İstisnai olarak, bu hafta konuşmamı Pazartesi günü gerçekleştiriyorum. Bugün 19 Mart Pazartesi. 15 Mart’taki temyiz duruşmasının nasıl geçtiğinden ve bana nasıl davranıldığından bahsedeceğim.

Şubat ayının sonunda, mahkeme sebebiyle bulunduğum cezaevinden başka bir cezaevine sevk edildim. O günden itibaren bilgisayarıma el konuldu. İki gün öncesine kadar tekrar verilmedi. Böylece dışarıdan enformasyon elde etmemin de önüne geçildi. Bunun haricinde bir takım sabotajlarla karşı karşıya bırakıldım. Son derece saçma birçok iddia üzerinden yargılandığım yetmiyormuş gibi, yalan yanlış belgeler de bu yargılamada kullanıldı.

Cezaevi oldukça soğuktu. Her şeyde bekletildim. Bu mahkemede, daha öncekilerde karşılaşmadığım bir takım problemlerle karşı karşıya bırakıldım. Cezaevinde geceleri rahatsız edildim, uyumama müsaade edilmedi. Ayaklarımın ıslanmasına sebep olacak şekilde su dolu koğuşta bekletildim. Dediğim gibi burası oldukça soğuktu da. Birçok temel hakkım ihlâl edildi.

Cezaevinden mahkemeye başka bir kaç mahkûmla birlikte getirildim. Mahkemede bir takım saçma sapan muamelelerle karşı karşıya bırakıldık. Her gün mahkeme öncesinde çok soğuk bir yerde toplamda belki de on saat boyunca bekletildim. Bahsettiğim yer adalet sarayının bodrum katında bir yer. Çarşamba günü ise son duruşmaya katıldım. Sanıyorum ki, yüksek mertebedeki bir takım güçlü insanlar mahkemelerime müdahil olmaya başladı. Bunlar hiç normal şeyler değil. Türk avukatlarımla ilişkime de anlamsız bir şekilde müdahale ettiler ilk defa. Kendileriyle selamlaşmama ve konuşmama neredeyse müsaade edilmeyecekti. Bir yerlerden davaya müdahil olunduğu çok açık bir şekilde belli oluyor.

Saçmalıklar silsilesinden ibaret bir mahkeme idi. Uygulamalar bazen işkence seviyesine ulaştı. Bu yapılanlara sonuna kadar direndim. Yapılanlar sebebiyle protesto ederek sonraki duruşmalara katılmama kararı aldım. Hayatım boyunca yaptığım gibi haksızlıklara karşı direnmeye her zaman devam edeceğim.

Mahkemede bunları yapmalarının sebebi yargılamalarımızın ses getiriyor olması. Siyonistler bundan hâlâ korkuyorlar ve davalara müdahil oluyorlar. İsmimin duyulmasını istemiyorlar. Siyonistlerin mesnedsiz iddiaları sebebiyle cezalar aldım ve yine bu cezalar sebebiyle hapishanede tutuluyorum. Her fırsatta insan haklarından bahsedenler, en temel haklarımıza dahî saygı duymadan hareket ediyor.

Burada Venezüella’ya yeniden kavuşacağım günü bekliyorum. Bunu engellemek için de her şeyi yapacaklardır. Bu mahkemenin de neticelenmesinin ardından önümüze yeni engeller çıkaracaklardır. Direnmeye devam edeceğim!
 
Allahü Ekber!
19.03.2018


Baran Dergisi 584. Sayı