Son seçimlerde HDP’nin oy oranındaki düşüş ve buna sebep olan etkenler muhalif çevrelerde çok tartışıldı. Biz de bu yazımızda HDP’nin düşen oylarının sebeplerini, bölgeye yansımasını ve bölgede ne gibi faaliyetler yapılması gerektiğini işleyeceğiz.

HDP’nin oyları neden düştü? 

HDP’nin TİP ile ortak liste tartışmaları sonucu ayrı adaylar çıkarması HDP’nin ve TİP’in oylarının düşmesine sebep oldu. HDP/TİP ortak listeden aday çıkarsaydı, muhtemelen daha fazla milletvekili çıkaracaktı. TİP’in sosyal medyanın da artan pohpohlaması sonucu oy oranının yüksek olacağı inancı HDP ile ortak listeden aday çıkarmamasına sebep oldu.  

HDP’nin oy oranındaki düşüşün diğer bir sebebi ise cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayını çıkarmaması oldu. Kendi adayını çıkarmayan HDP, Batı’daki oylarının CHP’ye geçmesine sebep oldu.  

İlk turda Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren HDP’lilerin bir kısmı ise ikinci turda Kılıçdaroğlu’nun ırkçı Ümit Özdağ ile mutabakata varması dolayısıyla tepki göstererek oy kullanmaya gitmedi. Birinci turda HDP’nin Meclis’e girmesi de ilk turda sandığa giden seçmenin ikinci turda sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi için oy vermeye gitmemesi için bir sebep oldu.

Görüş: Elm sokağı rejimi Görüş: Elm sokağı rejimi

Selahattin Demirtaş’tan HDP’ye tepki

Seçim sonrası HDP ve kendine özeleştiride bulunan Selahattin Demirtaş, kendi önerilerini dikkate almayan HDP yönetimine tepki olarak aktif siyaseti bıraktığını söyledi. Genelde Kürt siyasal hareketi içinde daha ılımlı diyebileceğimiz kesim HDP’ye ideolojik türden bir yaklaşım ile değil, halkın ezilmişliği ve asimilasyon politikalarına karşı milliyetçilik psikoloji ile destek oluyor. HDP içindeki azınlık gruplar ve Türk Solu ise daha ideolojik bir bakış açısıyla HDP’ye destek oluyor. Bu kesim uzlaşma noktasında daha mesafeli bir tavır gösteriyor. Milliyetçilik sebebiyle destek olan kesim, daha çözüm odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Bu yaklaşımı sergileyen kişiler ise HDP içinden tasfiye ediliyor veya dışlanıyor. Bunun son örneği ise Selahattin Demirtaş’tır. Milliyetçilik sebebiyle HDP’ye destek olan bu kesim, Kürtlerin birlikteliğini savunuyor. Nitekim Selahattin Demirtaş son röportajında diğer Kürt siyasi hareketleri ile iletişime geçilmesi gerektiğini söylemişti. Oysa HDP’yi ideolojik temelli destekleyen kesim ise sosyalist çizgi uğruna Kürt halkının çıkarlarını ikinci plana atabiliyor. Devletin daha ılımlı diyebileceğimiz kesim ile irtibata geçmesi yeni bir blok oluşturabilmesi için çalışması da önemli bir etken olabilir.

HDP’yi bekleyen en büyük tehlike Kemalizm

PKK ve siyasi uzantısı partilerin ilk dönemlerde Kemalizm karşıtı açıklamaları malum. Kürt coğrafyasının hem dindar olması hasebiyle hem de PKK’nın Kemalizm’e dönük eleştirileri nedeniyle bölgede Kemalizm etkisi yoktu. Son dönemlerde HDP’nin, CHP ile işbirliği sonucu Kürt gençlerinin bir kısmının Kemalizm’e karşı sempatileri artmış durumda. Bu vaziyetin ilerleyen dönemlerde HDP’den CHP’ye oy geçişlerini artıracağı kanaatindeyim. Kürtlere en çok etnik ayrıştırma ve asimilasyon politikalarını uygulayan CHP’ye sempati duymak, ileride kendi tarihinden kopmuş ve bu tür politikaları normal gören bir nesil ortaya çıkaracaktır.  

HDP ve HÜDA-PAR 

HÜDA-PAR’ın Meclis’e 4 milletvekili sokması sonucu HDP kesimi tarafından bazı kaygılar dile getirilmeye başlandı. En büyük kaygı ise HÜDA PAR’ın Kürt siyasi hareketleri içinde alternatif bir parti olarak öne çıkarak bölgede HDP’nin yerini alması...  

HÜDA PAR, bölgede yaygın olmayan ama güçlü teşkilatlanmaya sahip bir yapıdır. Teşkilatlanma yapısına sahip bir parti, teşkilatlı olmayan yığınlara karşı daha etkin bir rol alabilir. Devletin bir dönem Mesut Barzani liderliğindeki KYB ile irtibata geçip HDP’ye alternatif bir yapı ortaya koyma teşebbüsü başarılı olamamıştı. Çünkü KYB Türkiye coğrafyasında etkin bir güce sahip değildi. Oysa HÜDA PAR bölge halkından oluşan bir yapı olması hasebiyle HDP için kaygı verici bir pozisyon teşkil ediyor. Bundan dolayı Selahattin Demirtaş, HÜDA PAR’a çağrı yaparak HDP ile beraber yol almasını istedi. Bu şekilde Ak Parti’nin alternatif üretmesine engel olunacağı düşünüldü.  

HÜDA-PAR’ın Türkiye’nin batı tarafında yaşayan Anadolu Müslümanlarının bölgeye bakışını değiştirebilme potansiyeli taşıması da başka bir tesiri beraberinde getirebilir. Bilindiği üzere Kürt halklarını savunan bir parti olarak görünüyordu HDP. Oysa İslami referanslı bir partinin Kürt halkalarını savunması diğer bölgelerdeki Müslüman Anadolu halkının bölgeye karşı sempatisini artırabilir. Bölgede farklı tonların da olduğu, İslâm’a dayalı bir Türk-Kürt kardeşliği modelinin oluşabileceği düşüncesinin yolunu açabilir. Böylece Kürt hakları denilince HDP-PKK anlaşılmaz; Müslüman kimliği etrafında bir bütünlük sağlanabilir.

Birliğin temeli İslamiyet

Kürtlerden HDP’ye oy verenler HDP’yi ayrı devlet kurması için değil, mevcut devletin ileride asimilasyon, eziyet ve dışlanmalarına maruz kalma endişesiyle destekliyor. HDP bir nevi tampon olarak görülüyor. Bu korkunun azaltılması ve güven verici ortamın oluşturulması ileride HDP’nin gücünü azaltacaktır. Güven verici ortam ise ümmet bilinci ile aşılabilir. Bundan dolayı sekülerleşme artıkça milliyetçilik de artacağı için, devletin bölgedeki İslami referanslı parti, dernek ve aşiretler ile işbirliğini artırması gerekiyor. Bu yapılara eğitim, kültür, sanat noktasında maddi katkıda bulunması, diğer bölgelerdeki İslami dernek ve yapıların bölgedeki faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermesi, kültürel gezi ve çeşitli faaliyetlerde destekte bulunması önem arz ediyor. Bilindiği üzere HDP’nin diğer Kürt siyasi hareketlerine karşı bölgede avantajlı bir konumda olmasının sebeplerinden biri de “Türk Solu”nun HDP’ye olan desteğidir. Batıdaki İslami hareketlerin de aynı stratejiyi izleyerek bölgedeki İslam referanslı yapıları desteklemesi zarurettir.

Muharrem Çetin

Aylık Baran Dergisi 17. Sayı Temmuz 2023.