Bu boyutta bir boykot ve etki muhtemeldir ki dünyada ilk kez yaşanıyor. Devasa küresel markalar para ile İsrail arasında sıkışmış durumda. Gerek Türkiye’de, gerek dünyada bazı firmalar boykot korkusuyla Gazze’ye destek açıklaması yaptılar hatta maddi destek vaadinde bulundular. Diğer firmaların ne yapacağını izleyip göreceğiz. Boykot aynı heyecanla, aynı duyarlılıkla, kararlılıkla devam ederse, çok sayıda şirket diz çökecek, boyun eğecektir.

Boykot İsrail soykırımına karşı müşterinin elinde önemli ve güçlü bir silah. Türkiye bu alanda iyi bir sınav veriyor. Arap düşmanı ve İsrail aşığı ırkçı tayfayı ve vicdanı olmayan duyarsız kitleyi dışarda bırakırsak boykota çok geniş bir katılım var. Türkiye, gerek İslami, gerek insani, gerekse milli kaygılarla İsrail’e ve soykırıma karşı esaslı bir duruş sergiliyor.

Milletin büyük çoğunlukla boykota katıldığı bir ortamda gözümüzden kaçan bir alan var: İhracat.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2022 yılında Türkiye’den İsrail’e 6 milyar 690 milyon dolarlık ihracat yapılmış. 2022 ihracatı 2021 yılına göre yüzde 9 oranında artmış.

Geçen yıl Ocak-Kasım arası İsrail’e yapılan ihracat 6 milyar dolar; bu yıl Ocak-Kasım arası yapılan ihracat ise 4,7 milyar dolar.

İsrail’in Gazze soykırımının aralıksız devam ettiği Kasım 2023 rakamlarına da bakalım: 1-30 Kasım 2022’de Türkiye’den İsrail’e 539 milyon dolarlık ihracat yapılmış; bu yıl Kasım ayında yapılan ihracat ise 302 milyon dolar.

Kasım ayında İsrail’e yapılan ihracatta yüzde 44 oranında bir düşüş olmuş. Ancak bunun ne kadarının İsrail’deki iç talep düşüşünden, ne kadarının da boykottan kaynaklandığını bilemiyoruz.

Gerçek olan şu ki, İsrail Gazze’de bebekleri öldürürken, bazı Türk firmaları gemilere ürünlerini doldurmuşlar ve İsrail limanlarına yollamışlar.

Örneğin Kasım ayında Türkiye’den İsrail’e 44 milyon dolarlık çelik, 41 milyon dolarlık çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri, 24 milyon dolarlık demir ve demir dışı metal, 30 milyon dolarlık elektrik ve elektronik ürünü, 1,3 milyon dolarlık fındık ve fındık mamulü, 15,4 milyon dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ürünü, 18,3 milyon dolarlık hububat ve bakliyat, 41,6 milyon dolarlık kimyevi madde, 8 milyon dolarlık makine ve aksamı, 6 milyon dolarlık meyve ve sebze ihraç edilmiş.

Kasım ayında Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayii ihracatı toplamda 495 milyon dolar ancak bu kalemde ülke bilgisi verilmediği için ne kadarının İsrail’e gittiğini ya da İsrail’e bu kalemde ihracat yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz.

Ayrıca bu rakamlar İsrail’e yapılan ihracat rakamları; Filistin’e yapılan ihracat ayrıca belirleniyor. Yani bu ürünler Filistin’e gitmiyor.

Şimdi soru şu: İsrail Gazze’de soykırım yaparken, bebekleri, çocukları, kadınları, sivil halkı vahşice katlederken, okulları, hastaneleri vururken, 2,5 milyon insanı açlığa, susuzluğa mahkum ederken, üstelik Gazze meselesi İslami, insani ve Türkiye’nin milli meselesi iken, İsrail İstihbarat Şefi Türkiye’de insan avlayacakları tehdidiyle ülkemizin topyekun bağımsızlığını ve güvenliğini küstahça hedef alırken, İsrail’e geçen ay 302 milyon dolarlık ürün satanlar kimler, bunları taşıyanlar kimler?

Dini ile para, vicdanı ile para, vatanının bağımsızlığı, milletinin güvenliği ile para arasında kalıp parayı tercih edenler kimler?

Allah korusun, yarın Türkiye’nin başı derde girdiğinde, bu paraperestlerin paranın değil Türkiye’nin yanında duracaklarının garantisi var mı?

Market ürününü, kahveciyi, hamburgerciyi, kolacıyı boykot ederken, İsrail’e nefes veren firmaları tanımak hakkımız değil mi?

Haydi paraya tapanları geçtik, en azından kurt ile avlayıp, çoban ile ağlayanları bir görsek, bir tanısak. Hayırlara vesile olmaz mı?

"İsrail'in Gazze saldırıları 'Batı'nın kötücül doğasını' insanlara gösterdi" "İsrail'in Gazze saldırıları 'Batı'nın kötücül doğasını' insanlara gösterdi"

Aydın Ünal - Yenişafak