Laik eğitim sistemimiz hiçbir şekilde milli ve manevi değerlerimize hitap etmiyor. Batıcı bir anlayışı empoze eden eğitim sistemimiz kökten değişmediği sürece nesiller ifsat olmaya devam edecek.
İslami bir ruhtan arındırılmış, tamamen Batı’nın politikalarına bırakılmış ve dinsiz bir anlayış güden eğitim sisteminden Müslümanca bir toplum beklenemez. İlkokuldan üniversite bitimine kadar manevi yönü eksik bırakılan gençlerden topluma, aileye, milletine, tarihine ve kültürüne fayda beklemek beyhude olur.
İnsanımızın ferdî ve içtimaî sahadaki şahsiyetini ideal seviyeye ulaştıracak, iyi, doğru ve güzel hususunda yetişecek, bilgiyi küt halde değil, bilmeyi bilme biçiminde öğrenecek öğrencileri yetiştirmenin yolu da İslam’ın tam manasıyla eğitim sistemine oturtulmasından geçiyor.
İslam’dan ve İslam kültüründen beslenmeyen eğitim politikası ve değerlerimizi gözetmeyecek bir komisyonla bu topluma fayda sağlanmaz.
Yeni Akit’in yazarlarından Ali Erkan Kavaklı da, “Eğitimde İktidar Kim” başlıklı yazısında bu meseleyi irdeliyor ve medeniyet değerlerimize uygun kitap yazacak bir komisyon oluşturmasını tavsiye ediyor.
İşte Kavaklı’nın yazısı:
Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin, bakan olunca milletimize “Ders kitapları inanç ve medeniyet değerlerimize uygun yazılacak!” müjdesini verdi.
Nasıl sevindiğimi anlatamam.
2018 müfredat değişiminden beri özellikle fen bilimleri kitaplarının materyalist, ateist, pozitivist, inkârcı dili tartışılıyor.
Üniversitelerimiz “BİLİMLERİN DİLİYLE YARATILIŞ” kongreleri düzenledi. Yüzlerce bilim adamı, çeşitli bilim dallarındaki konuları TEVHİDİ BAKIŞ AÇISI ile anlattılar; kitaplar yazdılar, tebliğler sundular, yayınlar yaptılar.
Bakanın açıklaması ile sesimiz yankı buldu sandım, müfredat ve kitap yazdırma çalışmalarını merakla takibe başladım.
İlk sinyal Cumhuriyet’ten geldi. Gazete manşet attı:
“Bilimin yerini yaratılış aldı”
“MEB biyoloji müfredatında değişikliğe gitti, lisede okutulan dersin içeriğine yaratılış felsefesi eklendi. Düzenlemede yaratılışı âyet ve hadislerle anlatan Prof. Adem Tatlı’nın etkili olduğu iddia edildi.
MEB Ders Programları Hazırlama Komisyonu üyeleri “Altına imza atmayız, istifa ederiz.” diyerek değişikliğe itiraz etti. Eğitimciler, “Evrimi, bilimi yok sayamazsınız.” dedi. (23 Şubat 2024)
Şaşırıp kaldım.
156 yıldır ispatlanamamış, müfredattan çıkarılmış evrim teorisinin bilim gibi sunulmasına mı şaşarsınız, komisyon üyelerinin Bakanlığı tehdit etmesine mi?
Sonuçta biyoloji müfredatından yaratılış felsefesi, evrendeki mükemmel düzen, kusursuz sistem ifadeleri çıkarıldı, Fullbrigth bursuyla okumuşların, Rockefeller bursu almışların dediği oldu.
Prof. Antony Flew’in evrim eleştirileri yok sayılıyor. Prof. Flew, evrim teorisini çürüten şu hususlara dikkat çeker:
“Hayat; maddenin zekice organize edilmesi sonucu ortaya çıkıyor ve varlığını sürdürüyor.
Hayat nasıl ortaya çıktı?
Fizik kanunlarını kim koydu, her varlığın bu kanunlara uymasını kim sağlıyor?
Evren nasıl var oldu?
Evrim teorisi, kâinattaki kusursuz düzenin patlama sonucu nasıl kuruldu sorusunun cevabını veremez.” (Yanılmışım Tanrı Varmış, s. 90- 92)
Prof. Francis Collins, Prof. Michael Denton, Prof. Kazım Uysal, Prof. Patrich Glynn, Prof. Paul Dirac, Prof. Max Planck, Prof. Chandra Wickramasinghe, Prof. Michael Behe gibi bilim adamlarının Darwin teorisini çürüten ve yaratılış gerçeğini ortaya koyan eserleri, çalışmaları yok sayılıyor. Ateistler, evrimi bilim diye anlatmaya devam edecekler.
Kuantum fizikçisi Prof. Paul Dirac, “Tanrı üst düzey bir matematikçidir ve evreni yaratırken ileri düzeyde matematik kullanmıştır.” der. (Aklın Yolu Bir, Atanur Kayhan, s.40)
Evrimciler evrendeki ince ayarlı, mükemmel düzeni görmüyor, son derece sanatlı varlıkların yaratılışını “tesadüfen, kendiliğinden oldu” diyerek anlatıyorlar.
Mevcut fen kitaplarını dikkatle okuyun, neler Allah yerine konuyor, görürsünüz.
“Ampul, fener, floresan, el lambasını insanlar yapar; güneş, yıldızlar, şimşek, ateş böceği kendiliğinden olur.” (Fen bilimleri, s.129)
“Canlılar kendiliğinden doğada bulunur.” (s.162)
“Cansız varlıkların bazıları doğada kendiliğinden bulunur.” (s.194)
“Hal değişimine verilebilecek en temel örnek doğada kendiliğinden gerçekleşen su döngüsüdür.” (Fizik 9. Sınıf, s.227)
“Proteinlere vücudu idare eden makineler diyebiliriz. Yürümek, görmek, işitmek, kalp atışı, sindirim, solunum, atıkların uzaklaştırılması gibi bütün etkinliklerden onlar sorumludur.”
“Proteinlerin yapısında azot, karbon, hidrojen, oksijen bulunur. Üretilecek bir proteinin yapısında kaç tane amino asit bulunacağına, hangi amino asit çeşitlerinin hangi sıra ile dizileceğini DNA şifresi belirler.” (Biyoloji 9, s.46)
Akılsız, bilinçsiz varlıkları Tanrı yerine kor; bilgiyi ateist gözle anlatılırsanız evlatlarımız ateist olur, deist olur.
Bu inkârcı bilim dili yüzünden nesiller elimizden kayıyor, intiharlar artıyor.
İnancımıza ve medeniyet değerlerimize yabancı hatta düşman, Batı hayranı gençler yetişiyor.
Eğitimde iktidar kim?
Kitap yazma komisyonundaki Bakan’ımızı tehdit eden kişileri kim seçmiş?
İslam karşıtı, bilim dışı ve mantıksız teorileri savunan kişileri kim hâlâ komisyonda tutuyor?
Komisyonu üyeleri Bakan’a meydan okuma cesaretini kimden alıyorlar?
Recep Tayyip Erdoğan halkın arasına girsin, uğraşsın, didinsin, seçim kazansın, iktidar olsun.
Bakanlıktaki komisyon, inançlı nesil yetiştirme gayretinin altını oysun, “imza atmayız” diyerek Bakan’a meydan okusun…
Fen bilimleri kitaplarını tevhit diliyle yazan bilim adamları ne güne duruyor?
Kıymetli Bakanım Prof. Yusuf Tekin’e medeniyet değerlerimize uygun kitap yazacak bir komisyon oluşturmasını tavsiye ederim. Yoksa çıkacak kitaplar kendisini mahcup eder, nesilleri mahvetmeye devam eder.