Birleşik Krallık başbakanının resmi konutu olan 10 Downing St. ilk kez bir Yahudi aileye ev sahipliği yapacak. Eşi Yahudi olan Keir Starmer, İşçi Partisi'nin ezici bir çoğunlukla seçimleri kazanmasının ardından Cuma günü Kral Charles III huzurunda yemin etti. Starmer'ın kendisi Yahudi olmasa da çocuklarını Yahudi olarak yetiştiriyor. Starmer, ülkeyi yönetirken ailesinin Şabat yemeklerinde toplanmaya devam edeceğini söylüyor. Starmer aynı zamanda İsrail'in en sıkı destekçilerinden.

Victoria Starmer, eski bir avukat. Şu anda Ulusal Sağlık Hizmetlerinde görev yapmakta. Babası, İkinci Dünya Savaşı’ndan önce İngiltere’ye gelen Polonyalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Merhum annesi ise Museviliği seçmiş.

Arkadaşları Victoria’ya “Leydi Vic” diyor, lakin o son derece içine kapanık biri, kocasının siyasi zaferine rağmen basından uzak durmayı tercih ediyor. Starmer ailesi, isimlerini gizli tutmak dahil olmak üzere, ergenlik çağındaki çocuklarının mahremiyetini korumak konusunda son derece hassas. Oğulları Toby’nin ismi kamuoyuna sızdı fakat kızlarının ismi henüz bilinmiyor.

Starmer ailesi ne kadar dindar?

Keir22

Starmer, Şabat’ı “haftanın en önemli günü” olarak nitelendiriyor ve Cuma akşamları düzenlenen challah ve kiddush’lu yemekleri “gerçekten hoş ve son derece kutsal” olarak tanımlıyor.

Aile, Londra’daki St. Johns Wood’da bulunan Liberal Yahudi Sinagogu’na mensup. Bu sinagog kendisini sosyal adalete bağlı ve Yahudi olmayan ortakları da kucaklayan “kapsayıcı, çoğulcu ve eşitlikçi bir cemaat” olarak tanımlıyor.

Starmer, çocuklarını “büyükbabalarının ailesinin inancını tanıyacak şekilde” yetiştirdiklerini belirtiyor. Kendileri için “Cuma günleri bu geleneği yaşatmak için inanılmaz derecede önemli.”

Starmer daha önce de Cuma akşamlarını evde geçirebilmek için bazı devlet etkinliklerden kaçındığını belirtmişti. Bu da görevden ayrılan Muhafazakâr Parti’li Başbakan Rishi Sunak’ın ve Muhafazakar Parti’nin eleştirilerine neden olmuştu.

Muhafazakâr Parti Twitter hesabından da bu durumu eleştirmişti: “Keir Starmer, Başbakan olması halinde saat 18:00’de işten çıkacağını söylüyor. İngiltere yarı zamanlı çalışan bir başbakandan daha iyisini hak ediyor!”

Starmer cevaben şunları söylemişti: “Cuma gecesinin bazı din ve inançlarda oldukça önemli olduğunun herkes için çok açık olduğunu sanırdım.”

Starmer antisemitizm hakkındaki şu ana kadar ne söyledi?

Keirst

Starmer antisemitizmle mücadeleyi programının bir parçası haline getirerek, eski İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’i görüşleri nedeniyle eleştirmişti.

Corbyn bir keresinde Hizbullah ve Hamas’tan “dost” olarak bahsetmiş, fakat daha sonra geri adım atmıştı. Corbyn 2015-2020 yılları arasında partinin başında olduğu yıllarda antisemitizmin yükselişini küçümserken, İsrail’in boykot edilmesini destekliyordu.

Hatta Corbyn’in Yahudi İşçi Partisi liderlerine kötü muamele edildiğini tespit eden bir raporu reddetmesinin ardından, Starmer Corbyn’i İşçi Partisi’nden kısa bir süreliğine uzaklaştırmıştı.

Starmer, “O sabah Jeremy’nin rapora verdiği yanıt karşısında ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam. Bu raporla doğru şeyi yapabileceğimizden emin olmak için elimden geleni yaptım,” demişti.

Parti içinde antisemitizme karşı “sıfır tolerans” sözü veren Starmer altını çizerek şöyle diyordu: “Bu süre zarfında kaybettiğimiz mevzileri telafi edebileceğimizi düşünüyorum.”

Starmer İsrail konusunda ne düşünüyor?

Starmer eşinin ailesinin bir kısmının İsrail’de yaşadığını ancak “Tanrıya şükür” hiçbirinin Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından doğrudan etkilenmediğini açıkladı.

Başbakan, 7 Ekim’den kısa bir süre sonra, Birleşik Krallık’ta antisemitizmin yükselişi karşısında “derin bir şok duygusu” hissettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Biz burada Yahudi topluluklarının yanındayız ve uluslararası alanda da İsrail’i destekliyoruz.” Starmer BBC’yi de Hamas’a terörist demeyi reddettiği için eleştiriyor. Ayrıca 11 Ekim’de “İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve Hamas’ın terör eylemlerinin sorumluluğunu taşıdığını” vurguluyor. Bugünlerde ise “ilk ve en temel meselenin ateşkesi sağlamak ve rehineleri kurtarmak olduğunu” söylerken İsrail’e verdiği “kararlı” desteğin de altını çiziyor: “İsrail’in kendi çıkarına olmayan tavizler vermesi için zorbalık yapmaya hiç niyetim yok. İsrail barış ve güvenlik içinde yaşamayı hak ediyor.”

Starmer İsrail’in Batı Şeria’nın bir bölümünü ilhak etmesi fikrine karşı olduğunu söylerken, boykota da karşı olduğunu belirtiyor. Onun bu tutumu ailesini Filistin yanlısı protestocuların hedefi haline getirdi. Geçtiğimiz Nisan ayında bir savcı, Victoria Starmer’in bir protesto gösterisinin ardından “korkutulduğunu, hatta tehdit edildiğini” ve “kendi evinden zorla çıkarıldığını” açıkladı.

1 7 768X511

Starmer’ın görüşleri seçimlerde Yahudi oylarını nasıl şekillendirdi?

Seçim öncesi anketler Birleşik Krallık’taki Yahudilerin %46’sının İşçi Partisi’ne, %30’unun ise Muhafazakâr Parti’ye oy vereceğini öngörüyordu. Bu oran geçtiğimiz dönemden oldukça farklı. 2019’da Yahudi seçmenlerin sadece %11’i, Corbyn’in açıklamaları nedeniyle İşçi Partisi’ni destekliyordu.

Bununla birlikte, İşçi Partisi Filistin destekçisi olan beş bağımsız vekil adayına da birkaç sandalye kaptırdı.

Peki Downing Street 10 numarada ilk kez mi bir Yahudi oturuyor?

Bu, Kraliçe Victoria döneminde Muhafazakâr bir başbakan olarak görev yapan Benjamin Disraeli’yi hesaba katıp katmadığınıza göre değişir.

"Ve hazret sirozdan kıvrandığı yataktan tanrı olarak kaldırıldı" "Ve hazret sirozdan kıvrandığı yataktan tanrı olarak kaldırıldı"

Disraeli, İtalyan Sefarad ailelerinden gelen bir Yahudi’nin çocuğuydu. Ne var ki babası Isaac D’Israeli, yıllar süren bir tartışmanın ardından sinagogu terk etti ve 1817’de, Disraeli daha 12 yaşındayken çocuklarını İngiltere Kilisesi’nde vaftiz ettirdi.

Yahudiler 1858 yılına kadar Parlamento’dan dışlanmışlardı. Bu nedenle Disraeli’nin din değiştirmesi siyasi kariyer yapmasına olanak tanıdı. İlk kez 1837’de Parlamento’ya seçildi; Disraeli 1868’de ve 1874’ten 1880’e kadar tekrar başbakan olarak görev yaptı.

Disraeli defalarca Yahudilerin üstün bir ırk olduğu fikrini ortaya attı. Bir akademisyen onu “kökenlerini asla unutmayan, gerçek bir filozof” olarak tanımlamıştı. Ancak bu kökenler de basında alay konusu olmuş ve eleştirilere maruz kalmıştı.

Çeviri: Hasan Ayer/ serbestiyet.com