Joe Biden’ın Amerikan başkanlık seçimlerinde Donald Trump’a karşı kazandığı ilan edildi ve Biden ABD’nin yeni seçilmiş başkanı oldu. Bu bizi ne kadar alakadar ediyor ve ne gibi farklılıklar olacak? Elbette büyük değişiklikler olacak; fakat sistem, yozlaşmış sistem aynı kalacak. Emperyalist, Siyonist destekçisi sistem sürecek. Dolayısıyla bu kötü ile daha kötü arasındaki bir seçim gibi…

Biden, Barack Obama döneminin başkan yardımcısıydı. Obama, ondan öncesine ve sonrasına kıyasla kötü bir başkan değildi. Kendisi ilk siyahî başkandı ve babası Kenyalıydı. Birçok kişi ona karşıydı; fakat bunun sebebi onun çok kötü olması değildi. Onun döneminde Usame bin Ladin öldürüldü; zaten ABD, Dünya Ticaret Merkezi’nin vurulduğu günden itibaren Usame’yi öldürmek için uğraşıyordu. Fakat Usame’nin bedenini ortadan kaybettiler ve bu inanılmaz bir suç. Düşman da olsa, hiç kimsenin öldürdüğü insanın bedenini ortadan kaldırmaya hakkı yoktur. ABD bunu hep yapıyor, aynı şey Trump döneminde de yaşandı. DAEŞ’in lideri Bağdadî çocuklarıyla beraber öldürüldü. Bağdadî’nin bedeninin de nerede olduğunu öğrenemedik, denize attıklarını söylediler. Uluslararası hukuka uymayan en kötü türden suçlar bunlar. Elbette düşman olabilirsin ve öldürebilirsin; fakat düşmanın ölüsüne saygı gösterilmelidir.

Trump’ın seçilmesinin ardından, “ABD gibi bir ülkenin seçim sistemi nasıl bu kadar problemli olur?” sorusu gündeme gelmişti. Çünkü ABD dünyanın “en gelişmiş”, en zengin ülkesi. Mesela Venezüella, çok fazla gelişmemiş, endüstrileşmemiş ve sadece petrol üretebilen, biraz altını ile iyi kahvesi olan, belki koko üretimi yapabilen bir ülke olmasına rağmen en modern ve en iyi seçim sistemine sahip. Uzun yıllar önce Venezüella seçimler için makineler satın almıştı yurtdışı özel bir şirketten. Seçimler bu elektronik makineler vasıtasıyla kart sistemiyle gerçekleştiriliyor ve kullandığınız oylar merkeze aktarılıyor. Kimse kimsenin yerine oy kullanamıyor, yani kimse yerinizi alamıyor. Bu sistemde hile yapamıyorsunuz. Venezüella bu sistemi kullanan ilk devletti, daha sonra diğer devletler de kullanmaya başladı. ABD de elektronik sisteme sahipti; fakat bunun berbat durumundan korkan Trump bu yöntemi terketti. Şunu unutmamalıyız; Trump da oyların daha azını alarak başkan seçilmişti. Bazı eyaletlerde seçmenlerin Hilary Clinton’a verdiği oyların toplu olarak karşı tarafa yazıldığı iddia edilmişti.

Trump geldikten sonra ABD herkese ders vermek istedi. Bundan Türkiye de nasibini almıştı. Türkiye’ye ve hükümetine saldırdılar. Niçin? Erdoğan da demokratik bir şekilde seçilmiş bir başkan. Hatta son yerel seçimlerde İstanbul, Ankara, İzmir gibi bazı ehemmiyetli şehirleri muhalefete kaptırdı.

ABD, dünyada birçok bakımdan en güçlü devlet olmasına rağmen en yozlaşmış sisteme sahip. Halkı son derece çalışkan olmasına rağmen emeği çalınıyor. ABD’nin hâkim olduğu bu sistemde dolar en önemli silah olarak kullanılıyor. Uzun zamandır rezerv para olan doların silah olarak kullanılmasına özel bankalar vasıta teşkil ederken bu bankaların hepsi Yahudi Siyonistlerin hâkimiyetinde bulunuyor. Dünyada siyasî dengeleri belirleyen ülkede seçimler ise haftalarca sürüyor ve seçimin üzerinden beş gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ kesin sonuçlar açıklanamıyor.

Televizyonlara baktığımızda tek gündemin Amerikan seçimleri olduğunu görüyoruz. Bloomberg seçimlerden bahsediyor, Fransız televizyonları seçimlerden bahsediyor, elbette Venezüella televizyonları ve Türk televizyonları da... Çünkü Amerikan seçimleri sadece ABD’yi değil, dünyayı alakadar ediyor. Birçok insanın tiksinerek baktığı bir figür olan Trump, Amerikan başkanı olarak seçimlerde şaibe olduğunu iddia ediyor. Biden’in kazandığının deklare edilmesine rağmen konuşmaya devam ediyor, hiç susmuyor. Bundan sonra Trump seçimlerin iptal edilmesi için çalışacak; fakat başarılı olamayacaktır. Çünkü seçimlerden önce Cumhuriyetçi Parti’nin senatör seçilen çok önemli liderleri dahi Demokratların adayını desteklediklerini ilan ettiler. Çünkü Trump’ın yeniden seçilerek Amerikan başkanı olarak devam etmesini istemiyorlar. Yani Trump’ı Cumhuriyetçiler dahi desteklemiyor, Trump Cumhuriyetçi bile değil. Cumhuriyetçi Parti, menfaatleri sebebiyle medyayı kontrol eden bir takım Siyonist Evanjelik fanatiklerin Trump’ı desteklemesi sebebiyle onu tercih etmişti. Clinton’a olan büyük desteğe rağmen Trump başkan seçilmişti.

Bu seçim neticesinde ABD sadece, daha az iyi veya daha az kötü bir ülke olacak. ABD, kendi bölgesinin temel gücü tercihlerin ötesinde aklî olarak bu böyle. Ben Güney Amerikalı, Venezüellalıyım. ABD’nin kamplar arasında kalması gerekiyordu. Fakat ABD, Venezüella hükümetine karşı her türlü tedbiri aldı, yaptırımı uyguladı ve Venezüella’yı harabeye çevirdi. Venezüella hükümeti de Başkan Chavez’in bir suikast neticesinde ölmesinin ardından çok hata yaptı. Ekonomik hatalar, Venezüella için çalışmayan, dürüst olmayan insanların hükümette tutulması, iki yüzlü insanlarla iş yapılması gibi… Finansal ve ekonomik savaşın ardından Guaido başkan yapılmak istendi ve böylelikle Bolivarcı devrimin ortadan kaldırılması arzulandı. Fakat unuttukları şey, Venezüella’da devrimci bir hükümet, devrimci bir hareket var iktidarda. Dünyada hile yapılması en zor, en iyi seçim sistemine sahip olan Venezüella’yı seçimler üzerinden yıpratmaya çalıştılar. Burada başı çeken ABD’ydi ve ABD’nin hâlihazırdaki başkanı elektronik seçim sistemini hile yapılma ihtimali sebebiyle terk etti, bu da yetmedi. Posta yoluyla kullanılan oylar etrafındaki usulsüzlükleri işaret ederek seçim sonuçlarını hile yapıldığı gerekçesiyle kabul etmediğini söylüyor.

Neler olacağını göreceğiz; fakat kanaatimce Trump durmayacak, problem çıkarmaya devam edecektir. Zannediyorum ki ordu, CIA ve FBI’ın Biden’ın seçimleri kazandığını deklare edip saygı gösterilmesini istemesinin ardından Trump daha çok haykıracaktır. Bu böyle bir adam. Amerikan başkanlığına ilk aday olduğunda onun seçilmesinin çok iyi olacağını söylüyordum, çünkü o seçilebilecek en kötü, bizim içinse en iyi Amerikan başkanı olacaktı, oldu da… Hem de rakibine göre daha az oyla başkan oldu. Şimdi ise kaybetti. Şimdi Amerika’da neler olacağını kimse bilmiyor; fakat Trump başkanlıkta kalabildiği kadar uzun kalmaya çalışacak. Çünkü orada geçirdiği her gün fazladan para kazanması demek.

Biden’ın da devrimci bir insan olduğunu söylemiyorum; fakat bilinen bir siyasetçi ve Obama’nın başkan yardımcısı… Barack Obama’nın da birçok politikasını yerden yere vurabiliriz; fakat Obama Trump kadar yozlaşmış biri değildi. Öte yandan Trump gibi her şeyi açıktan yapan bir başkan da değildi. Bugün Obama yönetimine yakın bir yönetim, fırsatçı Trump yönetimine karşı dünyadaki birçok devlet tarafından daha fazla kabul görüyor.

Ümid ediyorum önümüzdeki süreçte Venezüella yeniden özgür bir ülke haline gelecek, Bolivarcı devrim sürecektir. Unutulmamalı ki, mevcut hükümet Bolivarcı devrimin çocuğudur. Bolivarcı devrim son yüzyılın en esaslı devrimidir; şiddetin olmadığı, seçimi fakirlerin yaptığı bir devrim. Büyük lider Hugo Chavez de bunun öncüsüdür. Mevcut Venezüella hükümeti de hatalarından dönerek daha iyi hâle getirecektir vaziyeti. Benim de ülkeme dönmemi sağlayacaktır. Ben niçin hâlâ cezaevindeyim? Türk avukatlarım biliyor, hakkımda menfi yönde hiçbir kanıt yok, hiçbir tanık yok; fakat buradaki mahkumiyetim ve davalarım devam ediyor. Ben de mücadeleme burada devam ediyorum ve edeceğim. Adalete inanıyorum.

Tekrar ABD’ye dönersek; ordu, CIA ve FBI, Trump’ın iktidarda kalmasını istemiyor. Onun iktidarda kalmasını isteyenler Siyonistler ve bazı Evanjelik kiliseleri… Onlar Trump’ı iktidarda tutmak için her şeyi yapacaktır; fakat bunu başarabilecek kadar güçlü değiller. Ordu ve polisin bunu istememesi önlerinde büyük bir engel.

07.11.2020

Baran Dergisi 722.Sayı