerini tamamlayabilmek için önünde ancak beş ay gibi kısa bir zaman kalmıştır.
Mozart’ın hastalığı kasım ayı sonlarına doğru daha çok belirginleşmeye başlamıştır. Salzburg’da 1756’da başlayan hayat yolculuğu Viyana’nın St. Marxer mezarlığında 5 Aralık 1791 tarihinde sona ermiştir.
- “Mozart, Klasik kalıbın öz ve biçim dengesini özenle korur. Fransız Rokoko akımının zarif, güleç ve süslü anlatımını; Mannheim Orkestrası’nın dengeli çalgı birleşimini, İtalyan şan geleneğindeki güzel şarkı söyleme (bel canto) anlayışını, Alman edebiyatından esinli Fırtına ve Gerilim akımının içedönük karamsarlığını, Bach ve Handel’in Barok birikimi ile birleştirmiş ve bütün bunların üstüne kendi dehasını eklemiştir.” (1)
- “Mozart, hemen her yapıtını bir sipariş üstüne yazmış, ama hep ideal bir dinleyici kitlesi ve çok yetenekli bir yorumcu topluluğu düşlemiştir. Kafasının içine bir anda hücum eden müziksel düşünceleri bir çırpıda yazabilmesi, her an, her ortamda, gürültülü, kalabalık demeden besteleme sürecine girebilmesi, sanki kısacık ömrüne pek çok şey sığdırma kaygısındadır.” (2)
Klasik Batı Müziği'nin, en üretken ve en etkili bestekârlarından biri olan Mozart, 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır. Mozart ilk senfonisini 1764 yılında 8 yaşında iken son senfonisini ise 1788 yılında 33 yaşında bestelemiştir. En önemli ilhâm kaynaklarından biri Johann Sebastian Bach, diğeri ise Haydn’dır. Haydn'a yazdığı bir mektupta, eserlerinden çocukları olarak bahsederek şöyle yazar:
- "Çocuklarını büyük bir dünyaya göndermeye karar veren bir baba, onlara o dönemde meşhur bir insanın koruması ve öncülük etmesi gerektiğini düşünmüştü. Sonunda en iyi dostlar haline gelmişlerdi. Ben de aynı yolla, size 6 çocuğumu gönderiyorum... Lütfen onları nezaketle; bir baba, bir yol gösterici ve bir arkadaş olarak alınız!.. Ancak, size yalvarıyorum; lütfen babalarının gözlerinden kaçan hatalar için anlayış gösteriniz ve saygı duyduğum cömert dostluğunuzu esirgemeyiniz."
Hakkında yazılanlar ve söylenenler dikkate alındığında şu neticeyi çıkarabiliriz: Mozart tarihin en çalışkan bestecilerinden birisidir. Bulduğu her ânı çalışmaya ayırmış, duyduğu her ritmi hafızasına kaydetmeye çalışmıştı. Henüz çocuk yaşta müzikle tanışan, onunla büyüyen Mozart, “Dehanın onda dokuzu çalışmaktır” sözünün hayatı ve eserleriyle ispatı gibidir.
 Notlar
1- Evin İlyasoğlu, Zaman İçinde Müzik, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1994, s. 66
2- A.g.e., s. 62
Baran Dergisi 411. Sayısı