Bugün 27 Nisan 2018 ve Fransa’da köleliğin kaldırılmasının 170. yıldönümü. O dönemde Fransa’nın başında bulunan hümanist siyasetçi Victor Schoelcher köleliği kaldırdı. 170 senedir bu yasak devam ediyor ve ortak bir değer olarak bu kutlanıyor. Kölelik Avrupa’nın ortak bir insan hakları ihlali uygulamasıydı. Bir utanç kaynağı olan köleliğin kaldırılmasıyla alâkalı da bir çok iddialar ortaya atıldı. Schoelcher’in farmason olduğu iddiası bunlardandır. Artık kölelik dünyanın bütün ülkeleri tarafından yasaklandı, çok uzun süre geçmemekle beraber Suudi Arabistan’da dahî yasaklandı. Esasında ise köleliğin kaldırılması bir ikiyüzlülükten başka bir şey değildi. Çünkü kölelik kaldırılsa da bu uzun süre uygulanamadı.
Fransa tarihte resmi olarak köleliği iki kere yasaklayan tek ülke. Yasaklanana kadar ise insanları en çok köleleştiren devlet. İlk olarak Fransız İhtilâli köleliğin kaldırılmasının yolunu açtı. Fakat daha sonrasında Fransa, Afrika’da kolonileştirme hareketlerinde bulundu ve kölelik yeniden serbestleştirildi. Devrimciler köleliğin yasaklanmasını desteklemedi. Afrika’dan insanları zor kullanarak kendi topraklarına götürdüler. Ticari bir mal olarak bir değer karşılığında alınıp satıldılar. Bu insanlığa aykırı köle ticareti milyonlarca Franklık bir hacme sahipti.
1848’de kölelik kaldırıldı; fakat bu insanların şartlarında bir düzelme olmadı. Yine sadece hayatta kalabilecekleri imkânlarla yaşamaya devam ettiler. Daha sonra siyahlar verilen mücadele neticesinde yeniden özgürlüklerini kazandılar. Bugün ise insanların şartları düzelmiş gibi görünse de sözde özgür işçiler var. Çok düşük ücretlerle çalışan özgür işçiler.
Fransızların dünya tarihindeki siyasî ve kültürel önemine rağmen Fransa yönetimindeki vicdan sahibi olmayan insanlar bu gayri insanî tablonun ortaya çıkmasına sebep oldu. Bugün de Fransa, Siyonistlerin kontrolünde. Ulusal meclis çürümüş insanlar tarafından kontrol altında tutuluyor. Sadece politik şahsiyetler değil, siyasî gruplar da bu bozulmanın bir parçası olmuş vaziyette. Siyonistler tarafından yönlendirenler olduğu gibi ırkçılar ve antisemitikler de bu siyasî sınıflar içerisindeki yerini koruyor. Mecliste Fransız insanının büyük bir kısmı temsil edilmiyor. Temsil oranı %40’a %60 civarında bir rakama tekabül ediyor. Umarım, Fransızların bu vaziyetten kurtulmalarını sağlayacak çok yönlü bir devrim gerçekleşir.
Senelerdir Fransa’da cezaevindeyim ve burada uzun yıllardır cezaevlerinde olan insanlar tanıyorum. Cezayir savaşının ardından insan haklarında bir takım düzenlemeler yapıldı Fransa’da. Cezayir savaşı döneminde bir çok insan tutuklandı ve bunların büyük bir bölümü infaz edildi. Fransız ve Cezayir savcıları bağımsızlık mücadelesi verenlerin infazına karar verdi. Bu tavır dünya tarafından kınandı. Bundan sonra cezaevlerinde bir takım düzenlemeler yapıldı. Buna rağmen bir çok hukuksuzluk devam ediyor.
Bugün bir çok devlet Siyonist ve emperyalist tesir altında bulunuyor. Köleliğin kaldırılışı kutlanmasına rağmen Amerika ve İsrail’in tesiri altında bulunan tüm dünyada modern bir köle rejimi devam ediyor. Belirttiğim üzere insanlar düşük ücretle köle gibi çalıştırılıyor. İnsanlığın içine düştüğü bu kötü durumdan kurtulmak kararlı bir mücadele gerektiriyor. Öte yandan Fransızlar, tarihlerindeki bir utanç kaynağının kaldırılışını kutlarken, siyasî sınıflar bugünkü utanç sebeplerini görmelerini engelliyor. Bugün insanlar manipüle edilip birbirleriyle savaştırıyor. Onlara silah satılıyor. Devletler silaha büyük bütçeler ayırıyor. Fransa, milyonlarca Euro harcıyor silah alımına. Niçin? Irak’a, Suriye’ye müdahale için, insanları öldürmek için harcanan paralar. Siyonist suçluların menfaatleri uğruna harcanan milyonlar.
Türkiye’de yakında gerçekleşecek bir seçim var. Manzaranın Fransa’daki vaziyete gelmemesi için insanların sandıklara gidip oylarını kullanması ve temsil edilmesini sağlaması gerekiyor. Türkiye kurulduğundan beri en fazla saygı gören ve kabul edilen lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Seçimlerde ne olacağını şu anda kestirmek zor. Fakat olumsuz bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum.
Gelecekte oluşacak şartlardan korkmamalıyız. Saygı duyulan bir tavır sergilemeliyiz.
Allahu Ekber!
27.04.2018
Baran Dergisi 590. Sayı
Trend Haberler
Türk solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Kassam'dan şehadet operasyonu: İsrailli teröristlerin arasına sızıp pimi çekti!
Kemalistler putlarına sahip çıkıyor! Yine 5816, yine hukuksuzluk, yine ceza
15. Dergi Günleri "Bi' Dünya Dergi" Taksim'de düzenlendi
“Türkiye’nin Kobani’ye operasyonu yakın”
Her yerde pislikler, her yerde sorunlular! Yahudi tarikatına baskın!