Modern dünyada Müslüman gençlerin zihnini meşgul eden bir dizi önemli meselenin nasıl anlatılması gerektiğiyle ilgili artık bir ilmihal var. Muhammed Yazıcı’nın Ketebe imzasıyla çıkan “Modern Dünya İlmihali” kitabı işte bu soruların cevaplarını arıyor. Kitabın ilk bölümünde, inanç dünyamızı oluşturan birtakım köklü kavramlar yeniden açıklanıyor. Ardından, dinin temelini oluşturan pratiklerin hikmet ve mana itibarıyla haiz olduğu incelikler nazarı dikkate alınıyor. Nihayetinde ise, modern dünya tarafından dayatılan ve sorgusuz sualsiz benimsenen bazı popüler değer ve mefhumların eleştirisine yer verilirken, Müslüman ferdin ve toplumun inşası için icap eden şahsiyet, düşünce, tavır ve davranış modellerine işaret ediliyor.
Çağın sorunlarını bilmek...
Bugünün ilim ve düşünce jargonu kurulmadan dini anlatmanın hamasete yol açacağını belirten Yazıcı’yla günümüz Müslümanlarının çıkmazlarını konuştuk. İçinde bulunduğumuz çağın genel olarak bilgisinden, kültüründen yoksunlaşmış olan her türlü dini anlatımın çatışmaya yol açtığını ifade eden Yazıcı, “Bugün özellikle dini meselelerde insanın ciddi bir bilgi ve doğru iletişim şartlarını yerine getirmesi gerekir. Dini anlatan hocaların çağın iletişim yöntemlerini çok iyi bilmeleri gerekir. Cumhuriyet’le birlikte dine sırtını dönmüş toplumu, 1950’lerden sonra yeniden dinle buluşturma yoluna gidilmişti. İster istemez burada öncü şahsiyetler hep vaizler oldu. Onlar da nutuk çekerek, insanı heyecanlandırmaya yönelik konuşmalar yapmayı uygun buldular. O dönem insanları uyandırmak için bu gerekliydi. Ama şimdi artık Müslümanca yaşamak isteyen, buna rağmen açıklama bekleyen, aynı zamanda düşünebilen, yazabilen, kültür üretebilen insanlar, bağırmayla, çağırmayla, hamasi nutukla tatmin olmuyor” dedi.
Bu durumun sosyal mecralar için de geçerliği olduğunu söyleyen Yazıcı, gerçek hayattan bir kesitin sosyal medyaya aktarıldığında bambaşka bir anlam kazandığını ve çarpıtıldığını aktarıyor. Kur’an’ın bu çağa ne anlattığı ile ilgili de konuştuğumuz Muhammed Hoca, “Osmanlı alimlerinden Taşköprizade’nin bir sözü vardır: ‘İlim menzilinde nazil olur.’ Ben şimdi rast gele bir tıp fakültesinin dersine gireyim, hiçbir şey anlamam. Ben bir şey anlamadım diye profesör mü suçlu. Anlaşılması için nazil olduğu ortamı çok iyi bilmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Seküler zihne meselenin niçini de anlatılmalı
Güncel ilmihalin yazılış amacının modern insanın idrakine uygun çözümleri ele almak olduğunu vurgulayan Yazıcı, “İlmihal kitaplarında abdesti kaçıran şeyler, namazın vacipleri gibi ibadetin hükümleri var. Bugünün ilmihal bilgisi bu olamaz. Oysa bugün insanlara neden namaz kılmak zorunda olduğumuzu anlatmalıyız. İnsanlar haccın anlamını, mantığını, kavramıyor ki biz onlara haccın farzlarını, vaciplerini anlatalım. Orucu hayatında veya mentalitisinde bir yere koyamıyor. Çünkü almış olduğu eğitim seküler bir eğitim ve zihin öyle şekillenmiş. Allah niye bizden aç kalmamızı istiyor sorusunun cevabını aramaktır bu çağın ilmihali” açıklamasını yaptı.
"Gençler deist değil, arzularının esaretinde"
Türkiye’de herhangi bir meselenin doğru zeminde tartışılma imkanı olmadığını aktaran Yazıcı, kitapta değindiği deizm meselesiyle ilgili de konuştu: “Deist olduğunu söyleyen kişilerin argümanlarına baktığınızda ergen çocukların idrak düzeyinde seyrediyor. Bir gencin deist olması mümkün değil. İlmi bir derinlikte tartışılmıyor bunlar. Gençler deist değil, arzularının esaretinde. Bir kanun, kural ve hükmün boyunduruğu altına girmek istemedikleri için, işin içine havalı da bir şey katarak deist olduklarını söylüyor.”
Yeni Şafak, Sevda Dursun