Isırgan otunun 3 önemli türü vardır. Bunlar; Büyük Isırgan Otu (Urtica Diyoica), Küçük Isırgan Otu (Urtica Urens) ve Kara Isırgan Otu (Urtica Pilulifera).

Bizim bildiğimiz ve en yaygın olarak kullanılanı Urtica Dioicadır. Genelde sulak ve nemli topraklarda bulunan ısırgan otu, dikine yükselen, üzerinde yakıcı tüyler bulunan bir bitkidir. Kökleri ana ve yan köklerden oluşur. Yan kökleri sayesinde kısa bir sürede bulunduğu yerde kümeler oluşturur. Gövdesi 4 köşeli, üzeri tüylü, içi boş ve nadiren çatallaşır. Alt yaprakları kalp şeklinde ve uçları sivridir. Üst yaprakları daha dar ve mızrak şeklinde, kenarları kertiklidir. Yaprakları yakıcı tüylerle doludur. Üstlerindeki sap diplerinden çıkan oldukça küçük, çok miktarda sarımsı çiçeği olur. Nisan’dan Ağustos’a kadar olan sürede yerden 5-10 santim yükseklikten gövdesi kesilerek toplanır. Havadar ve gölge bir yerde kurutulur.

Kırk Kilit Otu ile birlikte kullanılırsa birbirlerini desteklediklerinden faydası katlanır. Kırk Kilit Otu, Isırgan Otu ile birlikte kök salmışsa daha faydalı olduğu uzmanlar tarafından belirtilmiştir. İçeriklerinden dolayı birbirlerini desteklediklerinden, ikisinin birlikte kullanılması daha makbuldür.

Isırgan otu oldukça faydalı bir bitkidir. Bu kıymetli bitkinin kullanımı çok eski çağlara kadar dayanır. Rahip Kuenzle; “ısırgan otu kendisini dikenleri ile korumasaydı çok önceleri ortadan kalkmış olurdu, böcek ve hayvanlar tarafından çoktan yenilip bitirilirdi.” (1) der. 1471-1528 yıllarında yaşayan ünlü Alman ressam Albrecht Dürer eserlerinin birinde Isırgan Otu ile birlikte göklere yükselen bir melek figürü resmetmiştir.

Isırgan otu çok tesirli bir bitkidir. Kullanıldığında tesirini çok hızlı gösterir. Çay olarak kullanımında bir tutam (yaklaşık 3 gram), bir litrenin 1/4’üne (bir su bardağı kadar) yeterlidir, çok fazla kaynatılmamalı, kaynar kaynamaz ocaktan alınmalı ve demlenmeye bırakılmalıdır.

Isırgan otu çok iyi bir demir kaynağıdır. Vücudun demir potansiyeli azaldığında kişide yorgunluk ve bitkinlik belirtileri görülür, içindeki demirden ve kanı temizleyip kan akışını dengelediğinden dolayı yorgunluk ve bitkinliğin tedavisinde çok etkilidir. Kandaki şekeri düşürür kalbi korur, tansiyonu dengeler, kansere karşı korur, alerjik tepkileri kontrol eder, tahrip olmuş dokuları hızlı bir şekilde yeniden onarır, yaşlanmayı geciktirici özelliğe sahiptir. Egzamayı giderir, egzamanın sebebi genellikle dahili olduğu için kanı temizleyerek içten tedavi etmek gerekir, bu sayede ısırgan otu bulunmaz bir nimettir. Sindirim sistemini düzenler, kabızlığa iyi gelir.

Isırgan otu çayı dört hafta boyunca içildiğinde; karaciğer ve safra kesesi hastalığı, nefes yolları ve mide iltihapları, akciğer hastalıkları, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Virüs ve bakterilerin yol açtığı hastalıklarda çok etkili bir bitkidir.

Isırgan otunun su atıcı özelliğinden dolayı vücuttaki ödemi dışarı atmakta çok etkilidir. Vücuttaki toksinleri idrar yoluyla dışarı atar.

Böbrek ve mesanede taş oluşumunu engeller ve taşları düşürür. Prostat büyümesini engeller ve tedavi eder.

İdrar yolu hastalıklarını ve enfeksiyonlarını ve idrar tutuklarını düzeltir. Sinir uzmanı doktor Wagner, Jauregg kitabında; “Böbrekleri sağlam olsaydı, sinir hastalarının üçte ikisi hastanelerde yatmazdı.’ diyor. Bugüne dek böbrek hastalıkları yüzünden depresyona girmiş, kaygı bozuklukları oluşmuş, sanrılar gören ve öfke krizleri geçiren birçok kişi kırk kilit ve ısırgan otu banyoları olmasaydı akıl hastanelerinin yolunu tutarlardı. (2) Böbreğin düzgün bir şekilde çalışması böbrek üstü bezlerini de rahatlatır. Böbrek üstü bezleri rahatladığı zaman bezlerden salgılanan adrenalin ve kortizol hormanları dengelenir ve anksiyete gibi kaygı bozukluklarının tedavisinde çok etkilidir.

Yarım banyo için 50 gr. Equizetum Arvense (Kırk Kilit) ve 50 gr. Urtica Dioica (Isırgan otu) 5 litrelik soğuk suya bir gün önceden konulur. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır ve banyo yapılacak küvete konulur. Banyo esnasında böbrekler suyun altında kalacak şekilde 20 dakika beklenir. Banyo bittikten sonra kurulanmadan bornozla birlikte bir saat yatılır ve terlenir. Banyo yapılan su birkaç kez daha kullanılabilir.

Gut hastalığının (Eklemlerde ağrı, şişlik, hassasiyet ve sıcaklığa neden olan bir iltihap şeklidir. Eklemlerde meydana gelen şişlik, kızarıklık, hassasiyet, ani ve şiddetli ağrı şeklinde kendini belli eder. Genellikle ayak başparmağının eklem ağrısı ile karakterizedir. Gut hastalığında bacak eklemleri (ayak, ayak bileği ve diz) en çok etkilenen yerlerdir.) tedavisinde çok etkilidir. Gut hastalığından mustarip olan kişi sabah akşam Kırk Kilit ve Isırgan Otu Çayını tüketmelidir. Aynı zamanda Isırgan Otu ve Kırk Kilit yarım banyolarından faydalanılabilir.

Kaynak:

1-Maria Treben Tanrının Eczanesinden Sağlık, s. 48.

2-Maria Treben Tanrının Eczanesinden Sağlık, s. 64.

Baran Dergisi 752.Sayı