Uluslararası çevrelerden Gazze Şeridi'ndeki sivillerin ciddi bir tehlike altında olduğuna dair yapılan tüm uyarılara rağmen İsrail ordusu tarafından öldürülen Filistinli sayısı 21 bini aştı. Hamas ortadan kaldırılıncaya kadar Gazze'nin orta ve güney bölgelerini bombalamayı sürdüren İsrail ordusu, kara operasyonlarına da devam edeceğini ısrarla söylüyor. Ancak şimdiye kadar ordunun çok sayıda asker ve subay kaybetmesi, uğruna savaştığı hedefin gerçekçiliği ve yüksek sayıda kayıp vermesinin nedenleri hakkında soru işaretlerini ortaya çıkardı.
İsrail ordusunun açıklamalarına göre, Gazze’deki kara harekatının başladığı 27 Ekim’den bu yana ölen asker sayısı 174. Bu da savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana ölen asker sayısının 502’ye ulaştığını gösteriyor. Yine aynı açıklamalara göre 206'sı ağır, 340'ı orta ve 357'si hafif yaralı olmak üzere 921 asker yaralandı. Bunların 5'i albay, 8'i yarbay, 43'ü binbaşı, 41'i yüzbaşı ve 11'i teğmendi. Ölen İsrailli subayların askerlere göre oranı yüzde 27'ye ulaşırken, bu subayların 60'ı İsrail ordusunun seçkin birimlerinde görev yapıyordu.
Ölen subay sayısının kaynağı zayıflık
İsrail ordusunda erlere kıyasla subaylar arasındaki yüksek ölüm oranı, analistlerin ve uzmanların dikkatini çekti. Analistlere ve uzmanlara göre bu durum, savaşa getirilen yedek askerlerin zayıflığından kaynaklanıyor. Ayrıca, savaş alanı ve Gazze Şeridi'nin arazisi hakkında yeterli deneyimin olmaması, bilgi eksikliği, komuta merkezlerine dönmeye gerek kalmadan hızlı kararlar alma yeteneğine sahip oldukları için her askeri araçta ve her tankın içinde subayların bulunması ve her zaman operasyonların ön saflarında yer almaları bu durumu etkiliyor. Gazze Şeridi’nde kara harekatının başlamasından bu yana ve özellikle Gazze’nin kuzeyinde, Cibaliye, Şeyh Rıdvan, Şucaiye bölgelerindeki ve çevrelerindeki çatışmalarda en az 120 İsrailli subay öldürüldü. İsrail ordusunun tanımına göre, subayların ve erlerin hedef çemberi içinde olduğu bu bölgelerdeki çatışmalar, ‘en şiddetli’ olanlardı. Gazze’nin kalabalık ara sokakları ve mahalleleri, Hamas savaşçılarına ordunun, keşif uçaklarından ve askeri ekipmanların sensörlerinden kaçarak orduya ait askeri araçlar üzerine patlayıcılar yerleştirme imkanı sunuyor.
İsrail ordusu, 2011 yılında yapısal bir değişikliğe giderek muharebe grubunu tümen düzeyinden tugaya indirdi. Piyade kuvvetleri altı tabura bölündü ve piyade, zırhlı, topçu ve mühendislik tugaylarına dağıtıldı. Bu yapılanma, taburun Hava Kuvvetleri ya da Deniz Piyadeleri'nden destek istemesine, tugayların diğer merkezler ve tugaylarla iletişim kuran komuta ve kontrol merkezleri oluşturmasına olanak tanıyor.
2015 yılında savaş sahasında düzenli güçlerle çatışmanın artık İsrail için bir tehdit oluşturmadığı düşüncesinden yola çıkan Tel Aviv, ordunun sayıca küçültülmesine ve teknolojiyle daha donanımlı hale getirilmesine odaklanan Gideon stratejisini benimsedi. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal (WSJ) gazetesinden aktardığı habere göre İsrailli askerlerin Gazze'deki savaş stratejisinin en iyisi olmadığını ve çatışmaların iyi gitmediğini, tanklar ve uçaklarla daha güvenli bir şekilde savaşılması gerektiğini söylediklerini aktarmıştı. Öte yandan İsrail ordusunun yaklaşık 16 tugayının Gazze'deki savaşa katıldığı tahmin ediliyor.
Askeri işlerde uzman emekli General Vasıf Ureykat, İsrail ordusunun yanlış tahminlerinin ve muharebe grubunu tümen düzeyinden tugaya indirilmesinin orduya ağır kayıplar verdirdiğini düşünüyor. Ureykat, ölen İsrailli subay sayısının bu kadar yüksek olmasının, özellikle savaş alanında ve Hamas savaşçılarının göz açıp kapayıncaya kadar çıkıp, bomba yerleştirip, tankları havaya uçurmasına olanak sağlayan tünellerle ilgili en ufak tecrübesi olmayan askerlerin psikolojisini olumsuz etkilediğini söyledi. Ureykat ayrıca, “İsrail ordusunun, Hamas savaşçılarının tünellerden nerede, nasıl ve ne zaman çıkacağı konusundaki bilgisizliği, savaş taktiklerini ve ordunun yapısını değiştirmeyi imkansız olmasa da son derece zorlaştırdığını belirtmek gerekiyor” yorumunda bulundu.
Büyük kayıplar
İsrail'in açıkladığı rakamlara göre, Gazze’de savaşın başlamasından bu yana ordu, haftada ortalama 21 personelini kaybediyor. Bu rakamlar, en fazla ölümün 1 Kasım’da gerçekleştiğini gösterdi. O gün, Givati Tugayı’na bağlı 77. Tabur personelini taşıyan bir askeri personel taşıyıcının hedef alınması sonucu 11'i rütbeli olmak üzere 15 İsrail askeri öldürülmüştü. Aynı rakamlara göre, İsrail ordusunun seçkin piyade tugaylarından Golani, en çok kayıp veren askeri birliklerden biri olurken, 60 gün süren çatışmaların ardından tugayda ölen asker ve subay sayısı 82’ye ulaştı.
Tugay, birbiri ardına kayıplar vermesinin ardından 21 Aralık'ta Gazze Şeridi’nden geri çekildiğini duyurdu. Golani Tugayı eski komutanı Moşe Kaplinsky, savaşın başlamasından bu yana tugay güçlerinin dörtte birinin ya öldüğü ya da yaralandığı şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bunun devamında Golani Tugayı'nın 51. Taburu’ndan Yedek General Yossi Farr, “Askerlerimizin ellerinin ve kollarının bağlı olması utanç verici. Onlar aslında savaşmıyorlar” dedi.
İsrail ordusunda kayıpların yanı sıra İsrail, 7 Ekim'den bu yana, özellikle polis ve iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’te (Şabak) kayıpların olduğunu ve yaklaşık 57 polisin ve çoğu muharebe birimlerinden olmak üzere 10 Şin-Bet üyesinin öldürüldüğünü açıkladı.
İsrail Kanal 13, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda iki Hamas taburuyla çok şiddetli çatışmalara girdiğini aktardı. Bu da son günlerde İsrail ordusunun verdiği yüksek kayıpların nedenini açıklarken, yüzlerce yaralı asker de çeşitli hastanelere nakledildi.
Sert eleştiri
ABD merkezli Global Firepower adlı internet sitesinin tüm silahları ve personeliyle dünyanın en güçlü 18 ordusu arasında sıraladığı İsrail ordusunun devam eden başarısızlığı, İsrailli askeri analistlerin ‘Netanyahu’nun hedeflerinin gerçekçi görünmediğini’ söylemesine neden oldu. Analistlerden bazıları, hem Hamas’ın askeri açıdan ortadan kaldırılmasının hem de özellikle İsrail ordusunun Gazze'de tutulan bir İsrailli rehineyi kurtarmak isterken öldürülmesinden, Gazze Şeridi'ndeki iki İsrailli rehinenin cesetlerini kaçırmak için düzenlenen operasyonda iki askerin ölmesinden ve üç İsrailli rehinenin dost kurşunuyla vurulup hayatını kaybetmesinden sonra rehinelerin kurtarılmasının mümkün olmadığına dikkati çekti.
İsrailli Yedek General Yitzhak Brick, geçtiğimiz hafta Haaretz gazetesinde yayınlanan makalesinde, İsrail ordusunun, çoğu tünellerde saklanan Hamas güçlerine karşı hızlı bir çözüme sahip olmadığını vurguladı. İsrail’in askeri hedeflerinin daha mütevazı olmasının daha iyi olacağını salık veren Brick, çünkü Hamas'ın tünel ağını yok etmenin yıllar alabileceğini ve bunun İsrail’e çok sayıda kayba mal olabileceğini vurguladı.
Brick’in analizlerine göre, İsrail ordusu, kalabalık kentsel bölgeleri terk etmeli ve tamamen istihbarat birimlerinin yönlendirdiği kara ve hava saldırılarıyla bir operasyon yürütmeli.
İsrailli siyasi analist ve ekonomik ilişkiler uzmanı Nir Kipnis ise ölen askerlerin isimlerinin olduğu liste uzarken Hamas’ın da sadece İsrail'i şaşkına uğratmayı başaran bir hamlesiyle değil, aynı zamanda İsrail'e karşı başarılı bir siper savaşı yürütmesiyle de Arapların zihninde güçlü bir imaj kazandığını söyledi. Kipnis, İsrail'in her geçen gün ölüleri saydığını ancak esir dosyasında ya da Hamas'ı ortadan kaldırma konusunda önemli bir ilerleme kaydedemediğini de sözlerine ekledi.
İsrailli tarihçi Şlomo Ben Ami, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
Hamas’ın eylemi, unutulmuş olan Filistin meselesini yeniden dünya gündemine taşımayı başardı. Ayrıca İsrail'i, kendisinin de çok cepheli bir savaş olduğunu kabul ettiği 1973 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana eşi ve benzeri görülmemiş şekilde ABD'ye güvenmeyi gerekli kılan bir beka savaşına sürüklemeyi de başardı.
İsrail’in eski başbakanlarından Ehud Barak, İsrail'in savaşla ilgili beyan ettiği hedeflere ulaşmaktan uzak olduğu değerlendirmesinde bulundu. Barak, “7 Ekim, İsrail tarihinin en tehlikeli olayı olup, çok boyutlu ve daha önce başka bir benzerine rastlanmamış bir güven krizi yaratmasının yanında aşağılanmaya, verimlilik kaybına, sistemlerin işlevini yerine getiremez hale gelmesine yol açtı” yorumunda bulundu. İsrail'in halen Hamas'ın manevra yapma ve orduya doğrudan saldırma yeteneğini yok etmekten uzak olduğunu söyleyen eski Başbakan, Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi'nin bazı bölgelerinde önemli operasyonel yeteneklere sahip olmaya devam ettiğini belirtti.
Milyonlarca dolar
İsrail ordusu bugüne kadar tank, zırhlı personel taşıyıcı ve diğer askeri araçlar gibi maddi kayıplarını açıklama konusunda isteksiz olsa da Haaretz gazetesi, İsrail'in Gazze'deki savaşının maliyetinin, perşembe akşamı itibarıyla günlük 66 milyar şekel (yaklaşık 18 milyar dolar) olmak üzere toplam 800 milyon şekele (222 milyon dolar) ulaştığını doğruladı.
Gazete, savaşın ilk haftalarında hassas güdümlü mühimmatın yaygın kullanımı ve yedek askerlerin toplanmasının maliyetinin 1,3 milyar şekel (361 milyon dolar) artırdığını açıkladı. Ancak bu rakam, 170 bin yedek askerin terhis edilmesinin ardından düştü. Gazete, İsrail merkezli askeri şirketlerden silah satın almanın maliyetinin yaklaşık 20 milyar şekel (5,5 milyar dolar) olduğunu, İsrail'in ise yurt dışından 5 milyar dolar değerinde silah satın aldığını aktardı.
İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD’nin başka bir benzerine rastlanmayan askeri desteğine ve Washington’ın askerlere cephane, silahlar, top mermileri, zırhlı personel taşıyıcılar ve yeleklerin de aralarında olduğu temel savaş ekipmanı yüklü 230 kargo uçağı ve 30 gemi göndermesine rağmen ABD ile İsrail arasındaki ‘uçurumun’ büyüdüğünü yazdı. Gazeteye göre Washington, İsrail ordusunun üçüncü aşamaya geçmesini isterken, Tel Aviv sadece birlikleri güvenli bir şekilde nakletmeye başlamak istiyor. Bu sürecin de yaklaşık iki hafta sürmesi bekleniyor.
Rağde Atme/turkish.aawsat.com