Kolombiya hakkında konuşmak istiyorum. Bilindiği üzere, Kolombiya ve Meksika uyuşturucu üretiminin ve trafiğinin dünyadaki merkezi kabul edilen iki ülke. Meksika’nın yeni devlet başkanı vaziyeti kontrol altında tutmaya çalışıyor; fakat Meksikalı karteller çok güçlü, silahlı ve sınırların bir kısmı onların hâkimiyeti altında bulunuyor. Dolayısıyla Meksika devlet başkanı akıllıca bir yol seyrederek düşman da olsa ABD hükümetiyle işbirliğine gitmeyi tercih ediyor. Bu stratejiyle ülkesinde uyuşturucu meselesini kontrol altında tutmak istiyor.
Kolombiya için ise vaziyet farklı. Kolombiya’nın eski devlet başkanı Uribe’nin yönlendirmesiyle yozlaşmış bir Amerikan ajanı seçimlerle iktidara geldi. Yeni devlet başkanı olan Iván Duque Márquez’in babası FARC tarafından takip edilmişti bundan takribî 40 sene evvel. Çünkü uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkisi vardı ve onların birtakım faaliyetlerinin önünü açıyor, koka yetiştirmelerine müsaade ediyordu. Bu çok eski bir hikâye, ben o zamanlar gençtim. Bu aynı zamanda Kolombiya halkının zararına hareket etmek anlamına da geliyordu, çünkü uyuşturucu berbat bir şey. Amerikalılar adına çalışan oğlu şimdi devlet başkanı oldu ve Kolombiya’nın aktüel tarihi üzerinde baskı kurmaya, bunu yaparken de uyuşturucu kaçakçılığından ve kaçakçılardan faydalanmaya başladı. Esasında bu ilişki daha eskilere dayanıyor ve anayasaya göre bu sebeple başkan seçilememesi gerekiyordu; fakat yine de başkanlık koltuğuna oturdu. Onu bu konuma getiren eski devlet başkanı Uribe ise rüşvet ve çeşitli suçlar sebebiyle tutuklandı; fakat Uribe cezaevine gönderilmedi, kendisine ev hapsi cezası verildi. Geçtiğimiz hafta ise serbest bırakıldı. Bunun sebebi yargı sisteminde yozlaşma. Mevzuyu şuraya getirmek istiyorum; dürüst ve devrimci insanlar hayatlarını cezaevlerinde bedel ödeyerek geçirirken yozlaşmış, üstelik sadece illegal birtakım şeyler yapmayıp kendi insanını zehirleyen, kendi halkına ihanet edenler, ABD gibi yozlaşmış devletlerin desteğiyle bir şekilde hukuk önünde sözde aklanıyor.
Ailemin bir tarafı Kolombiyalı. Kolombiyalı olan akrabalarım, kuzenlerim bir savaş verdiler. 1950’lerde bu savaş sürüyordu, Komünist Parti ve gerillalar yeterince paraya sahipti. O zaman mücadeleye devam edebilmek için marihuana yetiştirerek para kazanmak iyi bir fikirdi. Komünist gerillalar Kolombiya’ya 1931 yılında geldiler. Neredeyse 90 seneden bahsediyorum. Kuzenlerim ile büyükbabam, en önemli liberal antiemperyalist liderlerden olan Jorge Eliécer Gaitán’ın suikast neticesinde öldürüldüğü dönemde ve sonrasında mücadele etti. Babam, Gaitan’a çok saygı duyardı. O Bogota’da profesyonel bir uyuşturucu kaçakçısıydı. Alkolik bir uyuşturucu bağımlısı tarafından suikaste uğradı. Bu suikast Amerikan elçiliği tarafından organize edildi. Akabinde Kolombiya karıştı ve bu mücadele o günden beri sürerken hükümet de sürekli yozlaşmaya devam ediyor.
O dönem marihuana ön plândayken zamanla kokain daha öne çıktı. Kokain, koka bitkisinden yapılıyor ve o da Peru’dan geliyor. Kokain, marihuanaya göre daha büyük para getiriyor. Kokainin ardından uyuşturucu kartelleri büyüyüp gelişmeye başladı. Hatta tüm kartellerin bundan sonra ortaya çıktığı söylenebilir; bölgesel kartellerden biri hariç. Belki de daha önce bunu söylemişimdir, onlar benim kuzenlerim. Sandanter karteli Venezüella-Kolombiya sınırında faaliyet göstermekte. Bu bölgedeki melez halk çok önceden Katolikleşmişti ve bu bölgenin insanından muhbir bulmak zordu. Kendileriyle babam vesilesiyle 1960’larda tanışmıştım. Bu da çok eski bir hikâye.
O dönemlerde büyümeye başlayan uyuşturucu problemi bugün içinden çıkılamaz bir vaziyette. Uyuşturucu kaçakçılığının bu derece ehemmiyetli bir sorun hâline gelmesinde, eski bir diplomatın kendi mülkünde uyuşturucu üretimine müsaade etmesi gibi şeyler de etkili oldu.
Türkiye de ne yazık ki, tarihî olarak uyuşturucu kaçakçılığı güzergâhında olan bir ülke. Türkiye’de bugün iktidarda gerçek bir Müslüman olan Cumhurbaşkanı Erdoğan var. İslâm’a göre tıpkı alkol gibi uyuşturucu da haram.
Uyuşturucu son derece önemli ahlâkî bir problem hâline gelmiş durumda. Okullarda öğrencilere serbest bir şekilde teklif edilen bir şey hâline geldi. Dünyada milyonlarca insan uyuşturucu bağımlısı.
***
Pandemi sürecinde dünyada milyonlarca insan hayatını kaybetti. ABD ve Brezilya’nın yozlaşmış hükümetleri gerekli tedbirleri almadığı için bu ülkelerin halkları daha fazla etkilendi. Benim ülkem Venezüella ise Latin Amerika’da salgından en az etkilenen ülke oldu. Ne olursa olsun mücadele etmekle mükellefiz, doğrusunu Allah bilir.
17.10.2020
Baran Dergisi 719. Sayı