Bayram Hoca 3 Eylül 2006 Pazar sabahına kadar hiç kimseden çekinmeden hakikatleri söyledi. Bu sırada hem cemaate dışarıdan enjekte edilen münafıklar, hem de dışardaki Fener Rum Patriği ellerinden geldikçe hocaya saldırdı. Bayram Hoca bir yandan maddî sıkıntılar, bir yandan da fitneler, iftiralar ve tehditler üzerine gelmesine rağmen yılmadı, sohbetlerine hiç korkmadan devam etti. Bayram Hoca öldürülmekten, şehid olmaktan korkmuyor ve her zaman şöyle diyordu “Paranın zekâtı, para vermektir, malın zekâtı mal vermektir, aşkın zekâtı ve bedeli can vermektir, can!” Ve işte 2 Eylül Pazar sabahı aşkın bedelini ödemeye gitti İsmailağa Camii’ne... Sohbetini verdi, dua ederken yanına gelen Mustafa Erdal isimli bir şahıs tarafından tek hamlede kalbine saplanan bıçak ile şehit edildi. Bayram Ali Öztürk Hoca’nın şehit edildiği gün İsmailağa Camii’nde bulunanlar, o gün en ön safta hiç tanımadıkları simaların olduğunu, tüm uyarılara rağmen katilin orada linç edilerek öldürüldüğünü, Bayram Hoca’nın hastaneye yetiştirilmesine de arbede çıkarmak suretiyle bunların engel olduğunu belirtiyor. Ilımlı İslâm ve Dinlerarası Diyaloğu her fırsatta yerden yere vuran Bayram Ali Öztürk Hoca’nın şehit edilmesi davasına bakan yargı mensuplarının neredeyse tamamının FETÖ’cü çıkması ise hâdisenin arkasında kimin bulunduğuna dair en önemli ipuçları verse de 2016’da tekrar raftan indirilen dosyada bir gelişme kaydedilemedi. Hocanın katilleri ve katillerin ortaklarına gereken cezalar verilmedi.
Yazının tamamını okumak için