Bosna Katliamı, 1992-1995 yılları arasında Bosnalı Sırpların, Boşnaklara karşı sistematik olarak yürüttüğü bir etnik temizlik hareketidir. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Bosna-Hersek, 1992’de bağımsızlığını ilan etti. Ancak bu kararı tanımayan Sırplar, başkent Saraybosna’yı kuşatma altına alarak üç buçuk yıl sürecek Bosna Savaşı’nı başlattılar. Bu süreçte yüz binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarcası evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bugün Bosna’da neredeyse her sokağında bulunan mezarlar ve evlerinin duvarlarındaki kurşun izleri, bu katliamı sürekli hafızlarda canlı olarak tutmaktadır.
20. yüzyılın sonlarına doğru, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte Doğu Bloku’nda büyük bir çözülme başladı. Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılması, Doğu Avrupa’daki sosyalist rejimlerin çöküşünü hızlandırdı ve birçok ülkenin bağımsızlık hareketlerini tetikledi. Bu süreç, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nde de ciddi değişimlere neden oldu.
Yugoslavya, II. Dünya Savaşı’nın ardından 1945’te kurulmuş ve altı farklı cumhuriyetten oluşan bir federasyondu: Sırbistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Slovenya, Karadağ ve Makedonya. Ancak bu yapı, farklı etnik gruplar arasındaki derin tarihi husumetler nedeniyle istikrarsızdı. Slovenya ve Hırvatistan, 1991 yılında bağımsızlıklarını ilan ederek Yugoslavya’dan ayrıldı. Bu gelişme, federasyonun çöküş sürecini hızlandırdı ve Bosna-Hersek’te de bağımsızlık yanlısı hareketleri güçlendirdi.
Bosna-Hersek, tarih boyunca Osmanlı ve Avusturya-Macaristan yönetiminde bulunmuş, çok kültürlü bir yapıya sahipti. Nüfusun yaklaşık %44’ünü Müslüman Boşnaklar, %32’sini Ortodoks Sırplar ve %18’ini Katolik Hırvatlar oluşturuyordu. Yugoslavya’nın dağılma süreci Bosna’daki bu etnik gruplar arasındaki gerilimi tırmandırdı. 1992’nin başlarında, Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlık için bir referandum düzenledi. 29 Şubat - 1 Mart 1992 tarihlerinde yapılan referanduma katılım %63,4 oldu ve oy kullananların %99,44’ü bağımsızlık yönünde karar verdi. Ancak Bosnalı Sırplar bu referandumu boykot etti ve sonucunu tanımadılar. Bağımsızlık ilanının hemen ardından, Sırp liderler askeri harekâta başladı.
Savaşın Başlangıcı ve Etnik Temizlik Politikaları
Bağımsızlık ilanı sonrasında Bosna-Hersek hızla bir iç savaşa sürüklendi. Sırp Cumhuriyeti Ordusu (VRS) ve paramiliter gruplar, Belgrad’ın desteğiyle Bosna-Hersek topraklarında geniş çaplı bir etnik temizlik harekâtı başlattı. Bu saldırılar, özellikle Müslüman Boşnak nüfusu hedef aldı. Sırp milliyetçileri, Boşnakları bölgeden tamamen silmek için sistematik bir katliam planı uyguladı.
Sırp güçleri, başkent Saraybosna da dahil olmak üzere birçok şehir ve köyü kuşatma altına aldı. Boşnak siviller, toplama kamplarında işkenceye maruz bırakıldı, kadınlar toplu tecavüzlere uğradı ve on binlerce insan öldürüldü. Prijedor, Vişegrad, Foça, Zvornik ve Bijeljina gibi şehirlerde binlerce Müslüman Boşnak, evlerinden sürüldü veya katledildi. Camiler, kültürel miraslar ve Boşnaklara ait evler yakılarak yok edildi.
Saraybosna Kuşatması
Saraybosna, savaş boyunca en büyük yıkımı yaşayan şehirlerden biri oldu. 5 Nisan 1992’de başlayan ve 29 Şubat 1996’ya kadar süren kuşatma, modern savaş tarihinin en uzun kuşatmalarından biri olarak kayıtlara geçti. 1.425 gün süren bu kuşatma boyunca, Sırp keskin nişancılar sivilleri hedef aldı, gıda ve tıbbi yardım konvoyları engellendi ve şehre sürekli bombardıman yapıldı. Günde ortalama 329 havan topu düşerken, kuşatma boyunca toplam 11.541 kişi hayatını kaybetti. Bunların 1.601’i çocuktu.
Saraybosna’daki sivillerin yaşadığı dehşet, dünya kamuoyunun dikkatini çekti ancak uluslararası müdahale yetersiz kaldı. BM tarafından uygulanan silah ambargosu nedeniyle Boşnak direnişçileri kendilerini savunmakta zorlandı. Elektrik, su ve temel sağlık hizmetleri büyük ölçüde kesildiği için şehirde hayat tam anlamıyla bir cehenneme dönüştü.
Srebrenitsa Soykırımı
Bosna Savaşı sırasında yaşanan en korkunç olaylardan biri, Temmuz 1995’te gerçekleşen Srebrenitsa Soykırımı’ydı. BM tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa, Hollandalı barış gücü askerleri tarafından korunuyordu. Ancak 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladić komutasındaki Sırp güçleri bölgeyi ele geçirerek, Boşnak sivilleri topluca infaz etti. Kadınlar ve küçük çocuklar bölgeden sürülürken, 8.372 Boşnak erkek ve çocuk soğukkanlı bir şekilde öldürüldü. Cesetler toplu mezarlara gömüldü ve kimlikleri gizlemek için defalarca yerleri değiştirildi.
Bu soykırım, Avrupa’da II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük katliam olarak tarihe geçti. Srebrenitsa, uluslararası toplumun Bosna’daki soykırıma karşı nasıl yetersiz kaldığının en acı örneklerinden biri oldu.