Giovanni Papini'nin kaleminden tiksindirici Yahudi Giovanni Papini'nin kaleminden tiksindirici Yahudi

Nazif Keskin Kimdir?

1951 Erzurum doğumlu olan Keskin’in gençliği, 70’li yılların Türkiye'sinde birtakım siyasi cereyanlarla altüst olmuş bir iklimde geçer. Mirzabeyoğlu ile bu dönemde tanışır.

Siyasi kamplaşmaların sert sürtüşmeleriyle geçtiği bilinen bu dönemde Keskin, İstanbul Beyazıt'ta bulunan Beyaz Saray Kitapçılar Çarşısı'nda kitapçı dükkanının yanı sıra, farklı semtlerde kitapçı tezgâhları açar.

Mirzabeyoğlu ile beraberliği

Bu dönemin ülkücülerinin kitap sergisine baskın düzenleyip kendisini ağır yaralanmasına yol açan linç üzerine Mirzabeyoğlu, kalabalık bir grupla Keskin'i darp eden ülkücü gurubun Küllük adlı mekanına baskın düzenler. Keskin’in Mirzabeyoğlu ile arasındaki dostluk burada başlıyor. Yakın dostları, Nazif Keskin'in Mirzabeyoğlu’nun yanında ayrı bir yeri olduğunu, merhumun kendisini çok sevdiğini anlatır. Mirzabeyoğlu, 80’li, 90’lı yıllarda çeşitli illerde verdiği konferanslarında Nazif Keskin'in yanında olmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir.

Gönüldaş Nazif Keskin

70’li yılların ikinci yarısında Akıncılar Derneği, Milli Türk Talebe Birliği gibi Müslüman gençlik topluluklarının toplantı ve faaliyetlerinde de rol alan Keskin’in, bu teşkilatlarla bağ kuran, merhum Necmettin Erbakan çevresinde siyasî hayata atılmış birçok isimle birlikteliği olmuştur.

12 Eylül döneminde bir süre hapis yatan Keskin, İstanbul Siyasal Bilimler Fakültesi okumuş, Büyük Doğu-İbda dünya görüşüne mensup bir şahsiyettir.

Keskin, 2005’te yayımlanmaya başlayan Aylık ve 2007’den itibaren Mirzabeyoğlu’nun da yazılarının yayımlandığı Haftalık Baran dergilerinde siyasî görüş ve değerlendirmelerini ihtiva eden yazılar yazmıştır. 2010 yılında bu dergide yazdığı bir yazısından ötürü 5816 sayılı kanundan hareketle verilen ceza sonrası 3 ay hapis yatmıştır.

“Nazif, Kumandan’ı hiç bırakmadı”

Nazif Keskin’in dava arkadaşlarından Kâzım Albay, Nazif gönüldaşın temiz gönlüne mücahitlik etme vasfını kazandıran İbda ile tanışmasını ve bir ömür boyu mücahid olma vesilesini şöyle anlatıyor:

Gençliğinde Nazif, seyyar kitap sergileri açan ve bunu meşgale edinen biri idi. 1974 yılında olacak, Beyazıt’taki Beyaz Saray çarşısında açtığı bir kitap sergisini ülkücüler kalabalık bir grupla basar ve Nazif’i linç edinceye kadar darbederler. Nazif’e yapılan bu linç olayını duyan Kumandan Mirzabeyoğlu, ülkücülerin merkezi olan Beyazıt’taki Küllük denen mekânlarını basar. Kumandan tek başına ileri atılır ve bu olayı yapanları sıkıştırır. Nazif’i darbedenler ise geri çekilmiş, en dip odaya sığınmışlar ve oradan, “gelmesin, gelmesin!” diye bağrışıyorlarmış. Kumandan’ın peşinden gidenler ve onu tanıyanlar araya giriyorlar, “yapma Salih” diye yalvarıyorlar ve olay böyle nihayete eriyor. Nazif, Kumandan’ın sevdiği ve faaliyetlerinde yanında görmek istediği bir kişi idi. Bu olaydan sonra Nazif, Kumandan’ı hiç bırakmadı. Onun yanında bulunur ve korumalık yapardı.

Nazif Keskin, Akıncılar Derneği, Millî Türk Talebe Birliği ve MSP’nin içinde bulunur, toplantı ve faaliyetlere katılırdı. 12 Eylül 1980 askerî darbesine karşı yürüttüğü faaliyetler ve dağıttığı bildirilerden dolayı iki sefer olmak üzere toplam 18 ay kadar hapis yattı. Yayınlanan bir kitaptaki yazısından ötürü, 2010 yılında, 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu’na muhalefetten altı ay kadar hapis yatmıştır.

Rahmetli Hilmi Oflaz vasıtasıyla Üstad’la ve kitaplarıyla tanışmış ve sık sık Üstad’ı ziyaret eder olmuştur. Üstad’ın ona imzaladığı kitabında “manevî evladıma” diye hitabı söz konusudur. Ve yukarıda bahsettiğim hadise vesilesiyle Kumandan’la tanışır, Büyük Doğu davasının İBDA eliyle yürütülmesine şahidlik eder, militanlık yapar.

Arkadaşlarıyla daima muhabbet içindeydi

Nazif Keskin, derin hürmet duyduğu Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu hayranı, yoldaşı, okuru, gönüldaşıydı. Gönüdaşlarıyla daima muhabbet ve dayanışma içinde örnek bir hayat süren Keskin, vefatından kısa süre önce gördüğü sağlık kontrolünde kalp ritminin bozuk olduğunu öğrenmişti.

Nezif Keskin, 5 Ekim 2019’da 68 yaşında vefat etti. Cenazesi Avcılar Mezarlığı’na, E-5 karayolunun kenarına defnedildi.