15 Filistinli esir serbest bırakıldı 15 Filistinli esir serbest bırakıldı
Büyük Doğu-İBDA çizgisinde faaliyetlerde bulunan Büyük Doğu Akıncıları Derneği Türkiye genelinde teşkilatlanma çalışmaları kapsamında ikinci temsilciliğini Konya’da açtı.

Büyük Doğu Akıncıları Derneği Konya İl Temsilciliği açılışını bir gece önce düzenlediği “Konya’dan Gazze’ye Bir Nefes” programı ile duyurdu.

12 Ekim Pazar günü, Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan, Büyük Doğu Akıncıları Derneği Başkanı Mehmet Ali Bayram, Milat Gazetesi Yazarı Tayyar Tercan, Kökler Derneği Başkanı Saadeddin Ustaosmanoğlu, Hüda Par Konya İl Başkanı Mehmet Zülfi Tan, Büyük Doğu Akıncıları Derneği Ankara İl Temsilcisi Cengiz Mirza, Konya, Ankara, Aksaray ve İstanbul’dan bir çok kişinin katılımı ile gerçekleşti. 

Açılış töreninde konuşma yapan Büyük Doğu Akıncıları Derneği Konya İl Temsilcisi Dr. Nevzat Şipleme şunları söyledi:

"Büyük Doğu Akıncılar Derneği Konya Temsilciliğinin açılışı münasebetiyle yaptığımız davete teşrifleriniz için müteşekkiriz.

Biz Büyük Doğu Akıncıları, Abdülhakim Arvasi Efendi hazretlerinden aldığı nefesi ciğerinden kalemine kan çekerek Anadolu ruhuna üflemiş Üstad Necip Fazıl’ın yazdığı destanı yürüyen Büyük Doğu haline getirmiş ve yaşanmaya değer hayat için olunmaya değer insanı, fikriyle, aksiyonuyla cemiyet meydanına ve külliyatına nakşetmiş Şehid Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun ardında bıraktığı davayı gayesine erdirmek muradında olan gönüldaşlarız. Bizler dünyanın her anlamda kaosa sürüklendiği, insanın anlam kaybı yaşadığı bu zaman diliminde, çözümün İslam temelli yaşam tarzı ve değerler dünyası olduğuna iman etmiş, dava bayrağı olarak, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın başucu kitabım dediği Üstad Necip Fazıl’ın İdeolocya örgüsü kitabında dile getirdiği hakikatleri gören ve o bayrağı cemiyet meydanına dikmek için yola çıkmış olanlarız.  

Bizler, idealsizlikten kıvranan insanoğlunun kusmuğu olmaktan öteye geçememiş Batı medeniyeti denilen kötülük projesine karşılık aydınlık yol olarak çağın ahlak merkezli buhranına, kendisini bilgi-teknoloji ve birey felsefeleri içinde kaybolmuş insanına kendisini bulduracak, YENİ İNSAN İÇİN YENİ NİZAM’ın tanıtılması ve teklif edilmesi gerektiğine inananlarız.

Bizler, imamından askerine, öğretmeninden bilim adamına, sanatçısından esnafına kadar her ferdinde tek tek ideal İslam ahlakı temelinde bayraklaşması gereken şehitlik şuurunun nakşedilmesi gerektiğine, yaşanmaya değer hayatın böylece inşa olabileceğine olunmaya değer insanın bu vasatta var olabileceğine inananlarız.

İdeal müslümanın var olabileceği- yetişebileceği Başyücelik, okuldaki eğitimle sokakta yaşatılan değerlerle, medyasında pompalanan kirlilikle düşmanın evlatlarımızı deşiremeyeceği bir sistem ve toplum yapısını ön görmekte olan bir ideal nizam hedefidir. Sokağımızda, medyamızda, okulumuzda çocuklarımızı bizden alacak, devşirecek bir anlayış ve uygulama hüküm sürüyorsa gerçekten bağımsız bir devlet olduğumuz söylenemez. Sınırlarımızı koruyor ama şuurlarımızı koruyamıyorsak burada çok büyük bir yanlışlık var demektir ve biz bu yanlışlığa dur demek zorundayız.

Bizler Batı’dan yahut sair kültürlerden bilgi almanın nasılına kütüphane çapında ki külliyatıyla cevap vermiş Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun “fert fert her biriniz kendi mevzuunda dünyayı fethe memursunuz” diyerek yüklediği sorumluluğun farkında olarak mevzuunda dünya çapında işler yaparak Anadolu’yu İslam temelli yepyeni bir medeniyetin beşiği haline getirmek gerektiğine inananlarız. 

Bizler Tevhid Sancaklarıyla cepheye koşup vatanı işgalden kurtaran atalarımızın devamı olarak, bir Yahudi tezgahı halinde yeniden bir işgal denemesi olan 28 Şubat ihanetine karşı Müslüman Anadolu’nun bin yıllık iradesini ve istikbalini, bedeli işkence, zindan ve şehadet olmuş olsa da bu bedelleri ödeyerek savunduğumuz gibi; Siyonist-Sabataist-Fetöist düzenin üzerimizde ki zulmü henüz bitmeden, bir çoğumuzun mahkemeleri henüz devam ederken başta şehidimiz Halil Kantarcı gönüldaşımız olmak üzere Müslüman Anadolu iradesi tehlikede diyerek tankların önüne tekrar atılmaktan geri durmamış son işgal denemesi olan 15 Temmuz ihanetine karşıda canını siper etmiş şehitlerimizin şahitliğinde söyleyebiliriz ki bizler Bağımsız, Güçlü, Müslüman yeni Türkiye idealinin Büyük Doğu-İbda olarak hem fikri iradesi hem de koruyucu takipçileriyiz.

Müslüman Anadolu’nun yiğit evlatları, yaşanmaya değer yeni çağın habercisi çok kıymetli gönüldaşlarımız, şu çoşkulu gençliği ve iradeyi karşımızda gördükçe ifade etmek zorundayız ki artık Üstadın yaşadığı şartlarda durum tespiti olarak ifade ettiği “öz yurdunda garip öz vatanında parya” olmayı kabul etmeyen atalarımızın, Batıcı-Mandacılar tarafından o günün şartlarında gasp edilmiş iradesine sahip çıkacak onu olması gereken maksadına erdirecek, 21 ve 24 anayasalarında temeli atılan yeniden varoluş hamlesini gayesine erdirme hedefine kilitlenmiş Müslüman Anadolu’nun yiğit evlatları olarak burada toplanmış bulunmaktayız. Tekrardan Hoş geldiniz.” 

Dr. Nevzat Şipleme’nin ardından bir konuşma yapan Büyük Doğu Akıncıları Derneği Başkanı Mehmet Ali Bayram şunları söyledi:

Ben tahliye olurken Kumandan Salih Mirzabeyoğlu bana bir kaç nasihatte bulundu. Son söylediği ve benim kulağıma küpe olan ve hayatımda yer eden bir cümlesi; ‘Kim ne yaparsa kendine yapar’ demişti. Ben hayatımın bir çok alanında bu sözün tesirini hissettim. Hakikaten bizlerin bu çabası aslında bir başkası için değil kendimiz için kendi ahiretimizi kurtarmak için, kendi çoluk çocuğumuzun düzgün, insanca yaşayabileceği bir nizam için. Dün Gazze vesilesiyle de konuştuk, yâni Gazze’deki katliamda aslında Müslümanların en hazırlıksız yakalandığı nokta şuursuzluktur. Bir dava edinemeyişi idi, nizamı bulamayışı idi. İşte bu noktada bizim derneğimizin inşallah Türkiye’nin 81 ilinde açılarak bu şuurlanmada Büyük Doğu davasının toplum gündeminde yer bulmasında bir mihenk taşı olacağına inanıyorum.”

BDA başkanı Mehmet Ali Bayram’ın ardından söz alan Büyük Doğu Akıncıları Derneği Aksaray İl Temsilcisi Ramazan Bora Üstad Necip Fazıl’ın “Sakarya” şiirini okudu.

Programda konuşan Hüda Par Konya İl Başkanı Mehmet Zülfi Tan ise birlik, beraberlik ve ümmet kardeşlik şuurunun diri tutulmasından bahsetti. 

Daha sonra Kökler Derneği Başkanı Saadeddin Ustaosmanoğlu da bir konuşma yaptı.