Yakın tarihimizde önemli etkileri olan bazı şahsiyetler mercek altına alınıp incelendiği zaman, bugünleri aydınlatacak, korkunç gerçekler ortaya çıkmaktadır.
Mesela Parvus isimli bir şahsiyet var onu ele alalım.
Asıl adı: Alexander İsrael, Helpland 1867 yılında Rusya’da Bresniz’de doğdu. Yahudi’dir. Kitap ve makalelerini Parvus adıyla neşretmiş.
1910-1915 yılları arasında Türkiye’de faaliyet gösteriyor.
İttihat ve Terakki hükümetine yakın çevrelerle münasebet kuruyor. Yazıları o dönemin “Türkçü” gazete ve dergilerinde yayımlanıyor. Siyasî ve iktisadî fikirleriyle zamanın aydınlarına tesir ediyor.
Türkiye’nin, Almanya’nın yanında savaşa iştirak etmesi için çalışıyor ve 1924 yılında gittiği Almanya’da ölüyor.
Bu adam, Rusya’da iken Komünist Lenin ve Troçki ile beraber hareket ediyor. Sonra Balkanlarda İttihatçılarla ve 1910 yılında İstanbul’da… Jöntürk, Tanin ve Tasvir-i Efkar gazeteleri, Bilgi ve Türk Yurdu mecmualarında makaleleri yayımlanıyor.
Zamanın Jöntürk gazetesi Siyonist teşkilatının parası ile Sami Hirtzberk adlı bir Yahudi tarafından çıkarılıyor ve Türkçülük akımını destekliyor…
Parvus vazifesini tamamlamış olacak ki İstanbul’u terk etmesi ile birlikte onun yerini asıl adı Moise Cohen olan Tekin Alp alıyor…
Moise Cohen ile Ziya Gökalp arasında çok enteresan bir ilişki başlıyor.
Tekin Alp yani Moise Cohen Türkçülük uğrunda canla başla çalışmış, makaleler yazmış eserler vermiştir.
Bu arada Ziya Gökalp’i etkilemiş ve onu “Türkçülüğün Peygamberi!” diyerek göklere çıkarmıştır.
“Kemalizm”, “Türk Ruhu”, “Türkler Bu Muharebede Ne Kazanabilirler?” gibi eserleri vardır. Eserlerinin bazıları Kültür Bakanlığı tarafından neşredilmiştir.
Emanuel Karasu, Gavlis, Dönmeler, Masonlar, İttihatçılar, bahsettiğimiz bu iki isim ve daha niceleri… Yaptıkları ve yaşadıklarıyla geçmişimize yön vermişler ve halen günümüzde de geleceğimizi etkilemeye devam etmektedirler…
Şimdi sorulması gereken soru şu: Böylesi insanlar acaba geçmişte mi kaldı? Yoksa, onların vazifelerini devralan başkaları halen ülkemizde görevlerini icra etmektedirler mi?
Cevabı bulunması gereken ciddi bir soru değil mi?
Köken itibarıyla taa o zamandan dış güçlere bağlı/bağımlı bu şahsiyetlerin yaptıklarını anlamadan günümüzü anlamak mümkün değil.
Bunlar sadece Osmanlı devletinin son demlerinde Türkiye’de ortaya çıkmış şahsiyetler değildir. Aynı türden farklı İslam coğrafyalarında benzer faaliyetler yapılmış ve bugünler o zamanlardan ayarlanmıştır.
Arap yarımadasında meşhur İngiliz casusu Lavrens’in yaptıklarını bilmeyen yoktur. Ketrude Bell, İngiliz çıkarları adına bugünkü Irak’ı şekillendiren kadındır. Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün, Fas, Cezayir, Tunus... İçinde Müslümanların yaşadığı hangi devleti ele alırsanız alın, bütün bu devletler böylesi iç düşmanların ayak oyunlarıyla Müslümanları inançları ile birlikte imha için kurulmuşlardır.
Tarihten bugüne yaşadığımız olaylarda bu gibi hainlerin parmak izi vardır. İşte Mısır, işte Suriye ve işte bütün dünya!
Kurtuluşumuzu gerçekleştirecek sahici fikirlerle donanmadan istikbalimize yönelik adımlar atmamız mümkün değildir…
Baran Dergisi 647. Sayı
Trend Haberler
Puta dokunan yanıyor: 10 Kasım’ı eleştiren doktor tutuklandı!
“Putlara tapınma!” dediği için tutuklanan Dr. Mehmet Arslan serbest bırakıldı
‘Putlara tapınma!’ deyip tutuklanan doktora HÜDA-PAR’dan destek
Kemalist paganlar şimdi de seladan rahatsız oldu!
"Divanu Lugati't-Türk" sergisi, Türk dünyasını dolaşacak
Kemalist Yargıyı Cimer'e şikâyet etmek!