Selâm ve duâ ile…

İnancından dolayı ezilen insanımız, rejimin türettiği burjuvazi eliyle, ekonomik bakımdan sömürüldü, emeği çalındı, cebi boşaltıldı. Memleketin kazanımlarını Batı’ya aktaranlar efendilerinden kalan kırıntılarla zevk-ü sefa içinde yaşarken, Müslüman Anadolu halkı sefalete mahkûm edildi. Kemalist rejime olan tepkinin neticesi olarak Anadolu halkının iktidara taşıdığı Ak Parti de, bu vaziyetin farkında olmasına mukabil sürekli krizler çıkararak kesesini doldurmaya bakan oligarşik zümreye dokunmaktan kaçındı, hatta bununla yetinmedi merkeze doğru taşıdığı yeni sermayedarları da onlara ortak etti.

Ak Parti’nin Batı’ya uyumlu şekilde ilerlediği, Türkiye’nin İslâm dünyasına rol model olarak gösterildiği dönemde ülke ekonomisinde yabancı sermaye girişiyle sahte bir refah ortamı oluşturulurken, Gezi Parkı eylemleriyle başlayan sürecin ardından yabancı sermayenin çekilmeye başlamasıyla üretmeden tüketmenin alışkanlık hâline geldiği Türkiye’de iktisadî şartlar “normal”e dönmeye başladı.

Bilhassa pandemi ile global iktisadî sistemin kökten çatırdaması, Türkiye’de etkisini fazlasıyla hissettirdi ve son bir yıl içerisinde ekonominin kıymet göstergesi olan para biriminde değersizleşme süreci, halkın cebine giren üç kuruşa göz dikenlerin ekmeğine yağ sürdü. İktidarın, yabancı yatırımcının memleketimizde faizden para kazanmak yerine yatırım yapması üzerine tasarladığı faizi düşürme ve kuru yükseltme, böylelikle ithalatı düşürüp ihracatı artırma politikasının neticesi olarak ortaya çıkan aşırı dalgalanma yine halkı vurdu. Özellikle bu hafta kurda yaşanan oynaklık dolayısıyla birkaç trilyon liralık değer kur oyunu aktörlerinin cebine aktı. Bu para kimin parası mıydı? Tabiî ki Müslüman Anadolu halkının!

Halkın düştüğü bu vaziyeti sadece “dış mihraklar”ın operasyonlarına bağlamak, hastalığı teşhis ve dolayısıyla tedavi noktasında zafiyete sebep oluyor. Gerekli tedbirin alınmasının ve devrimci adımlar atılmasının da önünü tıkıyor.

Her meselede olduğu gibi bunun da bize ihtar ettiği, çözümün, kapitalist-modernist düşüncenin zihinleri piçleştirmek suretiyle yerleştirdiği madde merkezli anlayışın yerine İslâm ahlâkına nazaran oluşturulmuş bir anlayışla yeni bir insan ve toplum modeli ortaya koymak ve bu çerçevede onu müesseseleştirmekten, devletleştirmekten geçtiğidir. Cemiyete manevî bir ideal aşılanmadığı takdirde bizi bekleyen önümüzdeki zor günleri atlatmak da o denli zorlaşacaktır. Elbette öncelikle mevcut sistemle, onu kurgulayanlar, yaşatanlar ve nemalananlarla hesaplaşmak ve içeride muhkem bir yapı kurmak zarurettir.

Kapağımızda halkın parasını kur oyunlarıyla cebine indirenleri işledik ve “Boğazınıza dizilsin!” manşetini attık. Ömer Emre Akcebe, kapak mevzumuzu “Milletten Çalınan Birkaç Trilyon Lira Kimin Cebine Girdi?” başlıklı yazısında işledi.

Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı

Cemiyetin vaziyeti, faiz ve İslâm iktisadı çerçevesinde Muhammet Yazıcı ve Melikşah Sezen ile kısa birer mülakatı dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.

Mustafa Kökmen, “MERCOSUR Gerçeği ve 2030 Hedefleri” başlıklı yazısında, Ortak Pazar noktasında dünyadaki ilk oluşumlar arasında yer alan ve Güney Amerika bölgesindeki en önemli girişim olan MERCOSUR’u ele alıyor.

Çakal Carlos (S. Muhammed), emperyalizme karşı mücadele merkezinin Türkiye olduğunu söylüyor.

29 Kasım 2014 tarihinde Salih Mirzabeyoğlu “Adalet Mutlak’a” isimli bir konferans vermişti. Orta sayfamızı konferanstan bazı pasajlara ayırdık.

Faruk Hanoğlu, “Kız Çocuklarını Çok Sevelim; Elma da Onlarda Kalsın, Lira da...” başlıklı yazısında, toplumda ve aile içerisinde meseleyle tek başına mücadele etmek zorunda bırakılan kızlarımız için adaletin ve ahlaki ortamın sağlanmasına dair Müslümanların Kemalist şuur süzgecinden baktığını, bu meselenin de diğer meseleler gibi en haysiyetli şekilde bizim çözüme ulaştırmamız gerektiğini anlatıyor. Yazarlarımız arasına katılan Faruk Hanoğlu’na hoş geldin diyoruz.

Osman Temiz, “İdman ve Spor Kelimelerinin İştikak Bilgisi veya Etimolojisi Çevresinde” başlıklı yazısının sekizinci kısmını yayınlıyoruz.

Abdulkerim Kiracı, “Portre: Emîr Sultan”ın hayatını ele alıyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle… Allah’a emanet olun…