Bir süredir hem dışarıda ve hem de içerideki muhalif kanallarda Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) ve Arab Baharı’nın başarısızlıkla neticelenmesi dolayısıyla Siyasal İslâmcıların kaybettiği ve İslâmî bir düzeninin tesis edilmeyeceğinin bu vesilelerle artık açık bir şekilde kesinleştiği minvalinde tartışmalar yapılıyor. “Siyasal İslâmcı” olarak niteledikleri Ak Parti’nin önümüzdeki seçimleri kaybedeceği ve CHP’nin başını çektiği ılık, liboş, Kemalist, kafatasçı, işbirlikçi ve teslimiyetçi kanadın hakimiyetinin önünün sonuna kadar açıldığı iddiası da bu argüman üzerinden yürütülüyor.
Genel tanıma göre siyasal İslâm, İslâm dininin siyasî arenada uygulanmasını savunan bir harekettir. Bu hareket, İslâm'ın sadece bir din olmadığını, aynı zamanda bir hayat tarzı ve siyasî bir sistem olduğunu savunur. Siyasal İslam, İslâmî prensiblerin devlet yönetiminde ve içtimâî hayatta uygulanması için çaba gösterir. Bu hareket, İslâm'ın tarihî ve kültürel mirası üzerine kurulu bir politik sistem önerir ve İslâmî prensiblerin toplumsal, ekonomik ve siyasî hayatta uygulanmasını savunur.
Siyasal İslâm’ın tanımı buysa, senelerdir Amerika ve ortakları dışında herkesin karşı olmasına rağmen, yerine bir yeni düzen teklif edemedikleri için global anlamda kurmuş olduğu kan emici bir sömürü düzenini muhafaza edebilen Amerika, ne zamandan beri başında olduğu bu düzeni bozacak “Mutlak Fikir”i hâkim kılmak davasına girişmiş de, sonra bir de başarısız olmuş?
Yok tanım bu değil de, “siyasal İslâm” Büyük Ortadoğu Projesi ve Arab Baharı’nda Amerika’nın Müslümanları teslim almak üzere geliştirdiği projelerde elemanı olmak ise, o zaman bu projelerin başarısızlıkla neticelenmesiyle kaybeden Müslümanlar mı olur yoksa takiyye içinde Müslüman suretine bürünmüş Amerikan işbirlikçileri mi?
Aslında böylesi bir iddia gerçekten de son derece hayret verici.
Şöyle ki, Amerika’nın İslâm âlemini teslim almak ve bundan sonrasında Çin başta olmak üzere global rekabette elini güçlendirmek ve tehdit kaynaklarını azaltmak üzere geliştirdiği projelerin başarısız olması, neden Amerika’nın değil de Müslümanların başarısızlığı oluyor, biz anlayamıyoruz. Amerika’yla işbirliği içinde Müslüman suretine bürünmüş FETÖ gibi istihbarat elemanları başarısız olunca, Müslümanlar niçin başarısız oluyor?
İşin bize kalırsa daha vahim tarafı, Amerika ile işbirliği içine giren Müslüman suretine bürünmüş takiyyecilerin başarısız olması, bugün Amerika ile işbirliği içine giren CHP’nin başını çektiği ılık, liboş, Kemalist, kafatasçı zümreye nasıl oluyor da meşruiyet sağlıyor?
Dün nasıl ki Amerika’nın Büyük Ortadoğu ve Arab Baharı projeleri Müslüman Anadolu’ya toslamış ve başarısızlıkla neticelenmişse, bugün de Amerika’nın ılık, liboş, Kemalist, kafatasçı, mandacı ve işbirlikçilerden müteşekkil “Aşure Projesi” yine Müslüman Anadolu’ya toslayacak ve bir kez daha başarısızlıkla neticelenecektir.
Birilerinin ısrarla işlediği “siyasâl İslâmcılar kaybetti” tezi Müslümanların zafer silsilesidir. Türkiye’nin yüzyılı, istikbalin yüzyılı derken gözden kaçılmaması gereken esas şudur ki, “İstikbâl İslâm’ındır”!
Ömer Emre Akcebe