Sezen hesabında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
Kemalizm ve Mustafa Kemal hiçbir zaman memlekette hakiki mânâda “ortak değer” olmadı. Tarihe ve siyasete tahakküm ederek bunlar birer ortak değer hâline getirilmek istendi evet ama, resmî tarih dışına sarkabilen her şahsiyet, akl-ı selim ile bunları ortak değer görmekten uzaklaştığı gibi, bunların değersiz taraflarını da hususen belirttiler.
Bu münekkit tavır sadece Müslümanlara has bir tepki zannedilmemeli. Liberaller, Komünistler, Ateistler, Hümanistler, Demokratlar, Sosyalistler, Kürtler de -eleştiri sebepleri farklı farklı olsa da- bunlara yönelik eleştiriler yayımladılar. Her cenahın kalburüstü addedilen temsilcilerinin 5816 gadrine uğraması tesadüf değil. Tabi Müslümanların Kemalizm tenkidi diğerlerinden daha geniş kitlere hâkim oldu. Fakat nihayetinde, bunların bırak ortak değer olmasını bilakis değersizlik örnekleri ile malul olduğunu ifade eden kim varsa 5816 kurbanı olurken, resmî söylem hız kesmeden yoluna devam etti.
Bugün de aynı korkak ve kompleksli tavır ne yazık ki tüm yolları resmî söyleme açarak devam ediyor. Cehaleti hakikate, resmî yalanları yalnız doğrulara tercih ederek Kemalizm ve Mustafa Kemal’i “ortak değer” kılma zorlamalarından medet umuluyor. Çünkü hiçbir iktidar topluma kimliğini hatırlatmıyor da onlara sunî bir kimlik dayatılmasına âlet oluyor. Üzerinden yüz yıl geçmiş köhne bir diktayı hâlâ canlı tutmak zûldür. Bırakın hakikat tebellür etsin, böylece hakiki ortak değerler de kendiliğinden “hakiki bir millet” inşa etsin.