Azerbaycan’ın bağımsızlık yolculuğu, tarihinin en karanlık ve kanlı sayfalarından biri olan “Kanlı Ocak” ile yazıldı. 20 Ocak 1990'da Sovyet ordusunun Bakü’yü işgali, hem bir milletin özgürlük arzusu hem de yaşanan acılarla tarihe kazındı. Bu olay, Azerbaycan'ın bağımsızlığa doğru attığı cesur adımların bir sembolü haline geldi.
Hadisenin arka planı
1980’lerin sonunda Sovyetler Birliği’nin dağılma süreciyle birlikte, Azerbaycan halkı da bağımsızlık ve özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başladı. Ancak bu dönemde Karabağ’da Ermeni grupların Azerbaycan toprakları üzerindeki hak iddiaları yoğunlaştı. Sovyetler Birliği yönetimi, bu iddiaların önünü kesmek yerine, bilakis destekleyici bir tutum sergiledi.
1987 yılında Sovyet lideri Gorbaçov'un Ermeni asıllı ekonomi başdanışmanı Abel Aganbekyan'ın, Karabağ'ın Ermenistan’a birleştirilmesini önermesi, Azerbaycan'da gerilimin tırmanmasına yol açtı. Ermenilerin Karabağ’da Azerbaycanlı köylerine yaptığı saldırılar ve çıkartılan yangınlarla halk üzerindeki baskı artırıldı. 1988’den itibaren binlerce Azerbaycanlı, Ermenistan ve Karabağ'dan göç etmek zorunda kaldı.
Sovyet Ordusu’nun müdahalesi ve katliam
1990 yılının başlarında Azerbaycan'daki gösteriler yoğunlaştı. Halk, Sovyet yönetiminin Ermeni grupların saldırılarına karşı önlem almayışına tepki gösteriyor, bağımsızlık çağrısı yapıyordu. Ancak Moskova, barışçıl talepleri dikkate almak yerine, halkı sindirmeyi tercih etti.
19 Ocak gecesi, Bakü’de olağanüstü hal ilan edildi. Ancak bu karar, halktan gizlenerek duyurulmadı. Televizyon ve radyo yayınları, büyük kulede yaşanan patlamalar nedeniyle kesildi. Aynı gece Sovyet ordusu, Bakü’ye beş farklı yönden girerek bir katliam gerçekleştirdi.
Tanklar ve silahlarla gerçekleştirilen bu müdahalede, 130'dan fazla Azerbaycanlı hayatını kaybetti. Bu katliam, Neftçala ve Lenkeran gibi şehirlerde de devam etti ve toplam ölü sayısı 150'yi buldu. 744 kişi yaralandı, yüzlerce kişi tutuklandı.
Cenazeler ve toplumsal tepki
20 Ocak sabahı, halk şehitlerini anmak için toplandı. Dağüstü Parkı, Sovyet döneminde park olarak kullanılan ancak 31 Mart 1918'de Ermenilerin saldırılarında şehit olan Azerbaycanlıların mezar yerini içeriyordu. Bu park, Şehitlik hıyabanı haline getirilerek katliamda ölenlerin ebedi istirahatgâhı oldu.
Yaklaşık 1 milyon Azerbaycanlı, Şehitlerini anmak için Azadlık Meydanı'nda toplandı. Bu, halkın Sovyet yönetimine olan güvensizliğinin doruğa ulaştığı bir dönüm noktasıydı.
Bağımsızlık yolunda
“Kanlı Ocak”, Azerbaycan halkının Sovyet rejimine karşı sabrının taştığı noktayı temsil ediyordu. 1991 yılında, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını bırakarak “Azerbaycan Cumhuriyeti” adıyla yeni bir sayfa açtı. 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, 18 Ekim 1991'de bu ilanı kesinleştirerek tam bağımsızlığına kavuştu.
Kanlı Ocak’tan Karabağ zaferine
Kanlı Ocak, Azerbaycan'ın yaşadığı zorluklara rağmen bağımsızlık ve özgürlük için verdiği mücadelenin sembolü oldu. Bu olaydan sonraki yıllarda Azerbaycan, Ermenistan'ın Karabağ'ı işgal etmesi nedeniyle yeni zorluklarla karşılaştı. Ancak Azerbaycan halkı ve ordusu, 2020 yılında Karabağ'ın kurtarılmasıyla birlikte “Karabağ Azerbaycan’dır” mesajını tüm dünyaya kabul ettirdi.
Unutulmayan acı
Kanlı Ocak, Azerbaycan'ın tarihindeki en kara günlerden biri olsa da, bu acı, bağımsızlık ve dayanışma yolunda bir dönüşüm noktasi olarak hafızalarda yaşamaya devam ediyor. Her yıl 20 Ocak'ta Şehitlik Hıyabanı'nda bir araya gelen Azerbaycanlılar, vatan toprakları için can verenleri minnetle anıyor.