Nene Hatun, 1857 yılında Erzurum'un Çeperli köyünde doğdu. 16 yaşında Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlendi.

1877'de bir gün sabah ezanı yerine minarelerden “Moskof Aziziye Tabyası’na girdi!” nidasını işitince, üç aylık bebeğini evde bırakıp Rus işgaline karşı Erzurum halkı ile birlikte şehrin müdafaasına yardım etti. Burada büyük kahramanlıklar gösterdi. Ya birinin yarasını sardı ya cepheye koşup düşmana kurşun attı yahut birinin karnını doyurdu, susuzluğunu giderdi.

Sonraki yıllarda oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit veren Nene Hatun, uzun süre geçim sıkıntısı da çekti ve zatürreden tedavi gördüğü Erzurum Numune Hastanesi'nde 22 Mayıs 1955 tarihinde Hakkın rahmetine kavuştu.

Halimiz

İslam'dan zerre kadar taviz vermemek için canlarını hiçe sayıp, gavura karşı mücadele veren Nene Hatun'lardan; "ezanlar diner bayrak inmez" diyebilecek kadar dinden uzaklaşmış, sırf İslam'a hakaret ediyor diye Hollanda Temsilciler Meclisi Üyesi Geert Wilders'e “gel liderimiz ol” diyebilen, Amerika'nın mandası olmayı, Avrupalı gibi yiyip içmeyi, düşünmeyi bir şeref olarak addeden, geçmişine düşman, kimliğine yabancı bir sürüye dönüşmüş vaziyetteyiz.

Necip Fazıl'ın Eserlerinde İlahiyat ve Sosyal Bilimler Paneli düzenlendi Necip Fazıl'ın Eserlerinde İlahiyat ve Sosyal Bilimler Paneli düzenlendi

Nene Hatun'ların kemiklerini sızlatacak çapta, toprak üstünde facia derecesinde bir dönüşüm ve değişim geçiren bu topluma; kendi özüne dönebilecek, geçmiş hazinesini tekrar ele alabilecek, tarihini, dinini, kültürünü tekrar sevebilecek ve idrak edebilecek bir "aşı" elzem. Bunun için mücadele etmek yerine günü kurtarmalık "çözüm"lerle ve aman fincancı katırlarını ürkütmeyelim diyerek, bu toprakları toprak yapan aidiyet ve müktesebat düşmanlarına hakiki tavrı gösteremeyenler esasında topluma ihanet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.

Çaremiz

Üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle: “Ne bugünkü murakabesiz, rehbersiz, gayesiz ve şahsen mesuliyetsiz gençlik; ne dünkü çürümüş ve kokmuş, şaşırmış ve ihtilâca düşmüş nesiller; ne de evvelki günkü, aşksız ve vecdsiz, ruhsuz ve heyecansız, sadece kitapların ve mevzuların başlıklarına takılı ve kakılı softacıklar nesli. İslâm inkılâbını kadrolaştırmaya memur gençlik, Sahabiler ve onların gerçek bağlılarından başka kendisine hiçbir ruhî örnek kabul etmiyecek; ya bu ruhu, baştan başa yepyeni, fakat aslına uygun olarak, nefsinde ve dünyada maddeye nakşedecekir.”

Ve hasretini duyduğumuz inkılap bundan başkası değildir!

Vefatının sene-i devriyesinde 93 Harbi Kahramanı Nene Hatun’u hayırla yâd ediyor; bu topraklar gavurlaşmasın diye canlarını İslam için feda eden güzide kahramanlarımızın hatırına tekrardan ruh köklerimize dönmeyi Allah'tan niyaz ediyoruz.

Baran Dergisi